bugün

hacı bektaş veli

tasavvuf ehli güzel insan.

Bektaşi yıllar sonra çocukluk arkadaşıyla karşılaşır yolda. Arkadaşı hayli yükselmiş, paraya ve üne kavuşmuştur aradan geçen zaman zarfında.
Başkalarınca takdir edilmeye can, edindiği payelere demir atanlarda görülegelen EGO şişkinliğinden muzdariptir farkında olmadan.
Hep kendinden bahseder. Sündüre sündüre anlatır geçmişteki başarılarını ve gelecekle ilgili parıltılı planlarını.

"Peki ya sonra ne olacaksın, ardından ne gelecek?" diye sorar deminden beri ses çıkarmadan dinleyen Bektaşi.

Arkadaşı gülümser: "Sonra iki tuğlu paşa olacağım."

Beriki sorusunu yineler: "Ya sonra?"

Arkadaşı onu şöyle bir süzer: "Sonra üç tuğlu paşa olacağım."

Bektaşi, dayanamaz gene sorar: "Sonra?"

Arkadaşı bocalar; "sonra mı..., hiiiç," der fazla düşünmeden.

"Bak gördün mü" diye atılır Bektaşi,

"O kadar uğraşmaya ne gerek var, ben daha şimdiden senin dönüp dolaşıp geleceğin yerdeyim."