bugün

egemenlik kayıtsız şartsız milletindir

Sadece doğrudan demokrasilerde var olabilecek bir önermedir . Yönetim erkini sadece seçimler yoluyla önemli bir çoğunluğu dışlayarak elde eden hiç bir kurum ve kuruluş özünde demokrasi ve millet egemenliğinden söz edemez . Temsili demokrasilerde bunu aşmanın ve egemenliği gerçekten millet iradesine yaklaştırmanın çeşitli yolları vardır :

1-Partiler seçim listelerine koyacakları milletvekili aday adaylarını kongrelerinde uzlaşma sağlayarak , halk oylaması ile seçmelidir .
2-82 ANAYASASININ anti-demokratik ve millet iradesine ipotek koyan seçim yasası ve partiler kanunu değiştirilerek , seçimlerde uygulanan %10 barajı aşağı düşürülmelidir .
3-Dokunulmazlık kılıfı altında devlet rejimine karşı dinci ya da bölücü propaganda yapmış olan hiç kimsenin , belgeler ile kanıtlandıktan sonra siyaset hayatına atılmasına ve parti kurmasına izin verilmemelidir . Kürsü dokunulmazlığı hariç hiç bir milletvekili işlediği yolsuzluk gibi adli suçlardan dolayı korunmamalıdır .
4-Siyasal erk sadece partilere devredilmemelidir. Partilerin eylemlerini denetleyebilecek ve toplumsal alanda yurttaşların düşüncelerini doğrudan dile getirebilecekleri anayasal sivil toplum örgütlerine destek verilmelidir . Ve bu kurumlar hiç bir siyasi partiye mensup olmayacak şekilde yapılandırılmalıdır.
5- Cumhuriyetimizin niteliklerini koruyacak ve partileri denetleyecek olan anayasa mahkemesi , danıştay ve yargıtay gibi yargı organlarının bağımsızlığına müdahale edilmemelidir .
6- En az genel milletvekili seçimleri kadar yerel belediye başkanlığı seçimlerinde de belirtilen bu hususlar dikkate alınmalıdır . Bu bakımdan her yurttaşın seçimlerde oy kullanması konusunda eğitilmesi ve bunu bir vatandaşlık görevi olarak kabul etmesi gerekmektedir .
7- Siyasi bilimler fakültelerinden mezun olan öğrencilerin ve diğer nitelikli genç beyin gücünün reel siyaset içerisine atılımlarının teşvik edilmesi gerekmektedir . Ülke insanları partilerin siyasi programları konusunda bilgilendirilmeli ve izlenen ekonomik politikalardan doğru bir şekilde haberdar edilmelidir .

Ancak demokrasi adına ülkemizde parlementer rejimin sistemini değiştirip yerine yarı-başkanlık tarzında gayri-ciddi ve tartışılmamış , alelacele alınan kararlar ile mutant bir yönetim biçimi getirmeye çalışmak sanırım bir demokrasi örneği değil demokrasi kaçakçılığı olacaktır .

Şüphesiz ki , emperyalizmin hedefleri doğrultusunda neo-liberal politikalar yoluyla zenginleşme ve kalkınma rüyalarının güzellik uykusuna kapılmak , ulusal olmak için etnik - milliyetçilik yapmak ve toplumsal dayanışma adı altında dinci bir cemaat düzenine bel bağlamak egemenliğin hiçbir zaman millet iradesine teslim edilememesi anlamına da gelecektir .