bugün

aykut kocaman

yapmak istediğini gaziantepspor maçında göstermeye çalışan teknik direktör. olmadı, olmayacak. kendisinin çok önemsediği mantık ve rakamlarla açıkamaya çalışalım bunu.

pas oyunu istiyorsun. alex'in santraya gelip topu ayağına alarak atağın yönünü belirlemediği, atağı ve oyunu yönlendirecek oyuncunun random olmasını istiyorsun. kanat bekleri ileri çıkan ve yaratıcı ofansif yönleri olan, hücumu 10 kişi oynayabilen bir takım istiyorsun. dizilişi tek forvet görünen, ofansif kanat oyuncularıyla 3 forvete dönen bir yapı istiyorsun.

olmayacak hoca. olmaz.

1) oyununun kilit bölgesi olan göbekteki üçlü yaratıcı ve yönlendirici özelliği sıfıra yakın adamlar; mehmet topal, cristian (mehmet topuz) ve selçuk şahin'den bahsediyoruz burada, yapma allah aşkına, yapma. bu adamlar hücumu durarak oynayan, hepsi birbirinden defansif özelliklerde, top tekniği zayıf ve en önemlisi 'yavaş' oyuncular. bu adamlar santranın önünde baskı yapma riskini alamayan, bu baskıyı yaparken duracakları pozisyonu bilmeyen 'sıradan' oyuncular. yapma hocam, sergio busquets, xavi hernandez ve andres iniesta'n olmayacak tamam; ama hiç değilse bu adamların onda biri elinde olmalı önce, insaf.

2) ofansif kanat oyuncuların görünüşe göre krasic ve sow. dünyada bu futbol sistemini oynayan/oynamaya çalışan takımların oyuncu yapısına hiç mi bakmazsın? sen sow'un sol kanatta yapacaklarını jesus navas'la kıyaslayabilir misin gerçekten? sow kanattan topla koşusunu yaparken ceza sahasında öldürücü noktayı görecek bir adam mı gerçekten? yoksa antep maçındaki gibi rakip stoperi sırtına alıp sert bir vuruşla çerçeveyi görecek adam mı? hangisi o kanatta daha verimli olur hoca; kuyt mu, sow mu? bu adamları böyle kullanmakla yobo'yu sağ bek, gökhan gönül'ü stoper oynatmak arasında fark var mı? peki sen hiç krasic'i izlemedin mi aykut hocam? cska'da, sırp milli takımında, juventus'ta? sağa ve sola süper deplase olan bu adamı çizgiye hapsetmenin yanlışlığını, oyun yeteneklerini daralttığını, orta sahadaki üçgenin bir köşesi olması gerektiğini anlamak cidden bu kadar zor mu? elindeki bu oyuna uygun iki kanat adamının stoch ve kuyt olduğunu anlamak için kaç seneye ihtiyacın var?

3) stoperlerin ne ayak hoca? hani bu oyunda hücum oynarken stoperleri pas trafiğine katılsın diye santraya çıkarmak lazım ya? yobo süper, yobo über, peki. peki oynamak istediğin oyunda egemen ile yobo'nun hücum sırasında pas organizasyonuna katılması için santrada olması gerektiğini biliyoruz, hiç değilse pique ve mascherano'yu izlemişsindir. peki arjantin orta sahasının beyni mascherano neden barcelona'da stoper? acaba bu oyunun karşılığında yenilen kontralarda hızlı olması gerektiği için olabilir mi? fizikli ve yavaş stoper yerine bu tercihin yapılmış olması, -yaratmak istediğin- sağlı sollu ortalarla baskı yemeyen bir takım ın ihtiyacı olabilir mi? gerçekten orta sahada kaptırdığın bir topla kontra yediğinde rakibin hızlı bir forvetini 32 yaşında 95 kiloluk yobo ile mi durdurmayı hesaplıyorsun?

4) kanat bekleri, hani sürekli hücuma katılan... gökhan gönül biçilmiş kaftan; eyvallah. peki hiç merak ettin mi bir sezonun kaç maçını kaçırıyor bu adam? dani alves ile bu adamı kaçırdığı maç oranına göre kıyasladın mı? ya ligin üçte birini orhan şam'la oynamak zorunda kalırsan? ki kalacaksın, bunu adın gibi biliyorsun; ne olacak hoca? hasan ali kaldırım'dan bahsetmemizin hiç gereği yok; bırak sol beki, yetenekleri ve futbolculuğu fenerbahçe'nin yedek kulübesinde futbol hayatını bitirmesine bile uygun değil. bu adam ayıp, bu adam yazık, bu adam günah. bu mu senin eric abidal'in?

haklısın aykut kocaman, artık alex'siz bir sistem aramanın zamanı. ama sen hala hasan ali kaldırım'a sol beki, selçuk şahin'e cristian'a göbeği emanet edebiliyorsan kusura bakmayacaksın; ne bu takımdan ne de senden bir cacık olmaz. ben senin skor ne olursa olsun 75'te krasic'i alıp caner'i oyuna koyacağını biliyorsam bu ligde 20 senedir hocalık yapan adamlar da senin oyununu bilir ve sen göndereceğin alex'in peşinden 6 ay sonra bu kulüpten ayrılırsın. o alex bir gün fenerbahçe'ye teknik direktör olur, sen lig tv'de arkadaşlarınla (ki bu gidişle arkadaşın da olmayacak) onun fenerbahçesini seyredersin.

velhasıl kelam, biz doğduğumuz günden beri bu takımla olduk, tıpkı senin gibi. sen istanbulspor'da bushi'lerle sergen'lerle takıldın, biz deplasmanda low'un takımının peşinden koştuk. sen bu işin hep içindeydin, biz bu işe sadece 100 metre mesafedeydik, gördük. şimdi de görüyoruz ki başarı hırsın, bu takımı yine hüsrana uğratacak, yine yatırımlar karşılıksız kalacak. üzüntümüz senin, alex'in ya da aziz yıldırım'ın başarısızlığı değil; fenerbahçe'nin kaybetmeye devam ettiği yıllaradır. aslolan fenerbahçe'dir ve bunları söylemeye cüret edebiliyorsak en az senin kadar fenerbahçeli olduğumuz, en az senin kadar üzüldüğümüz içindir. ve sen de bir gün kazancının fazlası olan maliyetlerle borç-harç forma-kombine alıp gittiğin deplasmandan dönebilmek için hayatında hiç gitmediğin samsun'da sabahlayacak bir park ararsan, seni sen yapan fenerbahçenin sana ödediği milyonlar ve verdiği kral lakabını bir kenara koyup bu çileleri çekersen sen de bize dersin ki 'lan yarraaam sana noluyo, ne biliyorsun da konuşuyorsun'. o zaman biz de deriz ki evet aykut kardeşim, işte şimdi üzüntü nedir sen de biliyosun.