bugün
- evlilik10
- ali erbaş16
- demet akalın'ın zeka seviyesi9
- icardi190517
- türkiye işçi partisi11
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu35
- çin halk cumhuriyeti8
- ellerim bos gonlum hos9
- arda güler13
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır10
- karınıza range rover alır mısınız21
- anın görüntüsü14
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı18
- ruh okuzu9
- 31 mart 2024 cumhuriyet halk partisinin zaferi8
- sözlük kızlarının don renkleri14
- aynı dizileri tekrar tekrar izlemek8
- icardi1905 silik olsun kampanyası16
- karımın çok mutlu olacağı gerçeği14
- xdearm9
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı8
- boşuna yaşıyorum hissi16
- patiswiss23
- kadınların boşanmış erkeğe bakışı9
- merfulu8
- sözlük kızlarının ayakkabıları18
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı15
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi28
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti8
- akrep burcu8
- siklememenin getirdiği huzur12
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler16
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi20
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi9
- futbolcu ismiyle nick almak11
- escort fiyatlarının güncellenmesi8
- eloande'ye koca buluyoruz kampanyası10
- evlenmezsek yaşlanınca ne yapacağız sorunsalı11
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı10
- murat kurum kurudu gitti8
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır11
- yunanistan bizden çalsa rahatsız olmayacağınız şey11
- akp seçmeni16
- online olup entry girmeyen yazarlar9
- bebek kokusu10
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması23
- susmayan durmayan israile gemi ticareti10
- bülent uygun15
- chp genel merkezi önündeki aşırı üks araçlar10
- çirkin erkeği yakışıklı gösterecek şeyler10
f tiplerinde keyfi uygulanmayan sohbet hakkının uygulanması için üretilen slogan.
--spoiler--
Ülkemizde bulunan 13 F Tipi hapishaneden bu gün sadece bir tanesinde 10 saatlik sohbet hakkı uygulanmaktadır. Bu hakkın uygulanması bazı hapishanelerde süre kısıtlamasına gidilmesi ve bunu tutukluların protesto etmesi sonucu yaşam bulmadı. Bazı hapishanelerde ise bu hakkın tredman şartına bağlanamayacağı genelgede belirtilmiş olmasına karşın çeşitli sosyal aktivitelere katılma şartına bağlanmaya çalışıldı. Bir çok hapishanede ise personel yetersizliği yer yetersizliği gibi gerekçelerle bu hak ve genelge sanki hiç yokmuş gibi bir tavır takınıldı. Oysa dönemin Adalet Bakanı genelgenin öngördüğü sohbet hakkının uygulanabilmesi için yer personel vb. sorunları gidermek açısından kamuoyundan 6 ay süre istemiş bu sürenin sonunda tüm eksiklerin giderilip 10 saatlik sohbet hakkının 20 saate çıkarılması için de çaba harcanacağı sözünü vermişti. Aradan bir buçuk yıl geçti sohbet hakkının uygulanabilmesi tecritin kaldırılması için somut adımlar atmak sohbet hakkını 20 saate çıkarmak bir tarafa dursun Adalet Bakanlığı ve onun bürokratları mevcut genelgedeki sohbet hakkının uygulanması için bile en ufak somut bir girişimde bulunmadı.
Şimdi öğreniyoruz ki Adalet Bakanlığı yalanlarıyla miletvekillerini de kandırmaya çalışmaktadır. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü tarafından meclis insan hakları komüsyonu üyesi milletvekillerine verilen brifingde; F Tipi hapishanelerde sohbet hakkının uygulandığına dair ibareler vardır. F TiPi YÜKSEK GÜVENLiKLi KAPALI CEZA VE iNFAZ KURUMLARINDA YAPILAN EĞiTiM VE iYiLEŞTiRME FAALiYETLERi başlıklı raporun birinci sayfasında F tipi ceza infaz kurumlarında gerçekleştirilen sohbet hakkı dahil her türlü etkinliğin takibi.. 2. sayfasında ise yukarıda sayılanlar dışında 10 kişilik gruplar halinde haftada 10 saate kadar sohbet etmelerine imkan tanınmıştır. denilmektedir. Soruyoruz; Adalet Bakanlığı ve onun bürokratları sohbet hakkı dahil her türlü etkinliğin takibinden ne anlamaktadır. Eğer bu tanınan bir hakkın hak olabilmesi için kullanılabileceği bir ortamın yaratılması ise ki bu haksa böyle olması gerekmektedir. Halen 10 kişilik grupların haftada 10 saat sohbet hakkını düzenleyen genelgenin ilgili maddesinin sadece bir hapishanede uygulanıyor olması karşısında ne gibi tedbirler almış neler yapmışlardır veya bu konuda bir şey yapmayı planlamaktamıdırlar. Halkına ve ülkesine karşı adalettten sorumlu en üst makamı işgal eden bu zatların öncelikle yanıtlaması gereken soru budur. Yoksa bu takipten anladıkları polisiye bir takipmidir. Ki Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Hapishanesinde bulunan tutuklular uzunca bir aradan sonra tekrar çıkarıldıkları sohbette sohbetin yapılacağı odaya döşenen kameralar nedeniyle sohbete çıkmamayı tercih etmişler ve idareye kameralarla izlenen bir ortamda sohbete çıkmayacaklarını deklere etmişlerdir. Sohbet bir hak olarak düzenlenmişse ve bu hakkın kullanılabilmesi için gerekli ortamın sağlanması kimin sorumluluğundadır Soruyoruz!.. Daha önce de tutsaklar çıkarıldıkları sohbet alanında tuvalet olmadığından tuvalete çıktıklarında sohbet hakkını kullanmış sayılacakları söylenmiştir. Bu birifingi hazırlayan Adalet Bakanı ve onun bürokratlarımı başka bir ülkede yaşıyor yoksa bizmi başka bir ülkede yaşıyoruz?
Aynı brifingin elimize ulaşan YENi CEZA iNFAZ SiSTEMi VE CEZAEVLERiMiZ HAKKINDA ÖZET BiLGi adlı bölümünün 4. sayfasında mevcut kurumların sosyal, kültürel, sportif faaliyet alanları modernize edilmiştir. denilmektedir. Bu hapishaneler o kadar moderndir ki örneğin okuma yazma bilmeyen ve bu konuda okuma yazma öğrenmeye yönelik bir programa katılmak isteyen tutukludan bu isteğini bir dilekçeyle idareye bildirmesi istenmiştir. Hapishanelerde akla ziyan uygulamaların bini bin para ama Adalet Bakanlığının yalanları bunlarla sınırlı değil tabi aynı bölümün gene 4. sayfasından aktaralım ruhsal rahatsızlıkları bulunan hükümlüler için Adana, Elazığ, Manisa ve Samsun E- Tipi kurumlarda üniteler yapılmış, inşaatlar bitirilmiş ve faliyete geçirilmiştir. denilmektedir. Ama bu gün ruh sağlığı iyiden iyiye bozulmuş çok sayıda tutuklu/hükümlü halen F Tipi Hapishanelerde tutulmaya devam edilmekte ve bu yüzden özellikle adli tutuklulular arasında intihar girişimleri had safaya ulaşmış durumdadır. işte size Adalet Bakanlığının yalanını ortaya koyan 2 örnek;
***
Edirne F Tipi Hapishanesinden hükümlü Bekir Şimsekin 21 Ekim 2007 tarihli mektubundan;
Mehmet GÜÇLÜnün ileri derecede psikolojik sorunları oldugu biliniyordu. Öyle ki hayali bir köpğii vardı. Hayali köpeğinin ismini ise pırtık koymustu. Bu derece ileri idi psikolojik sorunları... Tabi ki, bu psikolojik bozukluğun kaynagı TECRiT idi. Bu durumu bilinmesine rağmen hastanede değil hapishanede bulunuyordu.
Akşam yemeğini almayınca görevli memurlar tarafından merak edilerek hücreye giriliyor ve hücrenin tuvalet bölümünde kendini asmış olarak bulunuyor. Kim bilir saat kaçta intihar etti ama ancak akşam yemeği dağıtımında bulundu! Mehmetin tahliyesine de bir kaç ay kaldığı söyleniyor. Mehmet GÜÇLÜnün intiharından iki gün önce ise yani 16 Ekimde
hapishaneye Adalet Bakanlıgından müfettişler gelip hücreleri dolaşmışlar... Sorun dinlemeye geldiklerini söylemişler ama hiçbir hücrede zamanımız yok diyerek bir dakikadan fazla kalmamışlar!!! Yani tam bir dostlar alışverişte görsün hali olmus...
Yine Edirne F Tipi Hapishanesinde hükümlü bulunan Hacı DEMiR; mektubunda tecrit yüzünden akıl sağlığını iyice yitirmiş bir tutuklunun mektubundan alıntı yapmış. Hacı Demirin 30 Mayıs 2007 tarihli mektubundan;
Ben 10 gündür buradayım. Size daha önce anlattığım manyetik alan içinde manyetik dalgalarla kıvrandıracak kadar, bayıltacak kadar işkence yapıyorlar Doku örnekleri alınsın diye dilekçe yazdım, avukat bakıyor. Bu gece sabaha kadar işkence gördüm. Hücre su dolu ve ben su içindeyim. idareye dilekçe yazdım. Başkanı çağırdım. Çekip gittiler. Beni bilgisayara kodlamışlar. Ses dalgalarıyla bağırıp öt ulan diyorlar ( ) (Bundan sonra yazısı okunmuyor...Bu tutuklu tek tutuluyor.)
Adli tutuklulardan Cemal Yalçının akıl hastası oldugunu belgeleyen raporu var. Bu tutuklu zaman zaman kriz geçirip, camları kırıyor, elbiselerini hücrenin ortasına yığıyor, ve yakıyor. Bir süre önce de yatağını yakmıs. idare Disiplin Kurulu Cezai Ehliyeti Yoktur diye ceza vermiyor ama 300 milyon yatak parası istiyor. Ödemeyince mahkemelik oluyorlar. Mahkeme ise 100 milyon ödeyin kapatalım diyor.
--spoiler--
--spoiler--
Ülkemizde bulunan 13 F Tipi hapishaneden bu gün sadece bir tanesinde 10 saatlik sohbet hakkı uygulanmaktadır. Bu hakkın uygulanması bazı hapishanelerde süre kısıtlamasına gidilmesi ve bunu tutukluların protesto etmesi sonucu yaşam bulmadı. Bazı hapishanelerde ise bu hakkın tredman şartına bağlanamayacağı genelgede belirtilmiş olmasına karşın çeşitli sosyal aktivitelere katılma şartına bağlanmaya çalışıldı. Bir çok hapishanede ise personel yetersizliği yer yetersizliği gibi gerekçelerle bu hak ve genelge sanki hiç yokmuş gibi bir tavır takınıldı. Oysa dönemin Adalet Bakanı genelgenin öngördüğü sohbet hakkının uygulanabilmesi için yer personel vb. sorunları gidermek açısından kamuoyundan 6 ay süre istemiş bu sürenin sonunda tüm eksiklerin giderilip 10 saatlik sohbet hakkının 20 saate çıkarılması için de çaba harcanacağı sözünü vermişti. Aradan bir buçuk yıl geçti sohbet hakkının uygulanabilmesi tecritin kaldırılması için somut adımlar atmak sohbet hakkını 20 saate çıkarmak bir tarafa dursun Adalet Bakanlığı ve onun bürokratları mevcut genelgedeki sohbet hakkının uygulanması için bile en ufak somut bir girişimde bulunmadı.
Şimdi öğreniyoruz ki Adalet Bakanlığı yalanlarıyla miletvekillerini de kandırmaya çalışmaktadır. Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlüğü tarafından meclis insan hakları komüsyonu üyesi milletvekillerine verilen brifingde; F Tipi hapishanelerde sohbet hakkının uygulandığına dair ibareler vardır. F TiPi YÜKSEK GÜVENLiKLi KAPALI CEZA VE iNFAZ KURUMLARINDA YAPILAN EĞiTiM VE iYiLEŞTiRME FAALiYETLERi başlıklı raporun birinci sayfasında F tipi ceza infaz kurumlarında gerçekleştirilen sohbet hakkı dahil her türlü etkinliğin takibi.. 2. sayfasında ise yukarıda sayılanlar dışında 10 kişilik gruplar halinde haftada 10 saate kadar sohbet etmelerine imkan tanınmıştır. denilmektedir. Soruyoruz; Adalet Bakanlığı ve onun bürokratları sohbet hakkı dahil her türlü etkinliğin takibinden ne anlamaktadır. Eğer bu tanınan bir hakkın hak olabilmesi için kullanılabileceği bir ortamın yaratılması ise ki bu haksa böyle olması gerekmektedir. Halen 10 kişilik grupların haftada 10 saat sohbet hakkını düzenleyen genelgenin ilgili maddesinin sadece bir hapishanede uygulanıyor olması karşısında ne gibi tedbirler almış neler yapmışlardır veya bu konuda bir şey yapmayı planlamaktamıdırlar. Halkına ve ülkesine karşı adalettten sorumlu en üst makamı işgal eden bu zatların öncelikle yanıtlaması gereken soru budur. Yoksa bu takipten anladıkları polisiye bir takipmidir. Ki Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Hapishanesinde bulunan tutuklular uzunca bir aradan sonra tekrar çıkarıldıkları sohbette sohbetin yapılacağı odaya döşenen kameralar nedeniyle sohbete çıkmamayı tercih etmişler ve idareye kameralarla izlenen bir ortamda sohbete çıkmayacaklarını deklere etmişlerdir. Sohbet bir hak olarak düzenlenmişse ve bu hakkın kullanılabilmesi için gerekli ortamın sağlanması kimin sorumluluğundadır Soruyoruz!.. Daha önce de tutsaklar çıkarıldıkları sohbet alanında tuvalet olmadığından tuvalete çıktıklarında sohbet hakkını kullanmış sayılacakları söylenmiştir. Bu birifingi hazırlayan Adalet Bakanı ve onun bürokratlarımı başka bir ülkede yaşıyor yoksa bizmi başka bir ülkede yaşıyoruz?
Aynı brifingin elimize ulaşan YENi CEZA iNFAZ SiSTEMi VE CEZAEVLERiMiZ HAKKINDA ÖZET BiLGi adlı bölümünün 4. sayfasında mevcut kurumların sosyal, kültürel, sportif faaliyet alanları modernize edilmiştir. denilmektedir. Bu hapishaneler o kadar moderndir ki örneğin okuma yazma bilmeyen ve bu konuda okuma yazma öğrenmeye yönelik bir programa katılmak isteyen tutukludan bu isteğini bir dilekçeyle idareye bildirmesi istenmiştir. Hapishanelerde akla ziyan uygulamaların bini bin para ama Adalet Bakanlığının yalanları bunlarla sınırlı değil tabi aynı bölümün gene 4. sayfasından aktaralım ruhsal rahatsızlıkları bulunan hükümlüler için Adana, Elazığ, Manisa ve Samsun E- Tipi kurumlarda üniteler yapılmış, inşaatlar bitirilmiş ve faliyete geçirilmiştir. denilmektedir. Ama bu gün ruh sağlığı iyiden iyiye bozulmuş çok sayıda tutuklu/hükümlü halen F Tipi Hapishanelerde tutulmaya devam edilmekte ve bu yüzden özellikle adli tutuklulular arasında intihar girişimleri had safaya ulaşmış durumdadır. işte size Adalet Bakanlığının yalanını ortaya koyan 2 örnek;
***
Edirne F Tipi Hapishanesinden hükümlü Bekir Şimsekin 21 Ekim 2007 tarihli mektubundan;
Mehmet GÜÇLÜnün ileri derecede psikolojik sorunları oldugu biliniyordu. Öyle ki hayali bir köpğii vardı. Hayali köpeğinin ismini ise pırtık koymustu. Bu derece ileri idi psikolojik sorunları... Tabi ki, bu psikolojik bozukluğun kaynagı TECRiT idi. Bu durumu bilinmesine rağmen hastanede değil hapishanede bulunuyordu.
Akşam yemeğini almayınca görevli memurlar tarafından merak edilerek hücreye giriliyor ve hücrenin tuvalet bölümünde kendini asmış olarak bulunuyor. Kim bilir saat kaçta intihar etti ama ancak akşam yemeği dağıtımında bulundu! Mehmetin tahliyesine de bir kaç ay kaldığı söyleniyor. Mehmet GÜÇLÜnün intiharından iki gün önce ise yani 16 Ekimde
hapishaneye Adalet Bakanlıgından müfettişler gelip hücreleri dolaşmışlar... Sorun dinlemeye geldiklerini söylemişler ama hiçbir hücrede zamanımız yok diyerek bir dakikadan fazla kalmamışlar!!! Yani tam bir dostlar alışverişte görsün hali olmus...
Yine Edirne F Tipi Hapishanesinde hükümlü bulunan Hacı DEMiR; mektubunda tecrit yüzünden akıl sağlığını iyice yitirmiş bir tutuklunun mektubundan alıntı yapmış. Hacı Demirin 30 Mayıs 2007 tarihli mektubundan;
Ben 10 gündür buradayım. Size daha önce anlattığım manyetik alan içinde manyetik dalgalarla kıvrandıracak kadar, bayıltacak kadar işkence yapıyorlar Doku örnekleri alınsın diye dilekçe yazdım, avukat bakıyor. Bu gece sabaha kadar işkence gördüm. Hücre su dolu ve ben su içindeyim. idareye dilekçe yazdım. Başkanı çağırdım. Çekip gittiler. Beni bilgisayara kodlamışlar. Ses dalgalarıyla bağırıp öt ulan diyorlar ( ) (Bundan sonra yazısı okunmuyor...Bu tutuklu tek tutuluyor.)
Adli tutuklulardan Cemal Yalçının akıl hastası oldugunu belgeleyen raporu var. Bu tutuklu zaman zaman kriz geçirip, camları kırıyor, elbiselerini hücrenin ortasına yığıyor, ve yakıyor. Bir süre önce de yatağını yakmıs. idare Disiplin Kurulu Cezai Ehliyeti Yoktur diye ceza vermiyor ama 300 milyon yatak parası istiyor. Ödemeyince mahkemelik oluyorlar. Mahkeme ise 100 milyon ödeyin kapatalım diyor.
--spoiler--
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar