bugün

kadınının içinden çıkmak istememek

bir kadının kalbine yerleşme arzusudur!

ne alakası var; bir kadının kalbi ..mında mıdır diyen arkadaşlara altın hödük heykelini takdim eder; küçüklerin saflıklarından, büyüklerin libidolarından öperim.

bir kadının kalbi; göğüs kafesinin altında; 16 çift kemiğin altında büyük bir boşluktadır. eğer senin de bir erkek olarak kalbin aynı boşluktaysa o kadının kalbi de, aklı da , damarları da yer değiştirse farketmez; sonunda buluşursunuz aynı yerde.

aşksız seks olur mu; sekssiz aşk olur mu diyenleri polemiklerinin keşmekeşinde terk ederek, kendi açımdan, kendi yaşayış ve inanışlarımın eşiğinde düşüncemi izaha çabalıyorum;

bir kadının yüzüne bile bakamayacak kadar safiyane bir aşk da aşktır, bir kadının bedenine kenetlenmeden gözüne uyku girilmeyen bir hal de aşktır. aşkın mantığı, kuralı, izahı olmaz. olsaydı o kadar adam aşktan delirip kendini asmaz, o kadar şair çıldırıp soğuk taş odalarda ölmez, o kadar kelime oyuncusu bu kadar roman, şiir, şarkı yazmazdı. aşk normal ve makul bir şey olsaydı ilkokul müfredatına alınır, ders diye okutulurdu. aşkın bilimle örtüşen tek yanı;

dünya yuvarlaktır; aşk da öyle !

köşeleri, disiplini , değişmez durum ve halleri yoktur aşkın. varsa da o artık aşk olmaktan çıkmıştır.

bir kadının kalbi kaburgalarının altındadır , ta ki; gerçek bir erkek gerçek bir kadının bedenini ürpertinceye kadar!

bir erkek bir kadının ensesinde bile hissettiği bakışlara sahipse, bir erkek bir kadına dokunmadan değebilecek duyarlılıktaysa, bir erkek bedeninin farkında olmayan bir kadının ruhunu okşayabiliyorsa; bir erkek bir kadının içine hapsolacağı anı planlamak yerine bunu hissedip, hissettirip duhul olduysa bir kadının kadınlığına;

işte o zaman bir kadının kalbi orasında; kadınlığında atabilir. nabzı da, aklı da, beyni de, kalbi de bir an için orası our. hiç bir kadın ; asaleti, beğenisi, aklı ve kalbi olan hiç bir kadın o haznesini haketmeyen bir erkeğe sunmaz. haketmek dürüstlük değildir, zenginlik değildir, boy pos kariyer karizma değildir. gerçek kadın için gerçek erkek olduğu gibidir. kusurlarıyla, çocuksuluğuyla, erkeksiliğiyle, heyecanı ve arzularıyla gerçek bir erkek.

gerçek kadın gerçek erkeği bulduğunda ve bunu aynı anda , aynı güçte hissettiklerinde ; ikisininde kalbi kasıklarında atmaya başlar. bir kadının kalbinin , bir erkeğin nabzının kasıklarında atması birazdan boş bkz larla saldırıya geçtiğinizde değineceğiniz üzere ne orospuluktur, ne de abazalıktır. doğanın kanunudur ve dünya da her ideolojiden bedenin itaat ettiği tek kanundur üstelik.

bir kadın bir erkeği sevgiyle, arzuyla, tutkuyla içine aldıysa, bacaklarını beline dolayıp kendine bastırdıysa, gözlerini yumup ismini haykırdıysa, durma durma durma diye feryad ettiyse orada varolan bazen ihtiyaç, bazen açlık, bazen hayvansı bir güdü, bazen kirlenme ve kirletilme isteği ama en çok da aşktır. bağlılıktır, sevmektir.

sevildiğini, bağlanıldığını, aşıklığını farkeden her erkek de; maşuğunun içinde olmaktan hoşnut olur; o içte olmayı, o sıcak, diri ve canlı hazine kutusunun kavrayışlarını ve onun yarattığı ait olma, bir olma, tam olma duygusunun devamı için; kadınının içinden çıkmak istemez. bu da yine az sonra belirteceğiniz gibi sapkınlık, hayvanlık değil; insanın tensel sevgiye olan tartışılmaz açlığının ve ihtiyacının ispatıdır.

dokunmak güzeldir. aşk dokunmaktır. aşk güzelliktir.

birini içine almak, birinin içinde olmak zordur, tadını da çıkarmak, hakkını da vermek, kıymetini de bilmek ve korumak gerekir.

not; birden çok internet platformunda başka bir takma isimle yazdığım yazımdan alıntılamadır.