bugün

faşizme karşı omuz omuza

resmi, sivil faşizmin saldırdığı zamanlar da atılan slogan;

12 eylül ülkeyi tarumar etmiş, ortada onlarca örgüt var (kimi partileşme sürecinde, kimi tamamlamış, kimi 20 bin kişiyle ankara' yı sallıyor, kimi de fatsa' da başka bir hayatın mümkün olduğunu gösteriyor) o zaman ki kadrolardan ağabeylere, şeflere soruyoruz, neden faşizme karşı omuz omuza vermediniz? klişeleşmiş biz söylemleriyle: biz söylemiştik, biz önermiştik, biz yapmıştık, biz, biz, biz diye geçiştirip, sorduğunuza pişman ediyorlar. sanki darbeye karşı yıllarca direnmişler gibi. o dönemde birkaç örgüt kağıt üzerinde faşizme karşı birleşik cepheyi yaratmaya çalışıyor. fiiliyatta ise mahmut memduh ve arkadaşları dışında kimse gözükmüyor, onlar da 84 lere kadar.

günümüze geliyoruz, değişen bir şey yok! kafeterya boykotu gibi çok basit bir eylemde dahi simit- ayran, mevye suyu-bohça tartışmasın da omuz omuza veremiyoruz! *

güney amerika' daki solculara soruyorlar, faşizme karşı nasıl omuz omuza verdiniz? * soluduğumuz oksijen dışında her şeyimizi elimizden aldılar, omuz omuza vermekten başka seçeneğimiz yoktu, diye cevaplıyorlar. kıssadan hisse, bizim neyimiz kaldı? sol yelpazenin ucundakilerin asgarileriyle, yelpazenin ortasındakilerin azamilerini ortak bir payda da buluşturup,* omuz omuza vererek, bu güzelim slogan, ete kemiğe büründürülemez mi?
güncel Önemli Başlıklar