bugün

sevgilinin gozlerinin onunde olmesi

sevgilinin son nefesini hissetmek. yanmak, kavrulmak. tarifi imkansız acı. arzın bütün kelimeleri dile gelse, dilinizden dökülse, içinizde kopan fırtınanın sesli bir harfi bile olamaz. sonsuzluğun girdabında üşürsünüz, elleri elinizde üşürken sevgilinizin. yumuşak bedeninde hissedersiniz yitip giden saatleri. gözlerini öpersiniz, yakarış, dön. dönülmez akşamın ufku bile değil, alnında titremiş öksüz kalmış, soğumuş terlerini silersiniz. hatıra kalır dudaklarınızda son serinliği. başucunda bir resim gibi, hareketsiz, takatsiz, ölüme intizar, hain dersiniz, acı sıcaktır, yarin bedeni soğuk. ellerini usulca bırakırsınız, kavuşturursunuz sinesinde. birden kavuşmalarınız, ayrılıklarınız gelir aklınıza. nasıl sarılırdı, nasıl boynumda kolların, nasıl da kaçardın ağaç gövdesinde kahkaha, ebe ebegümeci, nasıl da savrulurdu etekleri imbatta. yeşil yakışırdı. ne yakışmazdı küs hafızalar. kavgalarımız bile hatıraydı, incir çekirdeği. dudaklarını nasıl büzerdi, olmazlanmalar. şarkı da mırıldanırdı ara sıra, nağmeleri keman kaşlı. birden sevinirdi, apansız çığlıklar. bazen gün batımı ağlar görürdüm, inci yanaklar. kollarımı açardım alem kıskanır, kocaman. sığınırdı alabora gemi misali. saçlarına gömülürdü hayallerim o an, hiç bitmesin, biz hep sevgili.
ne yazık, ah. ah edemeden giden gölgenin esir ben, şimdi nasıl yine saatler, yine imbat, kirli sokaklar, kollarımı nasıl açarım şimdi hayalsiz, hayalet.
eğilir kollarına alır, kucaklar. ne kadar hafif, hatırlamaya çalışır o saatleri, bu kadar hafif miydi dakikalar. döner, son kez kollarında döner, dünyanın tersine. enlemler boylamlar karışır son dansında.
güneş batmış, mehtap kurşuni bulut. hafifçe bırakır yatağına sevdasını, yanına bırakır hediye misali geçen zamanı. o şimdi yok, sen maziye ürkek firari.
pencereyi açarsın, son serinlik davetsiz misafir. aman üşüme, üşümüş bedeninde soğuklar. hırkan usulaca omuzlarında. tıpkı deniz kıyısı imbatları. sana elveda.