bugün

18 mart çanakkale şehitlerini anma günü

"hikaye bundan tam 90 yıl önce, sonradan anzac koyu adını alacak noktada 24 nisan'ı 25'e bağlayan gece başladı. o tarihte bu koyda başlayan hikayelerin tamamına yakını, hep denizden gelen adam tarafından yazıldı. denizden gelen istilacı adam cesurdu; ama köksüz ve tarihsizdi. ayak bastığı topraklar ona mezar olacak, ama karşılığında ona bir ruh ve yeni bir milat kazandıracaktı.

hikayenin gerçek kahramanı ise denizden gelen adamı karşılayan adamdı. cesaretin ötesine geçen bir fedakarlık içindeydi. tek dileği, mümkün mertebe geç ölerek arkadaki arkadaşlarına vakit kazandırmaktı. yüksek bir ruh, zengin bir tarih geleneği ve köklü bir aidiyet duygusu içerisinde, bugün pek de anlayamayacağımız bir fedakarlık mertebesindeydi.

üstelik istilacılara karşı koyma konusunda, bin yıllık bir tecrübeye sahipti."

"yaşadıkları gibi öldüler;
samimi bir mütevazılık ve tevekkül içerisinde.
toprağa karıştılar, mezarları olmadı.
isimleri unutuldu; sembollere, mehmetlere dönüştüler.
kahramanlığın ötesinde, benzersiz bir fedakarlık içerisinde,
ele güne ilan ettiler:
biz hep buradayız, bu topraklarda kalacağız ve kim gelirse gelsin, bekliyor olacağız."

(nisan 2005 tarihli atlas dergisinden alınmıştır.)

insan her bir metrekaresi kanla sulanmış topraklara adım atmaz, orada ne büyük bir dramın yaşandığını hissediyor. tarihini bilmek, atalarının nasıl insanlar olduğunu öğrenmek isteyen her türk çanakkale'yi gezmelidir. bilinsin ki, o vatan sevgisiyle dolu insanlar aslında savaşmaya değil, bile bile ölmeye, vatanı için ölmeye gittiler. büyük küçük demeden, çoğu tek kurşun bile atmaya fırsat bulamadan şehit oldular.

allah hepsinden razı olsun...