bugün

türkiye de ezanı 18 sene türkçe okutan adam

ismet inönü'dür. edirne'de yıktırdığı onlarca cami zaten belgelerle tarih kitaplıklarındaki yerini almıştır.

arapçayı hafife alan insanlar, arap edebiyatını biraz araştırırsa, büyük ihtimal ağızları açık kalacaktır.

ezan mevzusuna gelirsek; ezan evrenseldir. türk'e, arap'a, ingiliz'e hitap etmez. müslüman insanlara hitap eder.
bizim ülkemizde farklı, başka bir ülkede farklı okunacak değildir. her yerde "allahuekber" ile başlar, "la ilahe illallah" diye biter.
bu ingiltere'de de böyledir, almanya'da da, japonya'da da. çin'de çince ezan okunursa ben nasıl anlayacağım?(çin'deki camiler
çok farklıdır) "tanrı uludur" demişler. yazık. "ulu" kelimesi; insanların şaşırdığı, büyük gördüğü nesneler için kullanılır.
örneğin; uludağ. sen hem dağa hem allah'a ulu mu diyeceksin?

bırak herkes dinini yaşasın. kiliselerde incil'den okunan vahiyler latince okunuyor da, %98 oranında müslüman olan
bir ülkede neden ezan türkçe okunsun? ibadet türkçe yapılsın? ayrıca arapça okumanın edasıyla, türkçe okumanın edası,
etkileyiciliği bir değildir. bunu dinleyerek anlamak aşikar. türkçesini de öğren ama, her şeyin bir usulü, adabı var.
sanki arapça okunurken, türkçesini öğrenmek yasaktı. gülüp geçerim ben bu işe.

adnan menderes'in seçimden önce verdiği en büyük vaat, ezanı arapça yapmaktı. açık ara farkla geldi ve ezanı tekrar arapça okuttu.
çok mu seviliyordu sizce ezanı türkçe yapan parti? neyse.

dediklerime katılmıyor musun? sebebi kesinlikle şunlardan biridir:

1) bazı bilgilerin psikolojik açıdan bakıldığında hazmı pek kolay değildir, çünkü bunlar kabul edildikten sonra hayata olduğu gibi devam edilemez. beyin, yıllar içinde topladığı bilgileri yeniden düzenleyip, yeni bir programa başlaması gerektiğini fark edecektir. beyin karşı çıkacaktır, çünkü bu oldukça güçlü bir zihinsel çaba isteyecektir. budan kurtulmanın en kolay yolu reddetmektir.

2)ikinci sebep egodur. kişi egosu yüzünden sizinle ve bilgilerinizle mücadele edecektir. çünkü onun sözleri daha değerlidir. onların daha evvel fark edemediği önemli gerçeklere rastladığınızı kabul edemeyeceklerdir. egolarını koruma adına sizin gerçeklerinizi inkar edecektir. insan fıtratında var olan bir duygudur. gayet normal karşılarım.

3) birçok durumda da insanlar hayatlarından oldukça memnundur. ondan vazgeçip dünyada olan bitenle ilgilenmek istemeyecektir. bunun adı kendine odaklı yaşamaktır.

4)insanların çoğu bağını koparmak istemez. çoğu o kadar durağan ve umutsuzca sisteme bağlıdır ki, onu korumak uğruna savaşacaktır.

5) bu sisteme inanıp, gerçeklerinin belirlenmesine izin veriyorlardır. sistemin sesi nedir? tabi ki medya.
güncel Önemli Başlıklar