bugün

aşkı kötüleyen insan

aşık olmayı bilmezler çünkü, ya hiç yaşamamış ya da yaşadığını sanıp acı çekmiştir sadece. ben bu duygunun doğuştan gelen bir meziyet, yetenek hatta sanat olduğunu düşünüyorum. kalplerin de işaret ile doğarlar.

--spoiler--
Kalplerinde aşk işaretiyle doğarlar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar, hayata ve insanlara merhamet duyarlar ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşayamazlar...

Aşk işaretiyle doğanlar, yaşarken dünyaya talip olamazlar... Bilirler ki ne isteseler, neyi alsalar, ne kazansalar, aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları, teselli etmez... Gönüllü sürgündür onlar... Gizliden gizliye, hissederler bunu... Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere. Kopup geldikleri ışığa olan inançları ne kadar büyükse, içlerindeki acı o kadar derindir... Bu acı, hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri... Bu acı, hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye var olduklarını...

Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden... Yorulur kendisini anlatamamaktan... Sevgilim! der, sevgilim ama sevgilim dediği yanında değildir, bilir... Bazı günler insan soluksuz kalır, içindeki sevgili olmasa bile, karşısındakine deliler gibi sarılır... O olmadığını bile bile, sonsuz bir umutsuzlukla sarılır... insan soluksuz kalmaya görsün, sevgili diye bütün yanlışlarına, bütün kaçışlarına, kendine yaptığı ihanetlere sarılır... insan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün, her şey olmak, her yere yetişmek için bu hayata düşer... Her şey olduğunu, her yere yetiştiğini sandığı anda, ortada kendisi yoktur artık... Kaybolmuşluğa çok yakındır... Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır... Daha az acı çekiyordur artık... Ama artık daha mutsuzdur eskisinden... Daha mutsuzdur, o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
cezmi ersöz
--spoiler--