bugün
- nervio'ya aşık olmak11
- kent lokantası niye bedava değil demek20
- manyak olmaya karar verdim silik olsun kampanyası9
- evlilik15
- modern kadinin ucuz ve kolay ulasilabilir olmasi14
- türkiyede çok abartılan arabalar9
- icardi1905 silik olsun kampanyası26
- balayını italyada yapmak isteyen nişanlı16
- escort fiyatlarının güncellenmesi11
- karınıza range rover alır mısınız23
- avrupanın yarrağı yemesi yakındır17
- chp'li o tekin'in öcalan'ın fotosu ile pozu38
- diyanet işleri başkanına audi 6 tahsis edilmesi10
- anın görüntüsü16
- demet akalın'ın zeka seviyesi12
- ilk buluşmada çorumlu olduğunu ağzından kaçırmak8
- icardi190518
- ali erbaş18
- türkiye işçi partisi11
- futbolcu ismiyle nick almak15
- çin halk cumhuriyeti8
- ellerim bos gonlum hos9
- kalbin sadece bir kişiyi seveceği saçmalığı18
- ruh okuzu9
- 31 mart 2024 cumhuriyet halk partisinin zaferi8
- sözlük kızlarının don renkleri14
- aynı dizileri tekrar tekrar izlemek8
- karımın çok mutlu olacağı gerçeği14
- boşuna yaşıyorum hissi16
- patiswiss21
- kadınların boşanmış erkeğe bakışı9
- merfulu8
- sözlük kızlarının ayakkabıları18
- 23 nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı15
- bir kadında ilk baktığınız yer neresi28
- ups boobss nerelerde ramazan da bitti8
- akrep burcu8
- siklememenin getirdiği huzur12
- yakışıklı erkeği çirkin gösterecek şeyler16
- türk kızlarının beğenmediği erkek tipi15
- eloande'ye koca buluyoruz kampanyası10
- her yaptığı yemeği paylaşan kızın amacı10
- murat kurum kurudu gitti8
- haçta iken sevgili ile sevişmek günah mıdır11
- yunanistan bizden çalsa rahatsız olmayacağınız şey11
- akp seçmeni16
- online olup entry girmeyen yazarlar9
- bebek kokusu10
- fenerbahçe'nin bu sene de şampiyon olamaması23
- bülent uygun15
bu bir sitemdir kardeşim. formata da uygundur. neden mi? şerzenişttir çünkü. gerçekten başlıkta anlatmak istediğim gibidir. ben ne zaman içimi dökmek bir istesem hep başka bir şey oluyor. ve, gölgesinde kalıyor anlattığım şeyler. ya da anlatacaklarım. gerisi boş. çöpe gidiyor tüm çabalarım.
ilkokul yıllarındayken sarı saçlı aslı'ya açılmak isrerken bir tenefüs, telaşlı bir şekilde yanıma gelip söylemişti:
"duydun mu? dün gece turgut özal'ı vurmuşlar elinden?"
bakakalmıştım beyaz yüzüne. mecburen, "evet, biliyorum" demiştim. "bende sana bu olayı söyleyecektim" derken, kendisine yazdığım aşk mektubunu arkamda kırıştırıp çöpe atmıştım.
sonra, ortaokul ve lise çağlarımda da devam etti bu böyle. önce faili meçhul cinayetler kırdı ümidimi. toza buladı, sevgiliye giden yollarımı. daha sonra iç çekişmeler. gereksiz mitinglerde sevdiğime götürdüğüm çiçekler ayaklar altında ezildi. eli boş gittim yanına.
sonra, sindirememezlikin acısını çektim bir kaç gün. beni terkeden sevdiğim kadınla tam buluşmuştuk ki "duydun mu?" demişti o da. "orhan pamuk, nobel edebiyat ödülünü almış."
tabi ki de duymuştum. hatta sözlükte bu başlığa entry dahi girmiştim. sırf o an sevdiğim kadının yüzündeki tebessümü kırmamak için şaşırmış numarası yapmıştım. ve, akabinde bir öpücük kapmıştım.
aslında, bugün de güzel başlamıştı her şey. her gün gibi. ütülü pantolunumu ve gömleğimi giyip de bir demet çiçekle muhallebiciye gidip sevdiğim kadını beklerken. ve, o'na evlilik teklif edecekken, yine bir son dakika haberi. ve, yine ülkemin bana oynadığı oyun.
-hrant dink öldürüldü.
yine ölüm engel. yine kavga engel sevgiye. ve, sevgime. yine içimi dökeceğim an, malesef ki ülkemin kara tarihi engel dilime.
türk ve müslüman bir türkiye cumhuriyeti vatandaşı olarak elimdeki bir demet papatyayı sevdiğim kadınla birlikte boğazın serin sularına bırakırken karar verdim kendi kendime:
"savaş'ı ve kavga'yı yenene kadar bir daha açılmayacak içimdeki tomurcuklar."
ilkokul yıllarındayken sarı saçlı aslı'ya açılmak isrerken bir tenefüs, telaşlı bir şekilde yanıma gelip söylemişti:
"duydun mu? dün gece turgut özal'ı vurmuşlar elinden?"
bakakalmıştım beyaz yüzüne. mecburen, "evet, biliyorum" demiştim. "bende sana bu olayı söyleyecektim" derken, kendisine yazdığım aşk mektubunu arkamda kırıştırıp çöpe atmıştım.
sonra, ortaokul ve lise çağlarımda da devam etti bu böyle. önce faili meçhul cinayetler kırdı ümidimi. toza buladı, sevgiliye giden yollarımı. daha sonra iç çekişmeler. gereksiz mitinglerde sevdiğime götürdüğüm çiçekler ayaklar altında ezildi. eli boş gittim yanına.
sonra, sindirememezlikin acısını çektim bir kaç gün. beni terkeden sevdiğim kadınla tam buluşmuştuk ki "duydun mu?" demişti o da. "orhan pamuk, nobel edebiyat ödülünü almış."
tabi ki de duymuştum. hatta sözlükte bu başlığa entry dahi girmiştim. sırf o an sevdiğim kadının yüzündeki tebessümü kırmamak için şaşırmış numarası yapmıştım. ve, akabinde bir öpücük kapmıştım.
aslında, bugün de güzel başlamıştı her şey. her gün gibi. ütülü pantolunumu ve gömleğimi giyip de bir demet çiçekle muhallebiciye gidip sevdiğim kadını beklerken. ve, o'na evlilik teklif edecekken, yine bir son dakika haberi. ve, yine ülkemin bana oynadığı oyun.
-hrant dink öldürüldü.
yine ölüm engel. yine kavga engel sevgiye. ve, sevgime. yine içimi dökeceğim an, malesef ki ülkemin kara tarihi engel dilime.
türk ve müslüman bir türkiye cumhuriyeti vatandaşı olarak elimdeki bir demet papatyayı sevdiğim kadınla birlikte boğazın serin sularına bırakırken karar verdim kendi kendime:
"savaş'ı ve kavga'yı yenene kadar bir daha açılmayacak içimdeki tomurcuklar."
güncel Önemli Başlıklar