bugün

her sabah hayat yeniden baslar

HINCAL ULUÇ
11-01-2006 http://www.sabah.com.tr/2006/01/11/uluc.html

Her sabah dünya yeniden kurulur!..

"Her zaman yüreğimdeki saflığı, temizliği özenle korumayı başardım, Hıncal Ağbi, ama artık örselendiğimi, sevgiye olan inancımı
kaybetmeye başladığımı düşünüyorum, en önemlisi de kendime olan inancımı .." diyor Sezin..
"Lütfen öyle bir yazı yaz ki içinde sevmek, umut taşımak ve inancını kaybetmemek olsun.. Beni kötü zamanlarımda hep senin yazıların geri getirdi de.." Ercan da soruyor.. "Sen hiç terk edildin mi, Hıncal Ağbi" diye..
Sevgilisi "Artık sevmiyorum" demiş, çekip gitmiş.. "Onunla olmak istiyorum, olamıyorum.. Onsuz yaşamaya çalışıyorum, yaşayamıyorum" diyor.. Daha fecisi.. "Ölmek istiyorum, ölemiyorum" diyor ardından..
"Siz hiç bu kadar çaresiz kaldınız mı, hayatınızda" diyor..
"Bunu bana siz anlatabilirsiniz ancak" diyor.. "Ben bu acıyı nasıl unutabilirim?.." Her gün benzeri o kadar mektup alıyorum ki.. Yani Güzin Abla benzeri bir köşe açsam, herhalde reyting rekoru kırarım..
En yaygın sorun bu gençlerde.. Terk edilmek herşeyin sonu.. Tüm inançların, tüm umutların sonu..
Benim okurlarım bilirler.. Benim hayatım terk edilmekle geçti.. Karım dahil, hayatıma ciddi ciddi giren tüm kadınlar terk etti beni..
Ama ayakta kaldım.. Bugün de ayaktayım, dimdik..
Tabii sarsılıyorum.. Tabii sallanıyorum.. Üzülüyor, kırılıyorum, ama yıkılmıyorum..
Neden?..
Çünkü kendime güvenim sürüyor. Gidenin hayatımda ne ilk, ne de son olmadığını biliyorum..
En büyük mucize yaşamak.. Gazeteciliğe başladığım Yeni Gün'de, M. Ali Ağabey başlığın yanına şu lafı koyardı hergün..
"Her sabah dünya yeniden kurulur. Her sabah taze bir başlangıçtır.."
içime işlemiş bu sözler.. Önemli olan her yeni sabaha gözlerini açabilmektir..
1973 yılının tümünü hastanede geçirdim. 15 gün için girdim, bir yıl kaldım.. Bir böbreğimi aldılar, kalın bağırsağımın yarısını kestiler. Üç defa mide kanaması geçirdim.. Bir de üstüne üstlük sarılık olup 39 kiloya düştüm.. 1.80 boyunda adam, otuz dokuz kilo.. Yaşama şansım bir ara yüzde birlere düşmüş, sonradan öğrendim..
işte o dönemler.. Gece verilen ilaçlara rağmen uyku tutmazdı.. Yatağın içinde döner dururdum. Hastanenin hemen yanında bir cami vardı.. Sabah ezanını duyardım işkence gibi geçen saatlerden sonra.. O ezanın saba makamından sesi bana seslenirdi sanki..
"Hıncal bak, işte sabah oldu. Yeni gün doğdu.." Doğan günü hisseder ve o zaman uyurdum işte..
Doğan günü görmek en büyük mucizedir..
Yaşamanın kendisi umuttur..
Her doğan gün yeni umutlar getirir..
Sizi terk edince, her şeyin bittiğini sandığınız insanla nasıl bir tesadüf sonucu karşılaştığınızı düşünün. O tesadüf olmasa, onunla karşılaşmayacaktınız.. Yani hayat boyu hiç sevmeyecek, hiç mutlu olmayacaktınız..
Olur mu?.. Koca bir yaşam, milyarda birlik bir tesadüfe bağlı olur mu?.
Doğan yeni gün, yeni tesadüfler getirecek hayatınıza.. Yeni insanlar tanıyacaksınız.. Onlar sizi daha da mutlu edecek hatta.. Daha olgunlaştığınız için. O zaman bu mutluluğu bugün sizi terk edene borçlu olacaksınız..
Ben, beni terk edenlerle hala karşılaşıyorum bugün ve içimden onlara teşekkür etmek geliyor, sayelerinde yaşadığım yeni mutluluklar için..
Hayatınıza giren ve sizi mutlu edenlere o mutlu günler için teşekkür edin.. Onları hep o güzel günler için hatırlayın, ama yelkeninizi açık tutun, onları dolduracak yeni umut rüzgârları var çünkü, sizi yeni ufuklara götürecek..
Siz nasıl vaz geçilmez değilseniz, başkaları da öyle..
Biri gitmiş.. Gider.. Gitsin.. Bilin ki, bir başkası, bir yerlerde sizi bekliyordur mutlak!..
Ben, beni bekleyenleri hep buldum!.. Çünkü bulacağımı biliyordum. Bulacağıma inanıyordum..
Kendime inanıyordum çünkü.. Kendimi seviyordum..
Hemen çıkın ve etrafınıza dikkatle bakın.. Bugünden tezi yok!..

seklindeki bana yoruldugumda biraz daha diye guce veren yazinin basligi.