bugün

sen de başını alıp gitme

yeri geldi hayatin sillesini de yedim , yeri geldi seytana kazikta attim. hayat denen bu yolda varligi da gordum yokluguda , gun geldi taktir edilip el ustunde tutuldum sasali yasadim, gun geldi captan dusup essekten dusmus karpuza dondum. insanlar bana
kustu ben de onlara...
hayat yapilacak butun hatalari yaptim , butun dogru seyleri yaptim. bildigim yolda yurudum. sakaklarima karlar dustu. herseyimi kaybettim.
fakat seni kaybetmek herseyi kaybetmektir . yalvariyorum sana . izzet-i nefsimi ayaklarin altina atiyorum. sana doymadim ve cilginca tutkunum . yanimdan hep ayrildiginda kendimi yapayalniz, yalnizligimi bile kaybetmis bir halde buluyorum. un san söhret para koy onlarin hepsini bir tarafina.... yalvariyorum sana gitme, ellerimi tut sadece diye insanin aklinda acilimlar yapan ve inaniyorum ki hepimizin hayatinin öyle yada böyle özeti olan sarkidir. sarkinin sözlerini cem karaca yazmistir. vatanindan , herseyinden uzak bir sekilde almanyada sürgün yasarken allah bilir isinin bittigini dusunuyordu belki. o zamanlar icerde ve disarda bircok insan gelecegi zifiri karanlik görüyordu. belki de yasanmislarin özetiydi bu sarki. fakat sunu iyi biliyorum ki eninde sonunda isterse karun olsun böyle dizeleri yazamaz. hayati iki gitgeli ile yasmak ve onurla ayakta durabilmek ve metanetle yola devam edebilmek hakikaten zor istir ve insanlar bunu karakterlerini parcalamaksizin yapamazlar.nedense cem karacanin bu parcasini dinledigim vakit sinatranin my way'i ile brell simdiki elemanlarin bana kitap al diye makara gectikleri jacques brel'in ne me quitte pas ustuste dinlemis gibi oluyor.belki de su soruyu sormaliyiz kendimize... eserleri anlamak icin nicin yazanin yasadigi kosullari degerlendirmiyoruz? kendi hikayelerimizi unutup artik baskalarinin hikayelerine gömülmüyoruz?madem davar yasiyoruz bari hic olmazsa hayal kurarim artik...önce hayaller ölür....