(bkz: uludağ sözlük)

görsel yükleyememe, video yükleyememe, entry sayısı göstermeme, takip butonunun olmaması, görüldü sayısını göstermemesi, bazı imla işaretlerini desteklememesi ve bildirim göndermemesi dışında şahane olan uygulamadır.

çoğu zaman yazılı bir şekilde entry giren biriyim. zira hemen hemen her zaman uygulamadan giriyorum. kullanışlı olduğu tartışılır, ancak pratiklik açıdan çok çok önde. hemen tıkladığım gibi girip de entry girmem muazzam bir deneyim. zira sırf kullanışlı diye tarayıcıyı aç da, google'a uludağ sözlük yaz da, girmesini bekle de öl babam öl. benim gibi işini halledip s*ktir olup gidenler için velinimet.

arayüzünü falan da beğeniyorum. ana teması, sade hoş tasarımı gayet benim için iyi. ama eksikleri var mı? çok var ne yazık ki. eksikliğini hissettiğim en büyük detay da, takip butonunun olmayışı ve görsel yükleniyor olmayışı. bunu da azıcık çabalasalar çok rahat düzeltirler diye düşünüyorum. ancak yine aynı, yine aynı. üsttekilerin de dediği gibi, kaderine terkedilen uygulamadır.

hayatta ki en büyük 2 görevimin hiçbirini henüz tamamlamadım da ondan.

öncelikle doğal seçilimle, benim dölümü hakeden bir dişiyle çiftleşip, hayata kaliteli genlere sahip bir yavru bırakmak. bir ikincisi de, geberene kadar hayatta kalabilmek için canla başla mücadele etmek.

not: ilki gayrimeşru olmuş da olabilir eski ilişkilerimden. henüz herhangi bir bhen hamileyim yhaa mesajı almadığım için, doğal olarak çocuğum yok saydım.

evet, benim realitem budur.

görsel

görsel

tommy vercetti adamdır.

buranın da kapanmamasının arkasında hiçbir dayanak yok. online zaten neredeyse hak getire, e yazarların ve yazılanların seviyeleri de ortada.

tek bir bütçe sıkıntısına bakıyor bu durum yani. her an eyvallah demeye hazırlanmıyor değilim.

en çok da bana yazık olacak. 2017'den beri 2050 küsür entryli oluşturduğum ekosistem, adeta buuff dercesine kapanıp gidecek. aklıma gelince bile nasıl kötü hissettim ay... bana su getirin.

bu yazarla zamanında sürtüşmemiz olsa da, geçmiş olsun dileklerimi en içten şekilde iletirim.

çok çok geçmiş olsun!

aradığı ilişkiyi bulamama yalanından vazgeçsek mi artık ha? istediğin her kadını elde edememek diyelim biz ona. hatta seçim şansın olmadığı için o kadar tek eşliliğe bürünmüşsün ki, kadınların iyice tercih etmediği bir adama dönüşmüşsün.

eğer cinsel pazar değerin yüksekse, stres mıknatısı gibi kadın çekersin kendine. kadının bilinçaltında otomatikman şu düşünce belirir;

aha bu herifin seçim şansı çok fazla, birden fazla tabak çevirebiliyor, off tecrübelidir de bu şimdi.. kim bilir kaç kadınla birlikte oldu.. demek ki bir şey bulmuşlar ki, bu adamla birlikte olmuşlar.. gibi düşünceler. yani direkt olarak siz ona cezbedici geleceksiniz.

ama bu şekilde tek şansınız olan "sağ elinizle" ilerlemeye devam ederseniz, ömür boyu sağ elinizi s*kmeye mahkumsunuz demektir. tek eşli, duygusal ve tabak çeviremeyen, kaybetmekten korkan, ve seçim şansı olmayan hiçbir erkeğe cinsel arzu duyamazlar.

karılara halen ananıza yaklaşıyormuş gibi yaklaşıyorsunuz, aslında en büyük hatayı da burada yapıyorsunuz.

maalesef üreme içgüdülerinizi devreye sokan hiçbir kadın ananız kadar masum değildir, ve asla ananızdan aldığınız ilgiyi ondan alamazsınız. beklemeyin de zaten. her karı tipi birhirinden farklıdır, ve maalesef ki a olan bir kadını b ile çemberinize alamazsınız. alamadığınız gibi de onu bir güzel ananızla karşılaştırırsınız, değerlendirirsiniz, ve ananız gibi olmayınca da özgüveninizi bir çırpıda kaybediverirsiniz.

dolayısıyla bu tip tekliflerde, farklı karılardan reddedilme olasılığınız %85'tir. çünkü her karı, ne yazık ki ananız gibi değil.

eğer bir karıya cinsel ilgi besliyorsanız, asla ve asla onu ananızla değerlendirmeyin. ve kişisel bir tavsiye daha, böyle ucuz numaralardan uzak durun, ve gerçek niyetinizi çeşitli esprilerle belli edin. bunu zekice yaparsanız sapık damgası yememe ihtimaliniz %90'lara çıkar, ve onların gözünde cezbedici erkek olursunuz, elbette ilk etapta. sonuçta sihirli annem'de ki dudu değiliz, sihirle, büyüyle tüyüyle işimiz olmaz. aynı şekilde devamlılığı sürdürmek de sizin iradenize, ve zekânıza kalmış bir şey.

edit: forum tarzı oldu bu. faydalanın, bu entry'i farklı bir başlığa taşıyacağım.

dünyanın en büyük yalanına kendini inandırmış insandır. ölümden sonrasını, ve ölmeye başladığımız süreci hiçbir şekilde bilmediğimiz için, bilmediğimiz bir şeylerden korkmak kadar doğal bir şey yoktur. dolayısıyla "bhen ölümden korkmuyyyoom yhaaa" diyenleri görünce, kulağıma pamuk tıkayıp hayatıma devam ediyorum ne yazık ki.

mesela intihar eden bir birey, mümkün olduğunca az acılı, ve nispeten daha çabuk ve rahat ölebileceği alanlar, konseptler seçerler. bunun sebebi de tamamen ölümden, ölmekten korkmaktır. korkunun sebebi de az önce dediğim gibi, o esnada ne olacağını bilmemektir.

korku da bizi biz yapan duygularımızdan biridir. ve ölümden korkmak kadar doğal bir şey yoktur. ha illaha da ölümden korkmadığınızı iddia ediyorsanız, buyrun sizi intihar alanınıza alalım da tadın bakalım o korkuya sahip misiniz, değil misiniz.

çok konuştum, geceler çok iyi!

sesimin inanılmaz çekiciliği karşılığında, cazibesine dayanamayan hemen hemen her kadından aldığım rica/istek.

ama ne yazık ki istediklerini tam olarak veren bir erkek değilim. belki içim ısınırsa, bir tık cinsel gerilim hissedersem birkaç bişi mırıldanabilirim.

siz tekliflere devam edin pls.

kanka sana çok net bişi sorucam, illaha şarap teklifini bir 250 gram yerine ben kabul ettim diye, eşcinsel olduğumu nereden çıkardın ki? belki sabaha kadar içip seninle hayatımda kusmadığım dertleri sana kusacağım? bizim hiç mi hemcinslerimize karşı içimizi dökme hakkımız yok?

şimdi dersin, s*ktir git arkadaşlarınla yap o olayı diye. ama şöyle bir fark var, sen şarap teklifi etmişsin, ben de geri çeviremedim. hani o şarap 250 gramın midesine değil de, benim mideme gitse çok daha şerefli hissetmez miydik değerli hemcinsim?

neyse artık istesen de ben yokum, ne haliniz varsa görün.

bence de atın şunu. şarap teklifini reddetmedim diye bana eşcinsel muamelesi yapan amcı, ve üzerinde ki tshirt'te gucci yazan bir betadan ibaret olan, 250 gram'a hayatı pasına muhtaç olan, yeryüzünün en tohumsuz erkeklerinden sadece biri.

kusura bakma kanka ben lafımı esirgemem.

özellikle uzak mesafeyse, şiddeti daha da yükselen boktan bir durumdur. gereğinden fazla düşündüğünde onunla cinsel ilişkiye girdiğiniz rüyaları görmek de bolca mümkün. özellikle sık sık oluyorsa, psikolojinin saatte 600km/s ile içinden geçmesi gayet doğal.

işiniz zor!

burada hemcinsin dururken utanmadan karşı cinsine mi teklif ediyorsun bunu?

açık adres ver, makamımı karşı cinse kaptıramam.

kılışdaroğlunun toptan yokolması lazım.

bölüğün üstteğmeni tarafından otogara bırakıldığınız andır. ve inanın, o kadar anıya ve o kadar yaşanmışlıklara rağmen, hiçbir şekilde o nizamiyenin kapısından çıkmamayı ne yeğleyebilirdiniz, ne de arzulayabilirdiniz.

sivil hayat oğlum bu! o 6 aylık yaşanmışlığın ardından sivil hayatın kokusu alındığında, hiçbir şekilde o 6 ayın anını, sanını bile duyamazsınız. çünkü, özgürlük insanlığın, kanında, fıtratında, hayatında, geleceğinde, geçmişinde, kısacası hayatının merkezinde var olan bir oluşumdur.

bol terhisler son mehmetçikler! yolunuz açık olsun, evinize dönmeye 6 saat bilmemne dakika kaldi.

efes'ten daha boktan değildir. en azından tadı daha düzgün, ve daha stabil. efes gibi sidikvari bir tadı yok.

zira efes de denedik, az kalsın mideme indiği gibi çıkarmamla sonuçlanıyordu. o kadar boktan bir tadı vardı yani.

yüksel alkol almak isteyenler, ve tadının da nispeten daha iyi olmasını isteyenler, bu ürünü deneyebilir.

denemesi de bedava, önermesi de bedava.

günaydın!

günde 24-25 saat aralıksız pc başında sineklendikleri için, zaten sperm hareketleri normal, sağlıklı bir erkeğln spermlerine nazaran katlarca daha yavaştır. bunun sebebi vücudun uzun süre oturur bir vaziyette olması, ve testislerinin olduğu bölge, saatlerce oturdukları için çok daha fazla ısıya maruz kalması. bu olay sperm hareketini yerin dibine indirmekle kalmayıp, kısırlığa kadar geniş bir skalada incelenebilir.

tabi aynı zamanda seks dışında da bir dopamin arttırıcı olan oyunlar neticesinde de, bilgisayar bağımlılığı oldukları için bir dişiye ilgi duymaları gerektiğini bile farkedemiyorlar. dişiye ilgi duymak da sperm hareketlerini arttırır. dolayısıyla günde 25-30 saat pc başında sineklenmek yerine, en azından biraz daha sosyalleşmelerini tavsiye ediyorum.