psychologist

şaka maka bu adamı amerikancı, kripto akp'li sananların boyutu hiç öyle azımsanacak gibi değil.
hayır alternatif gördükleri kişi kk ya da ekrem amk.

bunlar da başaramazsa bokumuzda boğuluyoruz arkadaşlar. kaçmama fırsat kalmadan ekonomi ters yönde şahlanacak hatta depik atacak amk.

tepeden aşağı liyakatsiz bir ülkenin hakettiğini aldığı maç.

Sanırım parasızlığın ölene dek süreceğini bilmek.

ilkte geçtiğim sınavdır. Şükürler olsun. Komisyon da samimi denk geldi şükür. ilk başta heyecan yapıp stop ettim. Stop hakkımı ilk başta kullandığım için götüm tutuştu ama hata yapmadım sonrasında.

Emniyet kemeri, el freni, sinyalleri unutmayın.

Düz çizgili yerde sollayabilirsin dedi. Galiba yem attı ama yemedim. ileride sollarım dedim.

Arabanın stop edeceğini anladığınızda debriyaja basın.

Aynalara bakın. (Yalandan da olsa)

Heyecan yapmayın. Uykusuz ve bir şeyler yemeden gitmeyin.

Aklınıza ehliyet alan mal arkadaşlarınızı getirin. Kıyas yapın ve gaza gelin.

Yokuş kalkışında arabayı keko gibi bağırtsanız da sorun yok.

Ani frende isterse arkadaki adamların kafası yanınıza kadar gelsin sorun yok. Debriyaj ve frene sonuna kadar yüklenin. Debriyaja basmayıp frene yüklenirseniz kökünden kavrarsınız.

Paralel parkta yavaş olun. Debriyaj/fren ayarını iyi yapın. Ben gaz kullandığımı hatırlamıyorum.

L parkta da dikkat et. Arabadan garip sesler geldiğinde debriyaj dengesini güzel yap.

Her şey yolundayken araba gitmiyorsa el frenini kontrol et.

Vites geçmezse debriyajı bırak ve tekrar bas ondan sonra geçir vitesi.

Vitesi değiştirirken bakmayın.

Aynalardan şeridinizi kontrol edin.

25 metre geri geri gelirken de şeridinizi kontrol edin. Sağ ayna bana yetti ama tüm aynalara bakmakta fayda var.

Aracınız yavaşladığında vites düşürebilirsiniz. Zamanında düşürmezseniz hıııığ diyebilir araba.

Not : yarım dideral (yatırım tavsiyesi değildir).

wallaa gayet de türkiye'nin en koskoca üniversitesinin alanında en koskoca bölümünden mezunum. ha, tezgâhtar ya da fast food çalışanı değilim ama işsizim. niye? bu ülkede üniversite mezunu isteyen işverenler hangi üniversiteyi bitirdiğine ya da hangi yeterliliklere haiz olduğuna bakmıyorlar. onlar için önemli olan diploma ve maaş. ne kadar düşük maaşla çalışırsan o kadar iyi. ha istanbul sabahattin zaim üniversitesi'nden mezun ol, ha istanbul üniversitesi'nden; ha erzurum teknik üniversitesi, ha orta doğu teknik üniversitesi... binbir türlü donanımın olsa da, elma ile armut ağacını ayırt edemeyen ziraat mühendisi olsan da dert tümüyle maaşa kalıyor. maaş da malûm, ülkedeki bordroluların %47'si asgari ücrete talim ediyor.

hâl böyleyken sen allâme-i cihan olsan bile insan gibi bir maaş talep etme şansın da hakkın da yok. zaten ülkedeki işveren profili de miyop. sana 3000 vermektense ona 2500 lira vermeyi kâr sanıyor. senin o işletmeye kazandırabileceğin parayla ilgili en ufak bir fikri yok çünkü böyle bir ufku yok. bunun da tek istisnası ortaya bir ürün konulan fiziksel işler. fiziksel iş yapacaktıysan niye üniversitede 4 yıl harcadın zaten?

zaten türkiye üniversite eğitimi konusunda eğitim dışında her şeyi gözediyor. 4 yıl okuyor görünsün, işsiz sayılmasın. tarikât yurtlarına para bayılsın. özel okullara ve hiçbir bok bilmez öğretim görevlilerinin kitaplarına para bayılsın. aileler o üniversiteyi kuranlara dua etsin. sonunda da bir elin parmağını geçmeyecek, birkaç gerçek koskoca üniversite haricinde hiçbir bok öğrenmeden eline diploma alsın.

hayır, bu yüksek liselerden mezun olanlar da kendilerini üniversite mezunlarıyla bir tutmaya falan kalkıyorlar. hele bir de yandaşların sıçırtmalarıysa egoları yüksek irtifa balonu olup mezosfere çıkıyor.

Ne kadar üzüldüm bilemezsiniz..

ne güzel "abi kova sar hepsi geçer" tavsiyelerinde bulunan 50 liralık mis gibi psikologlarımız olacaktı.. olmadı
inşallah "olmasın" diyenler mutludur şimdi.
biraz da parayı düşünün ya insan sağlığının ne önemi vardı sanki?? Neyse bu üzücü haberin üzerine gidip bir bardak soğuk su içeyim.

Halkın zümreye karşı mücadelesi son bulmayacak!
Bugün değil yarıhahaha..

Olum ya. *
Olum işinde gücünde insanlarız, belki kayıt dahi yapamazdım. Bana ne giren ne çıkan var.

Doğum gününde teğmen olmuş yazardır. Tebrik eder başarılarının devamını dilerim. Poni bey de “iyi ki doğmuş teğmen olmuş hayırlı olsun falan filan da ne zaman bana yaş mama alacak ondan bahsetsin...” diyor... sevgiler, saygılar.

Ruhsal sıkıntıların kaynağında anlamsız insanlarla anlamlı ilişkiler yaşama isteği ve çabası yatar..

Viktor frankl