bugün

entry'ler (141)

zlatan ibrahimovic

9 aralık 2008 werder bremen inter maci'na üst oynamış saçmasapan futbolcu. neyse ki 0 veya 2 falan oynamamış. yazık olurdu werder'e.

testte yapıp klasik sınavda yapamayan öğrenci

yazılı sınavla test sınavın doğasının tamamiyle birbirinden farklı olmasından kaynaklıdır. biri daha çok bilgiye, öteki pratikliğe dayalıdır. kopyacı olayına gelince; hangimiz kopyacı değiliz ki ? çeken adam yazılı sınavda da çekiyor çatır çatır. böyle işte...

kewell i almak yerine emre yi alan takim

kenedy bakırcioglu'nu almak yerine gökhan inler'i almak gibi bişey. ya da ne bileyim luca toni'yi almak yerine zoko'yu almak, murat tosun'u almak yerine murat hacıoğlu'nu almak.. hep aynı bunlar. şimdi adını hatırlayamadığım yüzbinlerce futbolcudan özür diliyorum zira hepsini yazmaya kalkarsak hoş bir durum çıkmaz ortaya.

he tabi bir de ortasaha oyuncularını attığı gol sayısıyla kıyaslayan biz zihniyet var. duyurulur ki son 3 halı saha maçımda 8 gol attım. ama bak gökhan gönül. gol filan atmıyo ne zamandır. kendimi tavsiye ediyorum fenerbahçe'ye.. sağ ayağım iyidir hani. iyi de koşarım...

sözlük yazarlarının nicklerinin hikayesi

bir yiğit özgür karikatürü. içerisinden bir cümle tabi karikatür bu değil.

bu da böyle bir anım işte...

semih şentürk

29 ekim 2008 ankaragücü fenerbahce macinda saçma sapan bir gol atmış futbolcu. forvet kişisi.

böyle hızlı, sert değil. çok teknik, falsolu değil. kaleci hatası değil. böyle boş bir goldü.

önceden daha insan gibiydi sanki. pis bi adam oldu çıktı.

mustafa kemal atatürk

ne içtekiler, ne dıştakiler, ne 'içimizdekiler', ne dışımızdakiler, ne alttakiler, ne üsttekiler, ne süper güçler, ne süper güç geçinenler, ne yobazlar, ne kafatasçılar, ne fırsatçılar, ne fırsat yaratmaya çalışanlar, ne 'kedi'ler, ne köpekler...

öyle bir eser ki bize verdiği 85 senedir dimdik ayakta. biz bile gereken çabayı sarfetmezken... 85 senedir ilk günkü gibi. bize rağmen, onlara rağmen.

hepimizin 29 ekimi kutlu olsun...

21 ekim 2008 fenerbahçe arsenal maçı

yine diğerleri gibi fenerbahçe'nin inanılmaz bir futbolla patlama yapacağı umutlarının yemyeşil olduğu bir maçtı. fenerbahçe taraftarı yine tezahüratı maçın başlama düdüğü ile eş zamanlı başlatmayı başaramamış olmasına rağmen yoğun desteği dosta güven, düşmana korku veriyordu.

derken maç başladı. ilk 10 dakika bu sefer olucak düşünceleriyle gösterilen zorlama bir gayret neticesinde uğur boral önemli bir fırsattan yararlanamıyordu. bir kaç dakika sonrasındaki adebayor'un golünü 20 sn öncesinden sezememek için ilk kez futbol izleniyor olmalıydı. akabinde hemen hemen aynı pozisyonda topu ağlarında gören fenerbahçe defans ikilisi, bizim sırf adam bulamadığımız için halı saha maçında defansa koyduğumuz hüseyin, doğan ikilisinden fazlasını veremiyordu.

dakikalar boyunca, anlam veremediğim aptal bir gülümseme suratımda yayılı bir şekilde maçı izledim. uğur boral'ın topa vurup dümdüz koştuğu birçok pozisyonun bir tanesinde faulü almakla kalmamış, bir de sarı karta maruz bırakmıştı rakip defans oyuncusunu. yetmezmiş gibi aynı duran topta alex öyle bir orta kesti ki guiza vuramamasına rağmen gol oldu. tamam bu gazla biz buradan en az beraberliği koparırız derken, edu'nun kırlarda koşup yuvarlandığı pozisyon sonucu 3. kez topu filelerden çıkardı volkan. olaylar bizi maçı yarım gözle izlemeye mahkum etmişti.

bilgisayar saatinin azizliği sonucu 4 dk geç kaldığım ikinci yarıda şahit olduğum ilk pozisyonda fenerbahçe zorla arsenale gol attırmış, aptal gülümseme yine, yeniden suratımdaki yerini almıştı.

bu andan itibaren arsen wenger torunu yaşındaki oyuncularla değişik taktikler deneme yolunu seçmiş, fenerle adeta taşak geçiyordu. bu sıralarda birbirinin aynı birçok pozisyonu gole çeviremeyen guiza, en sonunda ağları buluyor, farkı ikiye indiriyordu. ve bu golle misyonunu tamamlamış fenerbahçe futbolcuları gönül rahatlığıyla top kayıpları yapıyor, arsenal ise rutine bindiğinden pozisyona bile girme gereği duymuyordu. fenerbahçeli futbolcularla beraber misyonumu tamamladığımı düşünen ben televizyonu dakikalar 91 küsürü gösterirken kapatıyor, gece boyunca tek tesellim olan, 5. golü görememe şerefine nail olmuş oluyordum.

sozlukte mutevellit kelimesinden gina gelmesi

bir de kuvvetle muhtemel vardır. o da bunun gibi. karikatür olanını demiyorum. o bambaşka bişey.

bizkacabazayiz com

ergenekon soruşturması kapsamında tutklanması beklenen grup.

sozluk u birakip facebook ta takilmak

son zamanlarda texas holdem poker uğtuna içine düştüğüm gaflettir, dalalettir, hatta hıyanettir. kurtarın beni...

uludağ sözlük te aslında 50 yazar olması

50 yazar daha bulup çürütebileceğim önerme. çok mu gerçekçi olduk, nedir ?

ekşi sözlük ten daha çok başlık açmak

daha çok ekşi sözlüğün başlığa olan doygunluğundan kaynaklı olduğunu düşündüğüm durum. tabi buna rağmen burada uludağ sözlük'ün ve yazarlarının başarısını görmemek dingilliktir. afferin bize.

sempatik olmak icin hihihi diye gulmek

(bkz: adım adım ibnelik)

cince entry yazan yazar

cin yazardır...

mevlüt erdinç

milli maçlarda görünenin aksine yetenekli, bitirici bir futbolcudur. gel gelelim sochaux'un zayıf bir ekip olmasından kelli fransa liginde bulduğu açık alanları, milli takımda bulamamakta, bu nedenle kendini gösterememekte. zira kendisinin en önemli özelliklerinden bir tanesi hızı. buna rağmen bolca gol pozisyonuna girmesi de iyi bir forvet olduğunun kanıtı. sıra geldi gol atmaya...

bir football manager insani portresi

maç esnasında iki kolunu gövdesinde bağlar, hafif kaykılıp bacak bacak üstüne atar.

her daim monitörü yanında bir su şişesi ve sakızı hazırdır.

maç esnasında gol yedikten sonra kafasını iki yana sallar.

atılan gollerden sonra ayağa fırlayıp ellerini yumuruk yapar.

önemli maçları genelde oturarak izleyemez. ayaktadır. bu önemli maç final niteliği taşıyorsa, takım elbisesi üzerindedir.

istifa ettiği veya kovulduğu takımlardan ayrılmadan mutlaka veda konuşması yapar. başarıları, yaşadığı maçlar aklına gelir. hüzünlenir, gözleri dolar. taraftarı sevdiğinden bahseder.

özellikle mağlubiyet ve önemli galibiyetlerden sonra kendi kendiyle röportaj yapar.

naapıyoruz oğlum biz ?

nuria bermudez in bakire olma olasılığı

güiza'nın saha içi performansına bakılırsa, yoktur öyle bir ihtimal.

not: hehheh, şaka. iyi koşuyo güiza..

not 2: olasığı ne ola ki ?

eylemsizlik

böyle pis gibi, or.sbu gibi bişey. evlerden uzak. düşman başına. kim bulmuşsa allah belasını versin. bir bakıyosun var, bir bakıyosun yok. otobüste şöför frene bastığında var, üst üste dizilmiş kitaplardan en alttakini çekerken yok. olur iş değil. eylemsizlik akıllı olsun...

türk dizisi çekmek için gerekenler

bir kere hepsinden önce oyuncu lazım. oyuncu şart. neyi çekicen oyuncu olmazsa. sonra kamerada elzem. hem de bir tane de değil. diyelim oyuncu var ama kamera yok. nası olucak o zaman ? nesı çekçen diziyi. sonra sesçi, ışıkçı filanda gerekli. yönetmen, ses sistemi, set vs. bunlar hep lazım...

halklarin kardesligine inanan ve savunan insan

anlatım bozuluğuna kurban giden insandır. kader, kısfmet. yapıcak bişey yok...