bugün

ilk girdiğimde baştaki iki dakikada nefesim daraldı fakat ses hoşuma gitmeye başladığı için bu defa da çıkmak istemedim. korkmayın sadece ücretsiz metal konseri var. (bkz: mr).
Hayal gücünüz çok genişse hiç korkacak birşey yok. Güzel şeylerin hayalini kur, güzel şeyler seni bulsun.Tabi o tünelle girmeden önce gözleri kapatmak gerekiyor. Yoksa panik olabilirsin.
Klostrofobi (kapalı kalma korkusu) olan insanlar için korkunç bir eziyet olan; fıtık, kireçlenme, menisküs, kaza/zedelenme gibi ortapedik rahatsızlıklarda teşhis metodu olan cihaz.
Halihazırda devlet hastanelerinde mr günü alabilmek bile eziyet. Bacağına vuran bel fıtığı ağrısından yürüyemez hale gelen bir komşumuza çok geç gün verilmiş ve dün girebilmiş sonunda.
Korkmuyorum da girdiğimde sanki bir daha çıkamayacakmış gibi hissediyorum, bu his beni korkutuyor. Geçmiş olsun.
anadolu yakasında bir avm.
Elektro manyetik rezonans cihazı.
kendinizi müziğin ritmine bırakınca zaman çabuk geçiyor.
Gor gor gor vir vir vir çat çat çat diye çıkan sesler, psikoloji mi perişan etmişti.
Tak sesleri, gümbürtüler ve sonrası anlamsız sesler ve tam alıştım derken yine tak sesleri, gümbürtüler ve anlamsız sesler...
küçükken girdiğim bir şey. küçüklüğümü hatırladım şimdi hatta dosyalarım bile var. 7 yaşındaydım o zaman. kafamda kist var diye girmiş olabilirim. zararsız diye kist çıkarılmamış.
öncelikle geçmiş olsun. umarım ciddi bir şeyin yoktur.

sonra da @3 ün dediği gibi kapat gözleri, sakın ama sakın açma, açınca bunalımlara giriyor insan tecrübeyle sabit. bitince bitti diyecekler zaten.
(bkz: Mr)
Gözlerini kapat. Hatta uyku moduna al kendini .Emarın sesini de duyma. Korkacak hiç bir şey yok.
Başta biraz soğuk ama sonra alışıyorsun.*
ilk defa gireceğim cihaz. Biraz korkuyorum.
(bkz: mr)
(bkz: manyetik rezonans)
görsel
Tabut gibi olmasından dolayı çoğu kişinin girmeye korktuğu bir görüntüleme yöntemidir.Son zamanlarda özellikle kapalı alan korkusu olan kişilerin açık mr tercihini görüyoruz.Açık mr için http://istanbulradyolojimerkezi.com/ adresinden açık mr ın nasıl olduğunu görüntüleyebilirsiniz.Fiyat aralığı 250-300 TL civarındadır.
bu gün yine hayatı aştığımı hissetirdi.. bunu da yaşadım. hayat cidden boş çalkala hoş. ıyy ne klişe dimi.iğrençsin yaa der gibisiniz. malesef tek gerçek bu. ister üzül istersen yıprat kendini bitiyor ya bitiyor. hayat kadar yalan bir olgu yok. amaç ne cidden? neden buradayız? bu bir deney mi? biri bizi izliyor mu?

başımda geçmek bilmeyen ağrıyla doktora gittim ilaçlı beyin emarı istedi prof hanım. noluyoruz demeye kalmadan tabut gibi bir makinenin içine girip tuhaf sesleri dinledim yarım saat boyunca. girerken hırçın ve huysuz ben çıkınca ne kadar sakindim, olgundum anlatamam. ben bile şaşırdım halime. hırçınlaşınca bu metodu üzerimde uygulayabilirim.
kendini dinliyorsun sesler rahatsız bile etmiyor. yaşadım bu da oldu diyorsunuz. hareketsiz durmanız çok önemli. ilaçlı demelerin sebebi de damar yolundan bir ilaç verilip beyninizin belirli bölgelerini renkli görmeleriymiş. acımıyor. endişelenmeyin.

parası osu busu hiç gözümde değil o ağrı var ya dünyalara bedel. beyninin içinde şimşek çakıyor mu her 30 sn de. küçük ölümler yaşıyorsun. sonuçlar haftaya çıkacak. ölecek miyim merakla bekliyoruz. esas kız ölürse dizi biter yahu. daha buralardayım yani içimde bir umut var en azından..

ölürsek de..çok üzülmem çok uzatmadan gideriz. yani giderim.
bu alete bir kez girdiginizde defalarca rontgen cekilmis gibi radyasyon aliyormussunuz.
kapalı ve açık olarak iki şekilde çekilir.
devlet hastanelerini geçin. mümkünse özel röntgen merkezlerine filan gidin. zaten çok çabuk temin edilmesi gereken bir şey olduğundan hasta haftalarca, günlerce bekleyemeyeceğinden ötürü doğal olarak diğer seçeneğe yöneliyorsunuz.
parasız sağlık hizmetleri filan tam bir yalan, parası olmayana allah sabır versin ve yardım etsin.
sosyal devlet umudumuz da toprağa gömüldüğüne göre pek fazla şansımız yok. işimiz allah'a kaldı valla.
içindeyken tabutta gibi hissetmiyorsunuz , sadece dışardan görüntünüzü hayal edince öyle geliyor insana. benim ki beyin emarı idi, belime kadar falan içindeydim. Başınızın içine tam sığdığı bir kafalığa yatıyorsunuz. Yumuşak çok rahat birşey. Yanlara sünger koyuyorlar sonra motor kaskı gibi birşeyi yüzünüzün üstüne takıyorlar. Aradan dışarıyı görüyorsunuz. Sonra içeri kayıyorsunuz ben bu esnada gözlerimi kapattım. Bir ara açıp baktığımda tavan çok yakındı , huzursuz oldum geri kapattım gözlerimi pek açmadım. Bu şekilde bir yere kapatılacağımı biliyordum ama bu kadar yüksek sesler duyacağımı bilmiyordum. Önce makinenin klasik hafif tonda sesi geliyordu. Birden savaş çıktı alarmı gibi dat dat diye süper yüksek bir tonda ses gelmeye başladı. Bir süre sürüp sustu. Alttan hafif ritimli ses duyuldu. Sonra ses değişti başka bir perdeden gene süper yüksek seste , başka acayip bir ses gelmeye başladı. Bu ara ara durup değişiyordu. O ses olmasa cidden uyunabilecek kadar rahatsınız. Serin bir ortam bu arada , sıcak olsa zaten sıkıntı basar. ilk başta ne olacağını bilmemenin sıkıntısı ile kalp atışlarım hızlandı. Hafifçe hava azalmış gibi hissettim. Sonra başka şeyler düşünmeye çalıştım. Sabırlı bekleyiş sonucu 10 dk ( ya da 15) doldu ve makinenin kaydığını hissettim. Geçmiş olsun sözü ile bir oh çektim. iyi gene cesaretli davranmışım , dışarıda bir kadın ağlıyordu ben nasıl gireceğim onun içine ,kocam da gelsin diye.
sacred soul adlı dinledirici bi albümü olan naif sanatçı, çok farklı bir tarzı var.
çektirilen bir hede.
bu emar denilen zımbırtı bana nedense ölümü hatirlatmayan, uykumu getirten ve fosur fosur uyumamı sağliyan pahali yatak olarak aklımda kalmiştir. bir de 100 kilo üstündeyseniz emar merkezleri sizi biraz zor kabul eder.