bugün

Ben çok seviyorum şaşı olan insanları ya. çok tatlı çok temiz kalpli oluyolar. ayrıca şaşılık dalga geçilecek bi şey değil. komik de değil. gidin aynaya bakın lan. engelli bi insanla dalga geçmek gibi bi şey bu. çok seviyesiz bi şey. yabancı komedilerde insanların dış görünüşüyle dalga geçme gibi bi olaya rastlanamaz zaten tek türkiye de var böyle saçmalıklar. yabancılar dinsiz ama bizden daha ahlaklı. en azından insani konularda.
japonca da da aynı anlamdadır. söylenişi bi miktar farklıdır. şaşi.
ameliyat olunarak çabucak kurtunulan göz hastalığı.
olduğum şeydir. çok zordur şaşı olmak. herkes size gözlerinizin niye farklı yerlere baktığını sorar. sanki bilmiyo eşşoğlueşşekler. bi de gözlükle alay ediyolar. ağızlarını burunlarını tenha köşelerde dağıtacan bakalım bi daa yapabiliyorlar mı? eşşoğlueşşekler. çok kızdım be sözlük...
dilber kocarslanli'dan ogrendigimiz uzre tatsiz, tuzsuz, yavan manasina gelen sozcuk. "camisin onune koysan yemez"mis.
1- toprak bağlantısına şasi denir.

2- elektrik bakımından yüksüz potansiyelde bulunan yere şasi denir.
şasi: motorlu araçların iskeletini oluşturan yapı.
sası: anadolu'da tadı kıt yemekler için kullanılan kelime.
nereye baktığı belli olmayan, genellikle sahibinin burnunun üst kemiğiyle kesiştiği izlenimi veren göz bozukluğu..şaşı olanların bunu kabul etmeyip, aslında olduklarını iddia ettikleri durum için (bkz: şehla).