bugün

inşaat sahasına verilen isimdir.şantiye belli bir zaman sonra hayat tarzına dönüşmeye başlar.ameleler ve mühendislerin bir arada barındığı mekanlardır.farklı yetiştiriliş tarzında iki insanın aynı ortamda bulunabileceğini kanıtlar bizlere.
öğlen yemeği ise fixtir.karpuz,peynir,domates,ekmek *
sınıf farkının ortadan kalktığı mekanlardır
abazan insanlarla doludur
çay ilaç hükmündedir
emeğin kutsallığı anlaşılır
ortaya bir eser çıkarmak için vardır
kavga gürültü bol olur
sıkı bir hiyerarşi vardır hiyerarşinin teknik anlamda en üst noktası şantiye şefidir. *
vücudunuzun sadece belli bölgelerinin yandığı mekan
(bkz: amele yanığı)
görev alan bir kişi ister amele olsun, ister proje müdürü, yapılan bina sonrası bina hakkında klasik yorumu şöyledir; "bu binayı ben yaptım"
http://www.santiyeci.com/
Mühendisinden Formenine oradan işçisine kadar bir ekip çalışmasının yapıldığı beraber donulup beraber amele yanığı yapılan gürültülü kadınlar için sıkıcı mekan
(bkz: yapıyeri)
"rantiye degil santiye!"

(bkz: secim sloganlari)
dedikodunun bolca dondugu yer. yemekler kotuyse hic cekilmez.
taşşak kokusunun hakim olduğu, gürültünün eksik olmadığı inşaat mühendislerinin oyun alanı.
4 ay içinde ağzımın bozulmasına etrafımda ki herkese emir yağdırmama( normal hayatta) sebebiyet vermiş oyun alanı. ayrıca bir dil(tartışılır) öğrenmeme sebebiyet vermiştir.

(bkz: kürtçe)
Türk firmaları için anlamı farklıdır; yurt dışı şantiyelerinde, firmaların türk çalışanları bir milli mücadeymişiz gibi tepe tepe kullandıkları mekandır. diger yandan firmada ki yabancı çalışanlar saati geldimi işi bırakırlar.
uzunca bir süre takılacağım alanın genel adı.
proje ünitelerinin inşa edileceği yerlere denir.
kafayı çizmeye ramak kalmış yerdir. memlekette olan bütün model insanların olduğu yegane yerdir. iyi para verilmekte mesleğinde az buz bir hakimliğin var ise. topoğrafa bile 2 milyar veriyor adam. harita mühendisine ne verir?
zamanın nasıl geçtiğini anlamadığın, her tipten insanla ve daha bir çok insan dışı varlıkla iç içe olduğun saha, alan vb.
bol bol dedikodunun, yalakalığın, iftiranın yapıldığı, içerisinde 'erkeğin orosbusu' olarak nitelendirilen ama nitelik kazanamayan insanların barındığı çalışma sahasıdır. hiç iyi insan yoktur diyemem ama genelleme yaparsak bu saydıklarım az bile gelir.
pis olsada çok çalısılsada amele dedikleri gibi yanılsada zamanın dolu dolu ve keyifli geçtiği mekan. bağımlılık yapabilir dikkat.
13 senemi alan ve daha da alacak olan evim,işyerim.
benim de içinde bulunduğum ege üniversitesi reklamcılık bölümü öğrencilerinin düzenlediği etkinlikler silsilesi.
facebook sayfası;http://www.facebook.com/pages/%C5%9Eantiye/118061404934180?v=wall
blogspot;http://santiyege.blogspot.com/
ve twitter'dan takip edebilirsiniz;http://twitter.com/santiyege

(bkz: bu çocuklar çalışıyor)
kimi zaman bir dağ yamacında, kimi zaman en yakın yerleşim birimine yüzlerce kilometre uzakta, yerine göre çölde yada buzlarla kaplı bir zemin üzerinde konuşlanmanız gerekir. televizyonlarda seyrettiğiniz adventure dizilerinde, maceracıların yaşadıklarından farksızdır şantiyeciler için yaşam. çoğu şantiye, özellikle kuruluş aşamasında büyük zorluklarla mücadeleyi gerektirir. pratik olmak ve şartlara göre çözümler üretmeyi gerektirir. tıpkı şu fotoğraf karesinde görüldüğü gibi;

görsel

bir yaşam biçimi olur zamanla ve o hep özlemini duyduğunuz kent yaşamı size tekdüze gelmeye başlar, sıkar-bunaltır.
hiyerarşik düzen olarak askeriyeye çok benzer şantiye ortamları. bu sebeple şantiyelerde farklı kadrolar vardır.

şöyle oluyor efendim.

müdür kadrosu:

en fazla 2 kişiden oluşur en esaslı kadrodur ki, bok gibi parası olan yani şirketin sahibi olan kişilere tahsis edilmiş kadrodur. taşaklarını taşımak için 2 adet 70 tonluk vincin lazım olduğunu söylemeye gerek yoktur sanırım. kolay kolay kimse boklarının üstüne sıçamaz bu kişilerin. baret tasarımı ise diğer baretlere nazaran hem şekil hem de konfor olarak farklıdır.göt şeklinde olur ve içinde iki tane klima olan baretler tahsis edilir kendilerine.

aslan kadrosu:

efendim bu kadro taşakları el arabasıyla taşınan kişiler için açılmıştır. daşaklarını taşıtmak için adam tutanlar bile vardır.. sikerim, sokarım gibi laflar bu kişilerin günlük selamlama şekilleri kadar doğal laflardır.. mesela aslan kadrosuna mensup bir kişi ''naber lan yarraaaaam'' diye selam veriyorsa bu aslında, selam verdiği kişiyi ne kadar sevdiğini belirtmek içindir zira itibar açısından erkekler arasında en ehemmiyet teşkil eden organ kişinin yarağı olması hasebiyle şahsın en sevdiği organı yarağıdır. bu durumda bir kişiye ‘’naber lan yarraaaam’’ diye hitap eden kişi ‘’naber ciğerim’’ demiş kadar olur hatta fazlası bile olur. bu kişiler için tasarlanmış baretler ise isminden de anlaşıldığı gibi aslan yeleli ve içinde bir tane klima olan baretlerdir.

maymun kadrosu:

genelde okumuş kişiler için tahsis edilmiş kadrodur. taşak büyüklükleri 20 ila 40 kilo arasında değişir taşımak için el arabasına gerek olmadığı gibi mutlaka bir yardımcı lazımdır. tabi iki adet migros poşeti de zaman zaman kafi gelebilir..teknik mevzularda söyledikleri esas alınan kişilerdir..sigorta kartı, kimlik kartı vb. haraçlarını kendileri tahsis eder zira tek başına yemek nasip olmaz . ayrıca bunlar dedikodu merkez liderleridir.. her bokun dedikodusunu yapabilme kapasitesine sahip kişilerdir..baretleri ise arkadan kuyruklu ve içinde fan olan baretlerdir.. kuyruk uzunlukları tecrube ile doğru orantılıdır.

çekirge kadrosu:

yeni yetmeler için koyulmuş bir kadrodur. ilk işleri sürünmek ve fırça yemek olan bu kişiler için şamar oğlanı tabiri tamamen uygundur.genel isimleri mazlumdur. sürünme süreleri zekaları ile doğru orantılı olan kişilerdir ayrıca. ssk kartı, giriş kartı haracı vermek mecburidir bu kadroda. aslında ota boka haraç vermek mecburidir. yüksek kadrolu kişiler tarafından ‘’hop bilader sakalı kesmişsin sakal haracı çık’’ ya da ‘’şş koçum yeni ayakkabı mı aldın? haracı unutma’’ uyarılarıyla harac vermeye teşvik edilirler. taşakları ise kese kağıdında taşınabilecek türdendir. kendi taşaklarını kendileri taşırlar zaten.

kamera kadrosu:

her şantiyede mutlak suretle bulunan kişiler için açılmış ispiyoncu kadrosudur.. bunların ekserisi anagoltur. dijital olanları olmadığı gibi fazla fonksiyonları yoktur.sadece çekim yapıp oynatırlar. kamera olmalarının yanı sıra ota boka maydonoz olup sinir katsayısını yükseltirler. taşakları ile ilgili henuz bir bilgi elimize ulaşmamıştır.
yoğun bir hayatın aktığı yerdir.
bir sürü hayata tanıklık, bir sürü yavşağa dalkavukluk, bir sürü maceraya ve anıya çanaklık yapar şantiye.
ortak kanı, herkesin ekmeğinin peşinde olduğudur.
kimisi ömrünü adar, hayatı ve anlatacakları konuşlandığı bölge kadardır, anlatacak net bir hikayesi yoktur.
kimisi 3-5 kuruşu denklemek için oradadır.
kimisi diptedir, kapatmıştır kendisini.

şantiye işte, olaysız gün geçmez. hiyerarşi vardır, yere göre değişir tabi. ve zamanla aslında aktif bir ortam olmadığından ve yapılacak fazla bir şey olmadığından insanlar kaynaşır, tabi karşına insan evlatları çıkarsa.

işler yoğundur, fazladır, it gibi çalışırsın. dışarıdan bakan biri ise seni bey gibi yaşar görür.
çalışırken anlamazsın zamanın nasıl geçtiğini, zaman geçer şalterleri indirmeye karar verip yeni hayatına merhaba dersin.

fazla tecrübe kazandırır şantiye. hele yabancı ülkedeyse... hem yabancı ülkede yaşamaya, hem şantiyenin kendisine, hem de özlemek denilen hisse fazla fazla aşina olursun.

herkes masum gibidir, bilemezsin; yeri gelir kazık yersin, yeri gelir rahat günler geçirirsin.

büyük şantiyeyse yemekler kaliteli olur, koyun gibi semirirsin kısa sürede.
güzel dostlukların olur, yeni insanlar ve hayatlar görürsün.

sonra... günün birinde bir durum çıkar; ne bileyim iş biter, sen bitersin, biter işte.
aklında kalır anılar, yaşanmışlıklar.
iş yerinden çok ev gibidir. ailemin bir parçası.