bugün

yeni nesil üni gençliğinin çoğunlukla evinde kedi var.
ve bir kısmı pasaklılıkta zirvedir!
ego çarpışmaları arasında iyi niyetli kalmaktan ötürü yorucu ve yıpratıcı geçmiştir.
Çok boş ve sıkıcı geçmiştir.
zengin aile çocuğuysanız on numara geçer, orta ya da fakir gelirli bir aile çocuğuysanız vasatın altında okul yaşamınız olur.
imkanların az ancak yaratıcılığın, eğlencenin ve hayal gücünün çok olduğu hayattır.

Birçok insanın en güzel yıllarıdır. Buna ben de dahilim. Hem Özgür olup hem de sorumluluk almaya başladığınız yıllar, bunu da eğlenerek öğreniyorsunuz.

Değerini bilin.
Kazık bölüm okuyan ve fakir gençler için sancılı bir süreç.
bir lise hayatı değildir. bittikten sonra maaşlı kölelik gibi hayatın acı yüzleriyle yüzleşirsiniz.
4/5/6 sene boyunca eşeğe dayı demekle geçen hayattır.

Hayali arkadaşlar
Ego tavan hocalar falan..

Merak etmeyin zaman hızlı geçiyor bir bakmissiniz kurtulmussunuz.
içindeyken hiç memnun olmadığın, bittiği zaman da deli gibi özlediğin hayat.
Hayatın sınırlarının zorlandığı dönem.
seks alkol uyusturucu 3lusu.
Şu an özlenendir üniversiteler açılmalıdır!
Bok gibi hayattir.
Babanızda para bolsa, 4 senede mezun olmanız önemli değilse, üniversitenin bulunduğu şehir hareketliyse, mezuniyet sonrası iş bulma derdiniz yoksa, muhafazakar takılmıyorsanız hayat gibi hayattır. Tabi yukarıdaki hayatı yaşayanlar tüm üniversite öğrencileri arasında %5i geçmez.
Yoksa kalmaya yer bulma derdiyle, vize final çalışmakla, memleket ile okunulan yer arasında valiz taşımakla geçen sıkıcı bir hayattır.
Çıkar üzerine kurulu boş bir hayattır.
Fakir , parasız şekilde otobüs duraklarında kışın yaşta yağmurda otobüs bekleyerek, 10 kişilik otobüse 50 kişi binmeye çalışarak, bir yerden bir yere giderken 3-4 saat yolculuk yaparak geçen,

Kirayı, faturaları nasıl öderim, akşama ne yerin telaşı ve stresi ile boyanan.

Ve bu dersleri nasıl geçerim, ne kadar çok çalışırsam çalışayım o kadar zor ki geçmesi bunun stresi ile süslenen.

Ne bileyim ya bitse de kurtulsak denilen boş bir hayat.
Boş vaktin oluyor ama paran , imkanin olmadiktan sonra boş vakti napacan.
Böyle geçeceğini biri söylese götümle gülerdim. En güzel ortamların içindeki en eğlenceli şahıs olmam ve her günümü kudurarak geçirmem gerekirken ders arasında sınıfta tek başıma oturuyorum kadere bak. ilk gün herkesle tanışın arkadaşlar. Ufacık bir merhaba demeye çekinmem taa nerelere geldi. Bir daha okuyacak olsam var ya önüme gelenle tanışırım. Küçücük bir kelimeyi etmemiş olmam nelere mal oldu. Sınıfın asosyali gibiyim, oysa dış dünyada ne kadar aktif ve sevilen biri olduğumdan haberleri yok. Aralarına girsem bayılacaklar bana ama giremiyorum arkadaş. iki yakın arkadaşım var sadece onlar da gelmeyince böyle yalnız başıma takılıyorum. Sıçayım böyle işe.
Bittiği andan itibaren fark ettiğiniz, hayatınızın en güzel yılları. Mutlaka her anın tadını doyasıya çıkarın, geri bulamazsınız sonradan öylesini. iyi dostluklar edinin kendinize, iş hayatına da kendinizi hazırlayın. Zira bittikten sonra tünelin ucu her konudan çok kötü bir yere çıkıyor.
yurtda kalıyorsanız baştan içine sıçtığınız hayatdır zaten boktan bir hayattır.
Kendi adıma ders çalışmakla geçendir, mutsuzluktur, umutsuzluktur, sonu masallarda ki gibi bitendir.
aile evinde kalıyorsanız, bu başlığı tanımlarken "muhteşem", "eğlenceli", veya "harika" gibi kelimeleri kullanmanız kat'a mümkün değildir.

yazar burada tabii ki kendisinden bahsetti.

edit: okulunuzun güzelliği de önemli. e bende o da yok. anlayın artık durumu.
Hayatı mı hayatsızlığı diyelim biz ona.
Ömrün en verimli yıllarıdır. Faydalı geçirilmesi gerekiyor. Dinden uzak bir yaşantı sürerseniz ömrünüzün devamında toplamanız çok çok zor. Hayat sizin hayatınız; tercihinizi 1 saatlik belki 1 günlük zevklere değil; baki bir ömre göre vermenizi tavsiye ediyorum. Önce kendime sonra her gence.
Günah kesesinin oldukça hızlı dolduğu bi dönem.
Sanki çok güzel bir üniversite yaşantısı geçirdim gibi sürekli özleyip durduğumdur. Şu Okulu keşke çift dikiş bitirseydim.

Üniversite öğrencisi olmak ne güzel burada ya. Sabah akşam bir son model araba, barlar, canlı müzikler, kızlar, gezmeler. Bir de bize bakıyorum her günü copy paste hayatlar yaşıyoruz. Kurmaya çalıştığımız bohem arkadaş gruplarında her gün biri nişanlanıyor ya da evleniyor. Böylece çürük çarık birkaç etkinlik yapıyoruz. Kafelere gidip bir şeyler içsek bile iş dertlerimizi konuşup birbirimizin beynini kemirmeye devam ediyoruz. Akşamları birlikte dürüm söyleyip tv deki saçmalıkları izliyoruz. kahve, çay ve meyve seansımız başlıyor.

Sonra ertesi gün iş var diyip herkes tavuk gibi evlerine çekiliyor. Haftasonu aileyle yahut sevgili, koca vs ile yapılan planlardan dolayı kimse kimseyi görmüyor zaten.

Yani bu yakındığım benim daha iyi yanı arkadaşlar. Bir de bunun işe girecek olan halini düşünün. O yüzden öğrenci hayatı güzeldir.
Bazılarının eğitim, kültür değil de başka şeyler için gideceğini anladığımız kurum.