bugün

sorunları tartışırken, tarafların kafasında tartışma sonunda hiç birşeyin değişmemiş olmasıdır.

kısır döngü şeklindeki sorun tartışmalarımızdır sorun.

bir de şu bölücü piçler var.
(bkz: adalet)
(bkz: ve kalkınma)
yasaklar . herşey yasaklanıyor sonra da millet bir şekilde bu yasakları aşmaya çalışıyor. daha sonra suçlu millet oluyor.amk sosyal medya çökmüş durumda.
''adalet gücü bağımsız olmayan bir ulusun devlet halinde varlığı kabul edilemez.'' m.kemal atatürk.
bence sorunlardan biri.
sevgi. doğaya, hayvanlara, insanlara ve hak eden her şeye biraz sevgi. toplum olarak en büyük sorunlarımızdan.
Nerdeyse herkesin okula gittiği bir ülkede, eğitimli insan sayısı azdır.

Bakın, bu bir dramdır!
Haybeye okumaktır.
Çanta, kitap hamallığıdır.
Boşuna vakit kaybıdır.

Acilen önlem alınmalı, sistem en ince detayına kadar değişmelidir.
Sistemsizlik.

Eğitim, sağlık, adalet, güvenlik...

Hemen her yerdeki sistemsizlik.
Jeopolitik konumu.

Alın bizi kutuplara bırakın bakın bakalım sorun çıkıyor mu? Bu enlem ve boylamlar stresli yav.
enlere inanmam tatlım.

ancak öncül sorunlar vardır, ardıl sorunlar vardır.

örnek, eğitim sistemindeki sorun. öncülü üniversite, ardılı orta ve ilk öğretim kurullarıdır. bugün çıkıp da aziz sancar "ülkemizde iyi kötü işleyen bir ilk-orta eğitimi var, bizim sorunumuz yüksek öğretimde" diyorsa önceliğimizi "yüksek öğretime" vermemiz gerekmekte.

enteresan olan şudur, eğitim sistemini eleştiren pek ilk-orta okul öğretmeni göremezsiniz. yanlışları var mıdır? besbelli. ancak onların yapabileceklerinin bir sınırı vardır.

çokça tenkitte bulunan insanlar genelde akademisyenlerden, professör, doçent gibi insanlardan çıkmakta, sürekli bir beğenmezlik, isteksizlik hali takınmakta olan bu insanlar bilirler ki işbu sorunun birincil kaynağı kendileridir.

savunma da bunun içindir özünde.

yapmamız gereken nedir?

onun yanıtını gece birde, bir sosyal medya platformunda arıyorsan bol şans yoldaş. bana da bildir.
coğrafyasıdır.
“hatalı olduğunu kabul etmeme, yanılmış olabileceğin ihtimalini aklının köşesinden dahi bile geçirmeme” durumu bunlardan biridir.

toplumca ve devlet erkanlarınca bir silkinip düzelmiyorsak, büyük bir faciada dahi sorumluluğu kimse üzerine almıyor ve hatalıyım diyemiyorsa, herkes hep en doğru ve tartışmasız haklıysa; birşeylerin düzelmesini beklemek fuzuli bir bekleyişten başka birşey olmuyor.
Liyakat.
Eğitim, liyakat bir de muhalefet.
cehalete bağlı olarak ortaya çıkan gaflet, dalalet, hıyanet...
Herkesin her şeyi bildiğini sanmasıdır. Kimse birbirini dinlemiyor, bir şey öğreneyim demiyor, yanlışımı düzelteyim yoluna gitmiyor, direkt savunmaya geçiyor.
Dünya üç beş bilgisizin elinde
Sanırlar ki tüm ilim kendilerinde
Üzülme, eşeği eşek beğenir
Bir hayır var sana bana kötü demelerinde.
gereksiz üniversiteler ve gereksiz bölümler açıp okumuş işsiz ordusu yaratmak.
bu ve avaneleri .

https://www.youtube.com/watch?v=VQ2zRxTDVVU&t=6s
eğitim sevdalısı bir lider o .

https://www.youtube.com/watch?v=VQ2zRxTDVVU&t=5s

bir de şu var .

arada ki farkı hesaplamanız için .

https://www.youtube.com/watch?v=rgww8WTcYzs
Sosyal medyaya endeksli yaşayan iki ayaklı sayısının artması...
Okumuş cahillerin en önemli makamlarda bulunmaları ve 16 yıldır bunun devam etmesi.
(bkz: adalet ve kalkınma partisi)
Toplumsal olarak sorunlara ortak hareket edemiyoruz bu da toplum bilincini zayıflatıyor ve eksikler oluyor siyasi aktörler bu eksiliği kullanarak insanların yasal haklarını hiçe sayıp otorite kuruyor ve bireysel anlamda yozlaşma oluyor bu öyle yozlama ki eğitim siyaset adelet fabrika iş yerlerinde uygulanıyor ve bunada "Adam kayırma" yada "Torpil" denmekte ve bundan kimse şikayetci değil sistem bir saat gibi işliyor.ve sistem aksadımı yasal hakkı olan oy kullanarak sistemi tekrar yeniliyor.
Bir tane değil ki.