bugün

Mal ve hizmet üreten birimlerin mülkiyetinin ve yönetiminin, kamu sektöründen özel sektöre devredilmesidir. Özeleştirmenin başlıca amaçları; ekonomideki verimliliği arttırmak, serbest piyasa ekonomisinin gelişmesini sağlamak, hazine ve kamu kuruluşlarına ek fon sağlamak, kamu sektörünün dış finansman ihtiyacının en aza indirgenmesini sağlamaktır.
TELEKOM, TÜPRAŞ, ERDEMiR, limanlarımız, Galataport, Sümerbank tesisleri ve daha nicesinin, ne sihirdir ne keramet, el çabukluğu marifet yöntemiyle satılmasıdır.
(bkz: başbakanı özelleştirmek)
(bkz: oz elles tirme)
aslında gerekli olup kaliteyi arttırmak için yapılan olay...
türkiye için bu durum farklıdır;çünkü kendi yatırımcısının etkisiz eleman olduğu bi ihalede hükümetin sadece sömürücü kitlelere Al bide burdan yak demesi...
semayenin yabancılaştırılması...
Türkiye'de turgut özal'la başlayan we belirginleşen,sonu gelmek bilmeyen,ve maalesef yine Türkiye'de devletin elinde ne varsa yok pahasına sat ki,birileri memnun olsun anlayışıyla yapılan,devleti taksit taksit satma işlemi
asıl amacından yöntem olarak ta fonksiyon olarakta tamemen sapmış ne var ne yok hesapsızca satılmaya başlanmış (telekomun özelleştirilmesi gibi bir hata bile yapılmış)ve buna özelleştirme kılıfına sokmayı başarmışlardır. korkarım yakında bizim diyebileceğimiz hiçbir şeyimiz kalmayacak . herkes gider mersine biz gidiyoruz tersine sözünü tam olarak yaşatmaya başlamışlardır. güçlü devlete ve bağımsız ekonomiye hasret günler bizleri beklemekte malesef.
(bkz: özallaştırma)
Kamu yönetimi ve mülkiyetindeki iktisadi teşebbüslerin özel kişi ve kuruluşlara devredilmesidir.
(bkz: etibank ın ozellestirilmesi)
günde 4 saat koftiden çalışan sözleşmeli bir işci devletten 1750 lira maaş alınca yapılması gereken tek durumdur..
devletin artık kaynak ayıramayıp yatırım yapamayacağı , zarar eden veya satılmasının devlete kaynak yaratacağı kamu mallarının piyasa fiyatlarında * özel teşebbüse satılmasıdır.
türkiye nin kalkınmasının tek yolu.. avrupanın ekonomisi böyle ayakta duruyor ilk bakışta zararlı gibi görünen bu olay aslında çok yararlı ve desteklenmesi gerekilen harekettir.

4 yıl sonra gelen edit: ama bu kadarıda fazla be kardeşim. sen işlemeyen devletin sırtına yük olan kuruluşları özelleştireceksin. gidip en çok işleyen, en çok para kazandıran yerlerini özelleştirmeyeceksin. satmayacaksın.

bu saçma eylemi şöyle bir örnekle açıklayalım:

senin bir tekstil fabrikan var. bu fabrika için önce hammadde alacaksın öyle değil mi? evet! şimdi sen gelip bu fabrikanın içindeki dokuma tezgahlarını satarsan, hammadde alabilirsin belki, evet ama nerede dokuyacaksın kumaşları? kısa vadede para kazanırsın, evet; ekonomin düzelir belki, evet ama uzun vadede ne bok yiyeceksin? diye sorarlar adama. işte bu sorunun cevabını ilerde alacağız. afferin tayyip aynen devam et böyle bakalım iplikler biriktikçe ne bok yiyeceksin.
(bkz: babalar gibi satarım)
türkiye için: peşkeş çekmek

--spoiler--
Özelleştirmeden önce de Türk ekonomisi genelde sermaye biriktiremiyor, cari açık veriyor, dış borcu dış borçla kapatıyor, yüksek enflasyon, düşük kur-yüksek faiz, büyüyen bütçe açıkları, kahveler dolusu alev alev işsizlik, gelir dağılımında adaletsizlik, bölgeler arasında gelişmişlik uçurumu ve ekonomi her an bir krize gebe duyarlılığında gidiyordu.

Özelleştirmeler yapıldı.

Yeni sayfalar açıldı.

Yeni hedefler konuldu.

Özelleştirmeden önceki durum daha iyiydi, demem, diyemem. Ancak özelleştirme ile toplumun önüne konulan hedefler gerçekleşmedi. iktidardaki partilerin yönetiminde yemlik haline getirilmiş KiT'ler, yerli ve yabancı özel sektöre satıldıktan sonra da yükseltilen umutlar gerçekleşmedi.

Özelleştirme idaresi var.

Çok uzman çalıştırıyor.

Bilgi sahibi insanlar.

Topluma açıklasalar,kemik niçin yanlış kaynadı sorusunun cevabını öğrenirdik. Özelleştirme; sözüm ona ekonomide yanlış kaynamış kemiğin kırılarak doğru biçimde yeniden kaynatılması esasına üzerine kurulmuştu.

Aradan 22 yıl geçti.

Sancı sürüyor.

***

Yüksek cari açık, yüksek borçlanma, büyük işsizlik, kafasını her an kaldırmaya hazır enflasyon ile bütçe açıkları, sermaye biriktirme özürlülüğü, ithalatın ihracattan daha hızlı artması, yeni bir büyük krize gebe vaziyette olma sancıları sürdüğüne göre demek ki;özelleştirme kemiği de yanlış” kaynadı ya da bilerek yanlış kaynatıldı.

Niçin böyle oldu?

Eski komünist ülkeler bile özelleştirmede daha iyi sonuçlar elde etti de Türkiye bunu niçin başaramadı?

Nedendir?

Biri çıksa da açıklasa!

Söz gelimi TÜPRAŞ'ın payını gizlice saklıca Ofer'e satmakta başarılı olunuyor da özelleştirmenin nimetlerini ekonomiye yaymada niçin çuvallanılıyor?

Yoksa!

Özel sektör de mi kofti!

Özelleştirme öncesi KiT'lerin yönetiminde bulunan üst düzey yöneticileri; yani devlet şirketlerini politikacının etkisinde kalarak kötü yöneten genel müdür, genel müdür yardımcısı, yönetim kurulu başkanı gibi yüksek makam sahipleri, yine devlet kadrolarında pozisyonlarına uygun işlere nakledildi.

***

Kötü yönettiler.

KiT'leri batırdılar.

KiT'ler özelleşti.

Fakat onları kötü yönetenler yine devlette aylığı 3 bin YTL- 4 bin YTL maaşlarla makam buldu. Fakat işçiler, teknisyenler, çoğunluğu 40 yaş üstü formenler, operatörler büyük bir hüsran yaşadı. Çoğu, KiT'leri alan yeni sahiplerince işten çıkartıldı, yerlerine asgari ücretle yeni işçiler alındı. Türk-iş'in yaptığı bir araştırmaya göre özelleştirme mağduru işçilerin sayısı 1992'den sonra on binleri buldu ve bu insanlar arasında; dramlar yaşandı; cinayetler, boşanmalar, intiharlar oldu. Bu insanlar; geçmişteki Afrika sömürgecileri dahi vicdanen kabul edemez; uzmanlıklarının dışındaki işlerde, fazla mesai ücreti verilmeden ayda sadece 520 YTL'ye çalıştırılıyor. Ek iş yaparak gelirlerini artırma imkânları da yasaklandı.

2 yıldır aldatılıyorlar.

iktidar, bekleyin; sizin için çalışma yapıyoruz, sorunları gidereceğiz diye umut veriyor. Özelleştirme mağdurları sefalete düştü, bekliyor. Özelleştirmeden geriye kalan: Hüsran ve tamamı yalan!

Neden böyle oldu?

Birisi çıksa, açıklasa!

necati doğru 28.01.2007 tarihli yazısı.
--spoiler--
iktisat topluluğunun çıkaracağı dergide yalçın acarın yazısının da bulunduğu konu. (bkz: reklamın iyisi kötüsü olmaz)
"anayasada özelleştirmenin "ö"sü bile yoktur." demiştir yekta güngör özden
babamın 1997 de demircelik fabrikasında zorgünler gecirdiği zaman ağzından düşmeyen sözcük .özelleştirmeye hayır
(bkz: gats)
dünya bankası verilerine göre, dünya şampiyonu olduğumuz hede.

- bu mahallenin çocuğu değil misin? hiç mi hırsızlık öğrenmedin?
* kese kese şair bırakmadık be usta...
(bkz: ağır roman) -birden bire çağrıştı anuna goyim.-
işin özünde özelleştirme bir talandır. küresel sermayenin mevcut ekonomik kaynakları önce işlevsiz hale getirip daha sonra el koyması.
kamu mülklerinin özel sektöre devredilmesini ifade eder.özel kesimin giremediği sektörlerde devlet bu sektörlere girerek bu sektörlerin gelişimini sağlar.özel sektörün gelişmesiyle birlikte kamu kesimi bu sektörlerden çekilir ve özelleştirme gerçekleştirilmiş olur.

mustafa kemal atatürk'ün devletçilik anlayışında da bu vardır.o dönemde ticaretle gayrimüslimler uğraşırken,müslüman kesimde ticari bir anlayış mevcut değildi.bundan ötürü sanayileşme daha cok devlet tekelinde yapılmış ve özel sektörü desteklemeyi güden bir strateji belirlenmiştir.tarımda çalışan müslüman kesimi sanayiye yönlendirmektir amaç...

özelleştirmenin iyi mi ya da kötü mü olduğunu değerlendirmek için özelleştirmeden gelen paraların nasıl kullanıldığına da bakmak gerekmektedir.basit bir örnek;
eğer ticaretle uğraşıyorsanız ve bir işten 100 lira kar elde ediyorsanız ve de elinizde başka bir proje varsa,ondan da 120 lira kar elde edeceğinizi öngörüyorsanız daha karlı olan 2. işi yapmak istersiniz.yani özelleştirmeden gelen paranın ekonomiye nasıl aktarıldığı bu konuda çok önemlidir.bu bir seferlik yapılan bir iştir ve gelen parayı çok iyi değerlendirmek gerekmektedir.

üzerinde durulması gereken bir diğer faktörse özelleştirilen kurumun piyasadaki pazar hakimiyeti,piyasadaki konumudur.özelleştirilen kurum monopol* konuma sahip bir kurumsa,bu özel kesime rant aktarmaktan öteye geçemez.monopol güce sahip olan firma istediği gibi fiyat ayarlamasına gidebileceği için karını maximum yapan fiyatı halka ödetecektir ve bundan dolayı tüketici bu işten zararlı çıkacaktır.bunun tam tersi durumunda ise eğer özelleştirme rekabeti de beraberinde getirirse ürün kalitesi,araştırma geliştirme gibi faktörler de tüketici refahını arttırmaya faydalı olacaktır.daha kaliteliye daha ucuza ulaşacaktır tüketici...

sonuş yerine;bu söylenenlerin ışığında türkiye'deki özelleştirmeleri değerlendirirsek yapılan özelleştirmelerin amacına uymadığını görürüz.bizde yapılan özelleştirmeler genelde imf diretmesiyle olduğundan ve tekel konumundaki kurumlar özelleştirildiğinden istenilen elde edilememektedir.özelleştirmelerden gelen paranın ekonomiye tam olarak aktarılıp aktarılamadığı üzerinde ise kesin birşey söyleyebilmek mümkün değildir...
(bkz: liberalizm)
türkiye de peşkeş çekme; hediye etme olarak adlandırılır.

(bkz: akp terminolojisi)