bugün

tanıdığımız ya da tanımadığımız birisi ölünce veya ölüm sözcüğü telaffuz edilince akla gelenlerdir.

zira insan bir an kötü oluverir.
uzak kelimesiin akla gelmesi, ancak nedense bir gün ölecek gibi yaşayamamak
(bkz: ölüm dörtlüğü)
keskin bir soğuk.
babam.
onun ölmesini hiç istemiyorum.
allah'a kavuşmak yani kısacası kurtuluş...
geri gelememek, geri getirememek.
(bkz: pamuk)
ben önce ölürsem annem'in gözyaşları geliyo aklıma. ve eğer olacaksa aynı anda ölmeyi isterim. keşke mümkün olabilse.
insanoğlunun binlerce yıldır yok edemediği, her gün dünyaya veda eden ortalama 300 bin kişinin şahitliği ile bizlere asla unutturulmayan ölümsüz gerçek. en kudretli devlet başkanlarından en yiğit savaşçılara değin herkesin karşısında boyun eğdiği, en bilgin doktorların çare olamadığı ve nihayet tüm insanlara eşit davranan ölüm.
yüzün asılması ve her canlı bir ölümü tadacaktır sözünün aklıma gelmesi.
ölüm dediğin nedir ki gülüm ben senin için yaşamayı göze almışım. * *
Gidene duyulan özlem.
sorgu melekleri.
CEM KARACANIN MUHTEŞEM ÖLÜM ADLı PARÇASı.
(bkz: mihriban)
boşluk.
cennet mi cehennem mi sorusu?
soğuk,
mezar,
ayrılık,
hesap,
pişmanlık...
bu zamana kadar yaşamaya değer bir şey yapılmamışlık hissi.
bitmeyen uyku hali.
(bkz: yaşam)
akabinde tanışılan pamuk.
beyaz ışık.
azraildir.
ayrıca ki bence en önemlisi;

(bkz: acı var mı acı)
güncel Önemli Başlıklar