bugün

söylesem tesiri yok sussam gönül razı değil durumudur.
entry lerde rastlamak istemediğim durum.
hele başlıklara hiç tahammülüm yok!
içinde patlamak deyimininin açıklmasıdır.
boğazına bir yumrunun oturmasını sağlayan durumdur. sözcükler zihninde uçuşurken insanın dilinin lâl olması halidir. kendini olabildiğince kötü hissedersin ve çözümü de yoktur bu durumun.
söylenecek her şeyin faydasız olduğunu bilmek ama buna rağmen konuşmaya çabalamak, konuşmak, konuşmak, konuşmak ama bir an duraksayıp karşınızdakinin aslında sizi dinlemediğini anlamak, bunun üzerine söyleyecek onca şeyinizin olmasına rağmen susmak. sonra kafanızı yastığa koyup kendinizle baş başa kaldığınız her gece sustuklarınızı kendi kendinize söylemek, sırf içinizde büyütmemek için duvarlarla konuşmak, çaresizce ve keşkelerle yaşamak...
(bkz: genç bakış bu hafta maltepe üniversitesinde)
bu kisiler icin yalın'dan gelsin.

(bkz: isteyipte söyleyemedigim cok sey var)
ağız dolusu susmaktır.
kusmuk gibidir ağza gelir geri gider.dilinin ucundadır.içinden haykırmak istersin söylemek istersin susarsın,ya da söylemek istediğin şahısa bi türlü açılamazsın.gerçi tavırlarından o kişiye karşı söylesem daha iyiydi be dersin(babama)
(bkz: biri bana mı seslendi)

keşke dememek için bir an önce harekete geçilmesi gereken durumdur. ama yinede birşey sanki engelliyor gibi hissettirdiği durumdur.
kelimelerin kifayetsiz kalması.
dumur olayıdır. genelde haksızlığa uğrandığı zaman meydana gelir. söyleyeceklerinizle karşınızdakini altedeceksinizdir aslında ama çıkmaz ağızdan o ilk kelime. lanet olsundur.
çok şey söylemek isterken hiç bir şey söyleyememek, çok şey yapmak isterken hiç bir şey yapamamak. şu gücenir, bu darılır, o üzülür, şunun başı eğilir diye söylemek istediklerini söyleyememek, yapmak istediğini yapamamak. başkaları memnun olsun diye, başkaları memnun olacak diye insanın kendi hayatı üstüne kumar oynaması. ne tehlikeli değil mi?

neden dün uğruna can vereceğimiz istekler, hevesler, bugün bizi terkediyor ki neden?
(bkz: boğazın düğümlendiği an)

--spoiler--
haykırmak istiyorum, konuşamıyorum...
--spoiler--
söylemek istediklerinin beyninde hapsolduğu, ağzından o bir kaç cümlenin asla çıkamadığı durumdur.
konuşacak yığınla şey vardır. söylenecek onca söz. sonra bir çift gözle kesişir gözlerin. içinden haykırırsın bir şeyleri. kelimeler çıkamaz olur dudaklarından. bir iki kısa cümle sonrası sessizlik. o sessizliği bozabilmeyi dilemek düşer payına. bozabilirsen ne mutlu sana.
(bkz: duygu yoğunluğu)
böyle durumlarda, sabır gerekir. elbette zamanı gelir birşeyler söyleyebilmenin.
karşınızdakinin size hoşçakal demesi ama sizin ona cevap verememeniz, o an içinizden geçen milyonlarca şeye rağmen, tek bir kelimenin bile dudaklarınızdan dökülememesi...
rem'in de dediği gibi: no I've said too much, I haven't said enough.
o kadar çok cümle birikir ki boğazında, yol bulup sıyrılamaz hiç biri dışarıya. hepsi önemlidir diğerine yol vermez! inatçı keçi sayısı onlar olan bir köprüdür şimdi zihin.

not: bak yine oldu tıkandım. yazamadım. bişey yazacaktım halbuki.
söyleneceklerin boğaza düğümlenmesi.
ağzına dolan tüm kelimeleri içine atmak ve sonrasında sadece peki diyebilmek.
iç ses: hepinizin anasını avradın sülalesin...
dış ses: ya olum durun yaa.
susmak.
an itibariyle çok pişman olunan, geniş zamanda düşünüldüğünde "iyi ki susmuşum" dedirten hadiselerden.
güncel Önemli Başlıklar