bugün

ırvin yalom 'un nietzsche ağladığında adlı kitapta, nietzsche'nin öne sürdüğü düşünce. çok zeki insanların çok mutlu olamayacağını, çok mutlu olmanın ancak aptallara özgü olduğu fikrini savunur. zaten kendiside öyle mutsuzdur ki, sürekli başağrıları çeker ve kusar. çektiği migreninin nedenini de, mutsuzluğa bağlar.
(bkz: nietzsche okuyup hayatı anladığını sanan armutlar)
mutlu olmayı bilmeyen zeki midir diye düşünmeden geçilemeyen söz.
zeki insanın kendini kandıramamasının sonucudur.
dünyada iki tip insan vardir galeyana gelip bir eylemi becerenler ve zekalari ile akillarini bir yana getirip bir eylemi yapanlar.

genellikle zekasi biraz kisitli olanlar galeyana gelip bir eylemi yaparlar ve belki basarili olur belki basarisiz olurlar.

ama zeki insan sunu cok iyi bilir hayatta mutluluk diye birsey yoktur. ve anca yerine mucadelen gelen hakedilmiş dinlencenin keyfi vardir en fazla.

zeki kişiler etraflarinda dönen dolaplarin farkina bir bakışta varirlar ve cogu zaman işi budaliğa vurmadan firar ederler. yaHUT bir tecrubedir deyip kendilerini aptalastirip o dolaba gelirler.

sunu kabul edelim insan lanetlenmiş bir yaratiktir. mutlulugu bulma yolunda kendini lanetlemiştir. cünkü daha ilk yaziyi buldugu vakit geçmiş caglardaki fikirler ve tecrubeler geçmiş ile bugune yansir.

ancak kaz kafalilar geçmişte olan bitene aldirmadan ya tutarsa deyip kumar oynarlar. bu kumar ve galeyana gelme halleri onlari büyüler. aha buna mutluluk denir.

ama zeki kişiler bir parcasi hikmetse 9 parcasi temkin olan yöntemler gelistirir. ve tabiki yaptiklari eylem zevk alamazlar.

zeki ile zekasi kısıtlı kişileri suna benzetebiliriz. zeki kişiler roma ordusu gibi organize, zekasi kıt kişiler ise barbar ordulari düzensiz.

sonucu tahmin edersiniz tabiki. zekanin karsininda zekasi kıt kişiler mahv-i perisan olma sonucuna muktebirlerdir.

ki tarihsel olarak bakildiğinda roma imparatorlugunun asirlari devir bir imparatorluk oldugu anlasabilir.

hayatta tercih edilen sey ,hakikati bulmak isteyenler için tabi, zeki ama korkak olmaktir. istikrarli bir şekilde ileryebilmek. gerci bu biraz da despotlugu dogurur ama ne yapalim.

tercih edilmeyen sey ise cesur bir mankafa olmaktir. bunun da sonucu buyuk risklere girip ya herro ya merro yapabilmektir. işi bir yazi tura bırakabilmektir.

ama en güzeli ne odur ne de budur. ikisini birden harman edip yasamin keyfine maksimum varabilmektir.

tekrar tekrar söylüyorum, hayatta mutluluk bulmak aptalliktir. esas olan huzurdur. ve insan hayat denen hediyeyi maksimum verimle kullanmasi iktiza eder. yani mutluluk bulmak için bokuna bokuna harcamamalidir.

eger zeki ve akıllı değilsek, bari hiç olmazsa gibi yapalim.

önce aptallar ölür.
"peki mutsuzsak zeki miyiz acaba" şekline sokulası önerme.
şair burada bağyanlara seslenmiş. "evet mutsuzum ama zekiyim, seviyeli bir muhabbete dünden razıyım."
prometheus bilgiyi simgeleyen ateşi tanrılardan çaldıktan sonra binbir işkenceye maruz kaldı, boşuna söylenmemiş: ignorantia felicita * dedirten önerme.
(bkz: mutsuzlardır mı, mutsuzdurlar mı sorunsalı)
(bkz: aptal olmayi istemek)
hayatın içinden çıkılamayan paradoxu.
MUTSUZLUĞU SAĞLAYAN BELKi ZEKA DEĞiLDE FARKINDALIK OLABiLiR. OLUP BiTENLERi GÖRMEK, YALANLARI YAKALAMAK, ZAAFLARI HiSSETMEK, SEViLMEDiĞiNi ANLAMAK GiBi.
(bkz: ZiHNiN SAHiP OLDUĞUN ASIL CEHENNEMiNDiR)
(bkz: SAHiP OLDUĞUN HER BiLGi iÇiNDE ÇÜRÜDÜĞÜN BiR HÜCREDiR)
zeki insan, öncelikle hayat ne kadar boktan olursa olsun; hayattan haz almayı bilen, eğlenmeyi, eğlendirmeyi bilen adamdır...

ancak zeki adam aynı zamanda, hayatı gözlemleyerek mutsuzlukları görerek, kısmen de olsa kendine yansıtır.

velhasılı kelam ne mutlu, ne de mutsuz... gerektiği yerde, gerektiği gibi...
%100 dogru cumledir. zira bazen mutlu olmak icin zekayi da torpulemek daha dogrusu oyle gibi davranmak gerekir. veya dusunmemek...
lakin zeki insan da dusunmeden,dusuncesinde bogulmadan yapamaz ki. istemsizce mecburdur buna.

neden zeki derseniz,en buyuk aptallik sizce de dusunmeyi ve sorgulamayi bir kenara birakip "ot" gibi yasamak degil midir?
zeki insan, hataları görür, söz ve davranışlardan, beş ayrı yorum çıkarabilir, olayların arka planını çok kolay değerlendirir ve attığı adımın, onu götürebileceği yolları çok iyi kestirebilir. bu yüzden, hep yarını görüp yaşarken, bugünü kaçırır. yarını düşünüp tasalanmaktan, olumsuzlukları görmekten dolayı, mutsuzdur hep,
kesinlikle doğru olan önermedir.

daimi bir mutluluğu varlığına inanmak için ya aptal olmak gerekir, ya deli...ötesi bünyeyi kaldırmaz.
evet doğrudur çünkü zeki insanlar kandırmaca içerisinde yaşayamazlar olayları kendi kafasına göre yorumlar bu yüzden mutlu olmaları çok zordur.
'gündenlik yasantımız için sıradan bir insanın bilinci yeter de artar bile. gereginden fazla bilinçli olmak bir hastalıktır.' diyerek bu durumu acıklamaya calısmıstır dostoyevski

(bkz: yeraltından notlar)
doğru denebilecek önermedir. çünkü her şeyin çok fazla farkında olmak ve irdelemek bir süre sonra bünyeyi yoracaktır. bu da kişiyi mutsuz yapabilir hatta depresyona bile sokabilir.
yanlış bir önermedir. çünkü zeki insanlar duygularını kendileri kontrol etmeyi diğer insanlardan daha iyi bilirler. çoğu şeyi mantıkla halletmeye çalışırlar. diğer insanlara hakettiğinden daha fazla önem vermezler, her gün birine aşık olup hüsrana uğrayınca da kendilerini üzmezler. mutluluğu nerede bulacaklarını bilir ve en zor durumlara bile göğüs gerebilirler. ayrıca duruma göre mutlu olmaz, mutlu oldukları için kendilerini daha iyi bir duruma getirebilirler.
eksik bir önermedir..zeki değil çok zeki olan insanlar mutsuzdur..bu adamlar şunun bunun hesabını yapmadan,ayrıntılara inmeden,plan yapmadan,ileriyi görmeye çalışmadan duramazlar..aslen irade olrak böyle olmayı istemeseler bile beyinleri bu işleri yapmadan duramaz..teknik olarak dinlenmeyen insan beyni bu işleri uykuda dahi yapar,ancak bir şeylerin yanlış gittiğini bireye anlatmak için bazı sinyaller verir..çeşitli ağrılar,sebebi açıklanamayan sıkıntılar gibi..bazen çok çalıştığımızda,kafayı zorladığımızda deriz ya 'sıkıldım arkdaş ya..biraz hava alayım'..işte zeka aktivitesi yüksek insanlarda bu 'çok çalışma' olayı beyinsel olarak biraz daha fazla olduğundan ister istemez bu sıkıntılı durumlar daha sık yaşanmaktadır..ki buna halk arasında "mutsuzluk" denir.
doğruluk payı olabilecek bir önermedir, neden?

çünkü!
zeki bir insan etrafındaki herşeyi görebilir, her şeye farklı bir gözle bakar ve büyük ölçüde yüzeysel olan ortalama zekada bir insandan çok daha fazla ayrıntılardan haberdardır. bu ayrıntılar bazen ruhunu delik deşik eder. zeka= bilgi demek değil bu tabi, ama zeki insan çok daha fazla şey öğrenebilir ve öğrendiği bu kadar fazlalığın arasında onu üzecek çok şey vardır. kendini bilme yetisine çok fazla sahiptir, kendindeki aksaklıkların farkındadır ama bunları çözümleyemez, sorunlarını kendi kendine halledemez, bunu da dert eder kendine, daha çok üzülür, kendindeki problemlerin doğası gereği olduğunu, kişiliğinin bu olduğunu bilir, ama diğer insanlar gibi görmeden kendini diğer insanların arasına karıştıramaz, soyutlar kendini, üzülür sürekli. dertlenir, ağlar, belki intihar eder, belki öylece yaşar, sürünür.
bu dahil tüm genellemeler yanlıstır , sozunu dikkate aldıgımızda kazıga oturmus düşünce
zeki insanlar hayatta daha gerçekçi olduğu içinkendilerini kandıramazlar, oyalayamazlar bu bakımdan doğru önermedir. aptal insanlar kendilerini kandırır.
zeki veya zeki olmayan değil de, yapması gerekeni yapmayıp, tevekkül etmeyen kişiler mutsuzdur.