bugün

komik sahneleriyle beni yarmış, siyasi içerik nedeniyle de zamanında yasaklanmış, metin yazarlarını çok merak ettiğim eski türk filmidir.

--spoiler--
öl ama gene de yıkılma...
--spoiler--

http://www.youtube.com/watch?v=IRI7Kc3PBo4

http://www.youtube.com/watch?v=s-CbuRcbXk8 *
(bkz: mahsun kırmızıgül)
(bkz: yıkılmadım ayaktayım)
sonunda cüneyt arkın'ın 20 kursun yiyip "yıkılmıycam, yıkılmıycam" dedikten sonra ayakta öldüğü filmdir.
yıkılmış adamın kendini aldatmasıdır.
yanılmıyorsam hepinizi döverim ulen diye de bir replik vardı bu filmde.
en az dunyayi kurtaran adam kadar kult bir filmdir.
lakin bu filmde bilincli bir absurdlukten cok, cuneyt abinin sapina kadar sert ama sapina kadar da insancil ve durust kisiligi o kadar belirgindir ki gercek dunyayla kiyaslandiginda absurd kacabilir. fakat bu filme gulunmemelidir dalga gecilmemelidir kanimca. filmin yarattigi ironi tamamiyla alisik olmadigimiz keskinlikte bir karakterden kaynaklanmakta sadece. ve bunu da sanirim cuneyt arkindan baskasi oynayamazdi.
cuneyt arkinin en yumusadigi an ise sevdigi kadina galiba seni seviyorum derken gozune bile bakamamisidir sertlikten.
yikilmaz cuneyt abim, tankla gelin tufekle gelin helikopterle gelin ama yikamassiniz onu. yuru bee
efsane repliklere sahip filmdir. örneğin;

--spoiler--

cakır: kara günleri kahraman omuzlarında taşıyarak bu ak günler erdiren bir gaziye nasıl sataşırsınız?? bir istiklal madalyasının süslediği ihtiyar savaşçıyla nasıl alay edersiniz ulenn?!?!

gazi: haaa??

kötü adam: sen hangi şarkıyı söylüyorsun ha?..

hep beraber: aha aha ahahahaha

cakır: çıkın gidin burdan. döverim seni. hepinizi döverim ulen

--spoiler--

--spoiler--

memduh: demek sen! sen! sen kimsin??*

cakır: ben ezenleri ezerim. ben soyanları soyarım.* silahım ve bileğim yoksulların emrindedir. yıkılmayan adam derler adıma.

--spoiler--

--spoiler--

cakır: kendini hirosimada bulabilir misin? ozgurluk adina kendini yakan vietnamlinin et kokusunu duyabilir misin? okullarda vurulan genclerin kanli elbiselerini giyebilir misin? filistin'deki kurtulus savascisi gerilalarin fiseklerini kusanabilir misin? beni baris icinde cikar dusunmeden sevebilir misin?

fatos: öeahhee kafami karistirdin.

cakır: varsa kafan de bakalim, bu sefaletin hesabini kim verecek? kim odeyecek bunca gunahi? bu alinteri denizinde kimler bogulacak?

--spoiler--
nam-ı değer superman.
amerikan filmlerindeki iyi karakterlerin ortak özelliği. kamyon kamyon dayak yerler, üzerlerine şarjör şarjör mermi boşalır bana mısın demezler.
(bkz: yıkılmayan adam belgeseli)
aşağıda geçen diyaloğu barındıran film.

cüneyt arkın: çıkın gidin buradan. döverim seni hepinizi döverim ülen.
züppe: tamam gidiyoruz. ama birgün tekrar geleceğiz.
cüneyt arkın: tankla, topla, uçakla.. ağır sanaayi hamlenizle falan gelin..
(bkz: 50 000 kadınla beraber olan adam)
(bkz: NTV yi PlayboyTV ye çeviren adam)
eski bir cüneyt arkın filmiydi.

en sonunda mafya elemanları cüneyt abiyi kıstırıp üzerine takır takır şarjör boşaltırlar, jönümüz ise "yıkılmıcaaaaam" deyü bağırıp ayakta ölüverirdi. garipti lan. komikti ama.
*fatoş: günlerden beri beni etkiliyorsun kimsin, nesin?
çakır: eşkiya!
fatoş: lütfen kimsin?
çakır: kimse değilim. ama bir sabıkalının gözüyle de olsa insanlığın umudunu gördüğüm için her şeyim... *... galiba seni de seviyorum.
* *
filmdeki siyasi konuşmalar hariç mantıklı bir diyalog bulunmayan bir film. bayağı komiktir. adam sonunda ayakta ölür.
(bkz: deniz baykal)
finalde satılmışlara kanım haram olsun diyen cüneyt baba`yı çembere alan kötü adamların mermi yakarken ki hareketleri gülmekten öldürür insanı. biz acaba cüneyt arkın ne yapacak diye merakla beklerken ayakta karizmatik bir şekilde ölüşü ohaa dedirtmiştir herkese.
hayata bakış açımı değiştiren felsefeler, sözler, anlamlar mevcuttur bu filmde. şimdi birkaç kuple alıyoruz:

h-hatun
ya- yıkılmayan adam

h- çakır, sen eşkiya mısın?
ya- bazen...
.
ya- kendini hiroşima'da bulabilir misin, özgürlük adına kendini yakan vietnamlı'nın et kokusunu duyabilir misin, okullarda vurulan gençlerin kanlı elbiselerini giyebilir misin, filistin'deki kurtuluş savaşçısı gerillanın fişeklerini kuşanabilir misin, beni barış içinde çıkar düşünmeden sevebilir misin?
h- kafamı karıştırdın.
ya- varsa kafan de bakalım. bu sefaletin hesabını kim verecek, kim ödeyecek bunca günahı, bu alın teri denizinde kimler boğulacak?
efsane filmdir. her sahnesi ile koparır, adamı bin parçaya böler. tahminimce, film çelilirken, yönetmen esrar, rejijör morfin, cüneyt abi ise bol miktarda anti depresan almıştır.

--spoiler--

efsanevi "kendini hiroşima'da bulabilir misin, vietnamlı'nın et kokusunu duyabilir misin" sahnesin ardından, polis ile gazete sahibi arasında geçen,

polis: telefon geldi. fabrikayı basmışlar. şikayetçimisiniz?
patron: şikayet falan yok.
polis: son sözünüz bu mu?
patron: (dişlerini sıkarar, yılan gibi bir ses ile) son sözü para söyler...

bir de ip üstündeki cambaz sahnesinde hep merak etmişimdir, o adamı oraya gündüz vakti nasıl çırıl çıplak çıkardılar. hani hiç itiraz eden olmadımı, oyuncu, yönetmen, yapımcı hepsi nasıl kabul eder yahu. sansürden de mi kormamışlar.

--spoiler--
soundtrack olarak "yıkılmadım ayaktayım, dertlerimle başbaşayım." parçasının en uygunu olacaği düşünülen film.
ölüm gösteriyor mu fal? diye sorar kumarhanede falan açan abiye. abinin cevabı da güzeldir. "ölüm yaşayanların korkusudur" sanki kendi ölmüş de ağlayanı yok gibi.

--spoiler--
satılmışlara haram olsun kanım!
--spoiler--

yürü be!
iki farklı alternatif olabilir;
(bkz: mahsun kırmızıgül)
(bkz: türk insanı)
(bkz: yıkanmayan adam)
holivudun en kral yapımının yanında bok yediği filmdir. adam ayakta ölüyor lan daha ne yapsın. *
şurdan izleyebilirsiniz: http://tinyurl.com/445tyk
o günün anısına ve bu açıklanamaz parapsikolojik olayın hatrına, toprağa ayakları üzerinde durur vaziyette gömülen adamdır. ulan herif hakikaten ayakta öldü be, yuh be, oha be...