bugün

maddi durumu düşük insan.
kemal sunal'ın bir filminin başkarakteridir. Çaycıdır kendisi.Filmin de adı yoksuldur.
hemşehrim olduğunu öğrendiğim 3. nesil yazar.*
konu basligi altindaki entry'sinde ayni konu basligina gizli bakiniz veren nesildasim.. hosgelmistir..
(bkz: o şimdi asker)
#499268 nolu entry'sinde saglam izlenim, kaliteli tesbih, goz doldurucu bir performans, hırs, sevk ve heyecan duygularının hat safada olageldigini gorup, 'cigerini sevdigim nasil da yazmis' demeden gecip gidemedigim asker olacakdir, tanimasam da cabuk gelsin su teskere dedigimdir..
yönetmenliğini zeki ökten'in yaptığı bir kemal sunal filmi.
Yoksuldu baba...

Çok zor kosullarda, zar zor büyüttü oglunu...
emedi ona yedirdi, giymedi onu giydirdi.

En büyük ideali yavrusunun kendi ayaklari üzerinde durabildigi günleri görüp Avrupa'ya yerlesmekti.

Orada iyi para kazanacak, bundan böyle adam gibi yasayacakti.

***

Zamanla oglan büyüyüp serpildi, bagimsizligini ilan etti.

Ancak bir arkadasiyla ayri evde oturdugu halde, kendi harçligini çikaramiyor, hala babasinin eline bakiyordu. Üstelik ev arkadasiyla da kavgaliydi. Baba yine de her eziyete katlaniyor, disinden tirnagindan artirdigini ogluna aktariyordu. Ne de olsa o, kendi kanindan, kendi soyundandi.

Bir yaz günü, oglanin evinde büyük bir kavga koptu.

Evladinin dövüldügünü duyan baba sopayi kapip evi basti; öfkeyle oglunun ev arkadasinin kafasini yardi. Tabii bütün mahalle ayaga kalkti.

Herkes babayı suçladi.

Adi "belali"ya çikmisti.

***

Yillar geçti... Baba bir daha dayak yemesin diye, oglunun yanindan hiç ayrilmadi; ona as, para, silah verdi, yanina adam koydu.

Artik yavrusunun güvencede oldugunu düsünüyor, kendi düslerinin pesine düsme vaktinin geldigine inaniyordu. Yeni bir hayata kanatlanmak üzere vize kuyruguna girdi. Ancak "Sen giremezsin"dediler, "Haneye tecavüz etmissin".

"Ama oglumu dövüyorlardi" diyecek oldu, dinlemediler. Yikildi baba... Yavrusunu koruma ugruna büyük idealinden olmustu. Kimi dostlari "Oglani evlatliktan reddet,
kurtul. O zaman alirlar seni" dedi.

Baba "Insan hiç oglundan vazgeçer mi" diye direndi, dinlemedi.

***

Gel zaman git zaman, yoldan çikti bizim oglan... Kirli islere bulasti. Evinde uyusturucu ticareti yaptigi, silah sakladigi, kanun disiislere bulastigi haberleri geliyordu. Babasindan zengin hale gelmisti, ama hala ondan harçlik aliyordu. Üstüne üstlük babasini da sevmiyor, "Basima ne geldiyse senin yüzünden" diye dikleniyordu. Zavalli adamcagiz, onu kollayacagim diye hem fakirlesmis, hem yalnizliga itilmis, hem de istikbal planlarini ertelemisti. Simdi kendisini sevmeyen problemli bir oglanla bas basa kalmisti.

***

Sonra bir gün, araya aracilar girdi, oglan ev arkadasiyla baristirildi. Eski kavgalari unuttular, birlikte vize alip güle oynaya Avrupa'nin yolunu tuttular. Babanin düslerinin ülkesiydi orasi... Baba "Madem onlar baristi, ben de gideyim" diyecek oldu, ama yine ayni gerekçeyle kapidan kovuldu: "Sen bir süre daha bekleyeceksin. O arada sicilini düzeltmeye çalis."

Simdi baba, bir yandan ogluna harcamaktan biriktiremedigi paralari biriktirmeye, bir yandan da oglu yüzünden bozulan sicilini düzeltmeye çalisiyor. Ve boynunu büküp, eski kavgalisiyla, el ele kendi mutluluk diyarina uçan oglunun ardindan el salliyor:

"Oglum, Kıbrıs'ım!

Sen mutlu ol yeter... Belki bana da bir gün verirler. Ben de bir gün yüzü görürüm
parası çok maneviyatı(insanlığı) az olan insan kişiyi tanımlamak için kullanılan sıfat.
--spoiler--
Yoksullar hep haindir
Çünkü aç olan isyan eder
--spoiler--
kaybetmek için olsun bir şey kazanamayan...
zeki ökten'in yönetttiği, başrolünde kemal sunal'ın oynadığı 1986 yapımı film.
işveren ve işçi ilişkisini, sömürü düzenini basit ve etkili bir üslüpla anlatır.

http://www.kemalsunalfilmleri.com/yoksul.html
konu: Büyük bir işhanında çaycı olarak çalışan Yoksul tecrübeli, saf ve iyi niyetli bir adamdır. Çay ocağının sahibi Süleyman onun iyi niyetinden her konuda yararlanmaktadır. Aynı işhanında tekstil atölyesinde çalışan aşık olduğu kız da Yoksulun temiz duygularıyla oynamakta ve ondan ödenmeyen borçlar almaktadır. Bir gün bir işyeri sahibi olan Kerim Bey Yoksula nasıl davranması gerektiği hakkında öğüt verir. Yoksulun yaşadığı bu olaylar çok sıradan gözükse de aslında tüm rolleri değiştirecek bir güce sahiptir.
yok u sahiplenmiş kişiler.
an itibariyle samanyolu tv de izlenebilen kemal sunal filmi.
--spoiler--
-yoksul,çay.
-yoksul,çoy.

-bok için.(yoksul)
--spoiler--
http://www.imdb.com/title/tt0253966/

burada görüleceği üzere başrollerinde kemal sunal'ın oynadığı 1986 yapımı komedi dram dalında bir film.çay yok bok için repliği bu filmde geçer.
görsel
görsel
2011 türkiye istatistik kurumu verilerine göre her 100 kişiden 16 kişinin sahip olduğu sıfattır.
Zeki Ökten'in yönettiği Kemal Sunal'ın başrolünde oynadığı bir film. Özellikle sirkeci'de çocukluğu hanlarda geçenlerin, filmi izlerken, o vakitler içtikleri acı çayı, kahverengi şişede sodayı, cam şişede suyu hatırlayıp hüzünleneceği film.
bir işhanını fon olarak kullanan ve kemal sunal'ın oynadığı çaycının etrafında dönen olaylar esnasında işhanındaki çok sayıda yan karaktere yer vermesiyle, hareketliliğin içine sığdırdığı tespitlerle; ilgiyle izlenen, başarılı bir kemal sunal filmi. belki bir nevi farklı bir "asiye nasıl kurtulur."
şu an stv 'yi açanların izleyebileceği film.
kıyıda köşede kalmış, üzerine hala daha birçok yorum yapılmayı fazlasıyla hak eden zeki demirkubuz 'un 4 yönetmen yardımcısından biri olduğu leziz zeki ökten filmi.

ökten külliyatına bakarsak sürü öne çıkıyor. faize hücum ve özellikle düttürü dünya gibi iyi niyetli bir şeyler anlatma derdinde olan bir çalışma olduğunun altı çizilmeli. (ben düttürü dünya'yı özel olarak severim ama bu biraz kişisel beğenimle ve filmin kendini seven hatta kendisine tapan tavrıyla ilişkili)

--spoiler--
yoksul'a gelirsek bir han üzerinden 80'leri ve kaybolan değerleri çarpıklıkları resimliyoruz. handa her tip adam mevcut ve bunlar bir şekilde yollarını buluyor. adam kayırmacılık, günü kurtarmacılık, hile-huda, tefecilik, faiz, çıkarcı insan ilişkileri her bir halt var. kısaca yolunu bulmak var. yoksul'un mükemmel telaffuzuyla sülüman bey'in yoksul'a istanbul'da tutunmanın sırrını anlattığı bir sahne var. istanbul'da yaşayacaksan diyor sülüman bey (yaman okay) 3 çay mı içti 6 yapacaksın işine bakacaksın diyor. yeri gelecek kişinin alacaklısının kapısına dayanmış olduğunu kullanacaksın. faizi kökleyip, parayı vereceksin diyor. içsin içmesin çizikler mütemadiyen atılcak, şeker 1,5'tan 1'e düşürülecek. yoksul'un saf duygularıyla yaptığı gibi her bir şeyi gördüm, duydum, ben bilirim de demeyeceksin. işine cukkana bakacaksın. sülüman bey rolünde rahmetli büyük oyuncu yaman okay döktürürken, 1980'lerin erozyonunu da adeta tek başına resimliyor. handakiler de ayrı alem zaten. onlar da birer erozyon temsilcisi. ışın hızıyla filmin sonuna gidersek yoksul da artık patron oluyor ve kendisine yapıldığı gibi çay servisi için dakika tutmaya başlıyor. o da sömürü düzeninin bir parçası artık. film düzenin değişmediğini öngörüyor finaliyle. sevdiği ona müzik seti aldığı hatun aldığı borçlarla tüymüş, bir müteahhite yelken açmış. derdi kendisini kurtarmak. yoksul zamanla vaziyetin iyi tınlamadığını anlıyor çünkü bir gün de borsa da paralar altından euroya yatırılıyor sistem o biçim günlük zenginler yaratıyor.
--spoiler--

--spoiler--
işin bir de reklam boyutu var. 80'lerin özelliklerini tümüyle buluyoruz film de. lee cooper reklamı kimileri için çok şey ifade ediyor. önce masa sonra diz sonra şıkşık ve lee cooper. zaman coca cola 'nın değerli mi değerli olduğu yıllar. gazı kaçmasın yanında bir marlboro. çok şeye kadir çok.
--spoiler--

bir düttürü dünya olmasa da umur bugay senaryosuyla yan kadronun zenginliğiyle (cihat tamer - kutay köktürk - şehnaz dilan - eray özbal - fatoş sezer - nurettin şen - kerem yılmazer ) ve kemal sunal 'ın güçlü oyunculuğuyla arşivlik bir film.

10 üzerinden 7,5!
su an planet türk te yayınlanan film.
güncel Önemli Başlıklar