bugün

aşık veysel'in uzun ince bir yoldayım adlı şiirinde geçen bir dize.

aşık veysel'in her ozan gibi tasavvüfi bir dünya görüşü vardı ve burada kastettiği menzil, tanrının huzurudur yani ölüm. gece gündüz gittiği yol ise "hayat". gece gündüz hiç durmadan zamanın aktığını ve ömrün geçtiğini anlatıyor.
Bir cümle içerisinde binlerce anlam...
üstüne söylenecek başka hiçbir lafın kalmadığı bitirici dizedir, veysel bu nedenle en sona bırakmıştır.

elinizde olmayan bir sebeple, yani bir silahın ateşlenmesiyle namludan çıkan bir mermi olduğunuzu düşünün bir an için, hayata fırlatılan bir canlının varoluş kaderi. ve her ne olursa olsun; yani ne kadar kısa ya da uzun, ne kadar hızlı ya da yavaş olursa olsun, mutlak surette bir menzile erişecek, yani ölecek olmak.

ancak bunların tümünden çok daha derin olan hadise böyle bir kaçınılmazlığın bilgisine sahip olarak o yolda gitmeye devam etmek zorunluluğu: işte evrende yapayalnız insanlığın özünde yatan dehşet çaresizlik tam olarak budur ve mukayese edildiğinde diğer tüm çaresizlikler en basit tanımıyla komik ve güdük kalır.

fena yani...
Hıamk bunlar da menzilci çıktı rıza babba.
görsel