bugün

orhan pamuk 'un, "bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti" cümlesiyle başlayan romanı.
romanın girişinde yer alan epigrafta ise şöyle der:

"aynı masalları dinlemelerine rağmen
ötekiler hiç böyle bir şey yaşamadılar
novalis"
'kederden ölüyormuş gibi yaparak yürüdüm karanlıga kederden ölerek ' der 186.sayfasında orhan pamuk.
orhan pamuğun belki de en akıcı romanı.romanda herzamanki orhan pamuk çizgilerini görmemize rağmen olaylar kara kitap ya da kar kitaplarındaki gibi değil de biraz daha yüzeysel anlatılmıştır.ama bu asla ve asla kitabın kalitesini düşürmemiş,tam tersine bazı noktalarda kitabı son derece zevkli hale getirmiştir.çünkü kitapta anlatılan konu eğer diğer kitaplarındaki gibi ayrıntılı olsaydı hakikaten çekilmezdi kitap.mesela kahramanlarımız anadolu'da birçok ilçeye uğramakta,birçok farklı yer gezip farklı şey yapmaktadır.diğer hiç bir kitapta kahramanlar bu kadar fazla faaliyet içinde değillerdi.kitap olaydan çok durumu anlatırdı.yeni hayatta ise tam tersi olarak durumdan çok olay anlatılmış ve bu kitap farklı bir orhan pamuk eseri olarak yerini almıştır.orhan pamuk okumayı düşünenler varsa ilk olarak yeni hayatla başlamalarını sonra benim adım kırmızı'yı, kar'ı ve diğer kitaplarını en son da kara kitap'ı okumalarını tavsiye ederim.böylece kitaptan kitaba yavaş yavaş daha komplike olaylarla karşılacaksınız.kara kitap'ta da artık kendiniz aşar gibi bişey olursunuz herhalde.
bayiler, entrikalar, şehirlerarası yolculuklar, kazalar, taşra; müthiş akıcı, defalarca okunası kitap.
yeni bir hayatın, o meşhur temiz sayfa açma geyiğinin mümkünsüzlüğünü anlatır. ya da başka bir okumayla kendi tarihinize milat biçmenin anlamsızlığını anlatır.
orhan pamuk'un, çağdaş dünya romanının en özgün kişilerinden biri olduğunun kanıtı, edebiyatımızın en önemli romanlarından biri. türkçe yazılmıştır ve ilk kez 1994 yılında yayımlanmıştır.

(bkz: bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti)
dehsetengiz bir kurguya sahip, kesinlikle tek kez okumakla yetinilmeyecek ve her defasında yeni şeyler keşfedilecek orhan pamuk'un mükemmel romanıdır.
orhan pamuk un; ilk okuyuşumda bitiremediğim ama ikinci okuyuşumda biraz the catcher in the rye a benzettiğim, melankolik romanıdır.
orhan pamuk'un diğer kitaplarının yanında çocuk kitabı kalan ve de bir romandan çok macera filmi gibi ilerleyen serüven. bütün bir roman boyunca karakterlerin hayatını değiştiren bir kitap ile okuyucu deliler gibi meraklandırılmaya çalışılmakta, fakat o yeni hayatı başlatan kitaba dair çok da şey anlatılmamasından ötürü, sadece hızlı geçen bir macera yaşamaktayız. işte böyle azizim.
'orhan pamuk'un hicbir kitabini bitiremiyorum, nasil nobel alir bu adam, bu nasil bir dunya kardesim?' diye hayiflananlara ilk olarak bu kitabi oneriyorum. basladi mi bitirmeden rahat edemeyeceginiz kitaplardan. sahneler gayet yasanilir, akilda kalinir sekilde ilerliyor. etkilenmemek, kitabi begenmemek elde degil.
ilginç bir konuya sahip, olay örgüsü zayıf, sanatsal cümlelerden örülmüş roman. orhan pamuk, 1992-1994 arası yazmış bunu.
devamli kopan bacaklardan,olulerden falan bahsedildigi icin biraktigim kitap.
tuhaf kitap.
(bkz: cast away)
olay tv ekranlarında yayınlanan ve 3 bölümden oluşan program. **
orhan pamuk'un bazen tek bir anı sayfalarca anlattığı, bazen de koskoca yılları tek bir cümleye sığdırdığı, olay örgüsünden çok şiirsel diliyle okuru etkilediği ve aşkın insana neler yaptırtabileceğini gözler önüne serdiği, en sevdiğim romanıdır.
orhan pamuk' un en guzel romani. edebi yonu de, olaylari ele alis sekli de daha da kalin romanlarindan asagi degil. basi da sonu da bir butunu tamamliyor... yola cikiyorsunuz, her guzel sey gibi o da bitiyor bir zaman sonra iste... hic istemeseniz bile... *
orhan pamuk'un kitap arkası deyimiyle lirik romanı. bağımsız olarak ele alınırsa güzel, hoş bir roman. fakat orhan pamuk romanları kategorisinin vasat bir romanı. kara kitap gibi bir şaheseri ve benim adım kırmızı gibi bir özgünlüğü okuduktan sonra insan, yeni hayat çok sıradan bir kitap oluveriyor.

ayrıca kara kitap ta yana yakıla kendin olmak ve başkalarını taklit etmek temalarını işleyen pamuk, bu kitapta kendisi olamamış ve tam bir taklit hikayesi yazmış. işin manidar tarafı, taklit ettiği kişi kendisi. aslında kara kiap ı yeniden yazmış orhan pamuk; aynı üslubu kulanmış, aynı kelimeleri kullanmış ancak hikayenin kabasını ve kişilerini değiştirmiş sadece. tıpkı kara kitap ta galip'in rüya yı araması gibi, yeni hayat ta da osman cananı, osman mehmet i ararken galip in arayışları sırasında kendisini yeni bir hayatın içinde bulması gibi kendisini yeni bir hayatın içinde buluyor. kara kitapta can alıcı yerlerde kullandığı; kederlim , felaketler zamanı , gerisin geriye , neon lambaları , plesiglas tabelalar , başka birisi olmak , o tür bir durumda bir insan ne hissedebilirse ben de onu hissediyordum gibi kelimeleri ve cümleleri aynen bu kitaba da aktardığını görüyoruz ayrıca. yani aslında özgün bir roman değil yeni hayat. ama iyi vakit geçireileceğiniz eğlenceli bir kitap.

ayrıca kitabın kurgusunda hayatı aşacak derecede çok tesadüflere yer verilmiş. doktor narin'in aslında kim olduğu, kiabı yazanın aslında kim olduğu gibi absürd tesadüflerin dışında, seksen bir şehirli bir ülkede aynı otobüste canan a rastlaması da çok uçuk tesadüfler.

sonuç olarak yeni hayat ı kara kitap ve benim adım kırmızı dan sonra okuduğum için, tıpkı goriot babavadideki zambak tan sonra okuduğumda hissettiğim gibi bir hayal kırıklığı hissetim. karşılanamayan yükselmiş beklentilerin bir sonucu sanırım bu.
Bir gün bir kitap okudum ve bütün hayatım değişti.Daha ilk sayfalarındayken bile kitabın gücünü öyle bir hissettim ki içimde, oturduğum masadan ve sandalyeden gövdemin kopup uzaklaştığını sandım.Ama gövdemin benden kopup uzaklaştığını sanmama rağmen, sanki bütün varlığım ve her şeyimle her zamankinden daha çok sandalyede ve masanın başındaydım ve kitap bütün etkisini yalnız ruhumda değil beni ben yapan herşeyde gösteriyordu .Öyle güçlü bir etkiydi ki bu okuduğum kitabın sayfalarından yüzüme ışık fışkırıyor sandım: Aynı anda hem bütün aklımı körleştiren, hem de onu pırıl pırıl parlatan bir ışık. Bu ışıkla kendimi yeniden yapacağımı düşündüm, bu ışıkla yoldan çıkacağımı sezdim, bu ışıkla daha sonra tanıyacağım, yakınlaşacağım bir hayatın gölgelerini hissettim.Masada oturuyor, oturduğumu aklımın bir köşesiyle biliyor, sayfaları çeviriyor ve bütün hayatım değişirken ben yeni kelimeleri ve sayfaları okuyordum.Bir süre sonra, başıma gelecek şeylere karşı kendimi o kdar hazırlıksız ve çaresiz hissettim ki, kitaptan fışkıran güçten korunmak ister gibi bir an içgüdüyle yüzümü sayfalardan uzaklaştırdım.
Sahiciyet 10 numara
Samimiyet 10 numara
Acılı gerçekçilik 10 numara
Büyülü gerçekçilik 10 numara
Tespitçilik 10 numara
Teşpihçilik 10 numara
Olay örgüsü, sürükleyicilik ve beklentileri tatmin edicilik maalesef 10 numara değil.

yeni hayat'ı, roman gibi değil de "notlar bütünü" olarak değerlendiriyorum daha çok sevmek için... aslında sadece şu cümle bile bu kitabı sevmem için kafi:

(14. bölüm, özellikle sayfa 226/227):

"Hayatlarının sefaletinden böbürlene böbürlene bir güzellik, bir yücelik duygusu alan okurlar için üzülür, bu okurların teselli ihtiyacını karşılamayı bir kariyere dönüştüren işbilir yazarlardan da nefret ederim."

ve şunu da not etmem lazım:

"Hayatın ne demek olduğunu anlamıştı. Ama bunun ne olduğunu anlatamazdı."

bir gün bir kitap okuyup bütün hayatımın değişebileceğine kalpten inanacak ve bunu ümit edecek yaşlarda değilim. o yaşlardayken çok fazla kitap okumuyordum. o yaşlardayken ben zaten hayatımın değişmesini filan da istemiyordum. ümit etsek de istesek de gerçi, öyle bir kitap aslında yok. "ama kitaplar iyidir."
Orhan Pamuk Yeni Hayat romanında der ki;

Bir kitap okudum, seni buldum. Ölmek buysa, ben yeniden doğdum. Çünkü şimdi burada, bu dünyanın içinde anısız ve geçmişsiz yepyeni biriyim ben: Eşini benzerini hiç mi hiç duymadığım bir sessizliğin çağrısını duyuyorum ve soruyorum: Neden otobüsler, geceler, şehirler? Neden bütün o yollar, köprüler, yüzler? Neden geceleri şahinler gibi bastıran yalnızlık, neden yüzeylere takılıp kalan kelimeler, neden o hiç dönüşü olmayan zaman?
anneler anlamaz, ağlar. (sayfa55)

uyurken gözleri kapalı, ölüyken açık.

Nedir zaman? bir kaza!
Nedir hayat? bir zaman!
Nedir kaza? bir hayat!
yeni bir hayat! (sayfa59)
"nedir zaman? bir kaza! nedir hayat? bir zaman! nedir kaza? bir hayat, yeni bir hayat! "

orhan pamuk'un dehasını görmemiz için ölümüne çaba sarfettiği ve artık bunu da sevmezseniz beni sevemezsinizi içten içe dediği başucu kitabı. kazanın, kaderin, ölümün ve bunları simgeleştirdiği bir meleğin peşindeki gencin hikayesi. genç, kitapla aşık olurken, kitapla üzülmeyi öğrenirken, kitapla aldatılırken, kitapla aldanırken, kitapla katil olurken, kitapla ağlarken, kitapla yaşarken, kitapla evlenirken, kitapla adam olurken biz de bir ülkenin batılılaştırılma sürecini şiirsel bir dille okuyoruz. her yazar, yönetmen hayatının bir döneminde zirve yapar da ondan sonra şöyle bir arkasına yaslanıp istediği türden eserler üretir ya, yeni hayat da orhan pamuk'un zirvesi. bundan sonra ne yaparsa yapsın bu kitabın ruhunda bir kitap yazamaz ama bu kitabı yazmış olması ona edebi açıdan çok daha iyi kitaplar yazdıracaktır, yazdırmıştır da. bu açıdan da önemi büyüktür bu kitabın. severek okumaya devam ediyorum ve ölene kadar da edeceğim.

"kitabi okursan eglenirsin, inanirsan hayatin kayar"

kaydı bile albayım.
orhan pamuk un kara kitap ile birlikte ustalık eseri...
bir orhan pamuk kitabı, aynı zamanda başrolünde tom hanks ın oynadığı orjinal adı cast away olan modern bir robinson crusoe hikayesi filmde mevcut kitap okunası, film izlenilesidir.
ingilizceye çevirisi Güneli Gün tarafından yapılan, vintage international yayıncılığın 'the new life' ismiyle yayımladığı Orhan Pamuk kitabı.