bugün

istanbul' da yaşamaya başlayacak kişiler için yararlı olması muhtemel yol gösterici.

- sokaklarda gezerken ağız hafif şekilde açık vaziyette sağa sola bakmayın, kapkaç olayıyla erken tanışırsınız.

- yanınıza gelen tinerciler bişey istediğinde "siktir git lan" falan demeyin, her dakika onlarla konuşuyormuş gibi triplere girin örnek diyalog,

tinerci: abi para var mı şarap alıcam
fth: yok valla be..bak şurda takım elbiseli adam var ondan iste onda vardır
tinerci: eyvallah.

gibi.

- her zaman söylenen "dışarda yemek mi yenir" mantığı istanbul için pek geçerli değildir. patso, bayhan, ortega, gora gibi yiyecekler sürümden dolayı zararsız olmaktadır çoğu zaman. fazla kasmaya gerek yoktur.

- içecekseniz mekan istiklal' dir. kim ne derse desindir.

- taksim, beyoğlu, istiklal ayrı yerler değildir. üçü bir aradadır.

- haberleri seyredip seyredip, "istanbul' da yaşanır mı ya it kopuk dolu" gibi saçma sapan yorumlar yapanlara kanmayın. istanbul güzeldir. hatta en güzeldir. daha önceden yaşadıkları yerleri asla terkedemeyen insanları bile kendi egemenliği altına alır ve artık o vazgeçemediğiniz yerlerde bile sıkılırsınız. istanbul tatlı bir zehirdir.

- ulaşım problemi ise belki haberlerde gördüklerinizden bile daha büyüktür. üsküdar' dan beykoz'a -yaklaşık 20 km- 2 saatte gitmişliğim vardır. işe gidiş ve paydos saatleri civarındaki trafik intihar sebebidir. mecbur kalmadıkça o saatlerde yolculuk yapmayın.

- öyle ilk gördüğünüz ünlünün üzerine "inanmıyooruuuuummm..!" diye koşturmayın belli bir zaman sonra alışırsınız. bırakın şımartmayın. onlardan çok var.

- istanbul gerçekten de pahalı bir şehirdir. kiralar çok yüksektir. genel fiyat seviyesi de diğer yerlere göre yüksektir. cebiniz para görünce gadanallah diye savurmayın atın köşeye dursun, ne kadar para alıyor olursanız olun, o paranın illa ki yetmeyeceği günler olacaktır.

- gelirken ailenize "nası olsa her haftasonu gelirim" falan demeyin. ilk geldiğiniz zamanlarda sadık kalabilseniz de verdiğiniz bu söz istanbul' un kanınıza girmesiyle geçerliliğini yitirecektir.

uzun lafın kısası,

istanbul' a hoşgeldiniz.
bir cingenenin en utanmaz dansında,
nice asklara tanıklık etmiş,
nice asıgı daha cok asık etmis,
acının en koyusunu hiseetirmis,
bir fahise cilvesinde 7 tepedir burası...
hani büyük sevgiler, aşklar vardır..
siz de çok seversiniz, karşınızdaki de..
derken öss'ye girersiniz.. puanınız gelir, tercih yaparsınız.. o da yapar..
sonra sonuclar gelir, bir de bakarsınız ki ikiniz de istanbul'dasınız..
bir korku dolar içinize, acaba dersiniz.. bu istanbul acımasız, haksız, hain, zor ve zalimdir..
ama ne çare.. karar verilmiştir artık..
istanbul'a gelirsiniz, belki ilk zamanlar görüşürsünüz, az da olsa..
ama sonra kısa bir süre geçer.. telefonunuz çalmaz olur.. ararsınız onu, ulaşamazsınız.. hiçbir anlam veremezsiniz.. neden diye sorarsınız, cevabını bulamazsınız..
sonra bir de bakmışsınız ki, bitmiş her şey.. haberiniz bile olmadan..
aylar sonra bir msj alırsınız, tanımadığınız bir numaradan.. sözler de yabancıdır size;
fakat en sonundaki isim birden bir bıçak gibi saplanır göğsünüze, belki de sırtınıza..!

epey bir alakalı olarak,

candan ercetin - şehir
istanbul öncelikle bir aşktır, istanbulda yaşamak için aşık olmak gerekir yani kötü şeylere bile göz yummaktır. mesela trafik çilesi, 'sağolsunlar büyüklerimiz bu derde çözümler bulmak için 116 çözüm bulsada her gün trafik daha kötüye gitmektedir. *' bunu da sevmek gerekir nasıl olacağı malumdur yolunuz uzun ise yolda uyuma alışkanlığı edinmekle bu sorun kolaylıkla çözülür ama bunun için oturmak gerekir oturmak içinse savaşmak gerekir. bir durakta bekliyorsunuz otobüs uzaktan gözüktü diyelim ne yaparsınız, sıraya geçerim yanlış cevap, hoop kardeşim falan derken götün götün sıranın önüne geçmek gerekir ha yakalandınız diyelim hiç bir zaman suçu kabul etmemek gerekir, itiş kakışın ardından otobüse bindiniz diyelim otobüsün içinde hızlı bir koşmanın ardından en sote yer seçilmelidir ki gelecek olan yaşlı teyzelerden kaçabilesiniz, ha oldu da ortada kaldınız önlerde bi yerdesiniz ilk iş olarak defter ve ya kitap açıp ders çalışıyo izlenimi yaratabilirsiniz, o gün hazırlıksız yakalandınız ve yanınızda kitap yok bu durumda en akılcı çözüm anında uykuya dalmaktır sanki bir yıldır orda uyuyosunuz orası adeta sizin bir evinizmiş gibi. ha hiç biri olmadı diyelim ve ayakta kaldınız en güzeli bir yer bulup kıçı sağlama almaktır ve ya bayanlar için gördüğünüz bir apaçinin yanına yaklaşıp rahatsız ediliyomuş izlenimi vererek ondan nazik bi şekilde yer isteyebilirsiniz. en önemlisi cüzdan ve telefonlara dikkat daima bir el cüzdanda olmalı, eğer sırt çantası kullanılıyorsa tek askısından takıp öne sarkıtmak gerekir.
sokakta başa gelebilicek en büyük tehlike balici kardeşlerimizdir, bunlardan mümkün olduğunca kaçıp göz göze gelmemek gerekir, bonus olarak boyacı arkadaşlarımız var ki eğer sandığına ayağınızı koymak gibi bi gaflete düşerseniz sekiz kutu boya parasını saf su için ödeyebilirsiniz.
özellikle istanbul'a yeni gelenler için gece hayatı bi başkadır buralarda dikkat edilecek hususların başında travestiler gelmektedir özellikle taksim ve çevresinde iyi örgütlenmişlerdir ve onların hormonlarla takviye edilmiş erkekler oldukları unutulmamalıdır. bar seçimlerinde ise ilk etapta bilindik duyulduk yerlere gitmekte fayda vardır şöyle ki gittiğiniz yerde sizin haberiniz olmadan uyuşturucu trafiği dönüyor olabilir ilk aylardan evinizi karakolun araması pek de hoş olmaz. dikkat edilecek bir diğer husus sulu biralardır bu yerlerden olabildiğince kaçmak lazım ha müzikleri güzel diyorsanız da dışarda içki takviyesi yapıp girmek en makbuludur.
işte en sevdiğim istanbullu halk apaçiler onlar her yerdedirler. kaçamazsınız onlarla yaşamaya alışmak lazımdır, bazen bir konserde bazen çok güzel bir restorantta bazen zile basan adam ve sahilde yürüyen kırmızı elbiseli adam olabilir onları sevin ama abartmayın.
ne olursa olsun istanbul bir aşktır, istanbul boğazda yapılan gezintidir, haliçte yenen balıktır, the marmara'nın tepesinde içilen nescafedir, caddebostanda girilen denizdir...
istanbul hayattır..
"5 dakkalık yol orası" = 25 dakika.
"20 dakka sonra ordayız abi" = 1 saat 10 dakika
"karşıdan geliyoruz trafiğe göre yarım saat falan sürer" = 2,5 saat.
"taksici değil misiniz kardeşim alayınız böyle sizin..." = levye
bin kere evlense yine bakire kalacaktır bu şehir..
bin babalıdır ama aynı zamanda iyi aile çocuğudur....
çok küfür eder ama bayramlarda eliniz öper..
çok iyidir çook...adamı kendine hasta eder.
kadıköy'deki yazicioglu is hani önündeki insanlardan korsan film aldığınızda içinden ahmet kaya mp3'leri çıkarsa şaşırmayın gayet olağandır.

istiklal caddesi hep kazılı olduğundan seksek oynayarak çocukluk yıllarınıza geri dönebilirsiniz.

istiklal caddesinin kaldırımları iki ayda bir değişir,hollanda'dan gelen çiçeklerle istanbul üç ayda bir süslenir.sakın ha bunu birilerine peşkeş çekme babımnda değerlendirmeyin.
- Tanımadığınız adamdan en fazla windows xp cdsi alın. Daha az kullanılmakta olan herhangi bir programdan porno, müzik veya alakasız bir program çıkabilir.

- Porno cd alacaksanız, almayın. internette indirin. içinden çağrı filmi bile çıkabilir.

- Dilenci, tinerci, boyacı gibi adamlara kötü üslupla yaklaşmayın. Uzun sürebilecek konuşmalardan çekinin. Asla ve asla "ayağını bi koy, tozunu alayım" lafına kanmayın. Çingenelerden gülü çok ucuz fiyata alabilirsiniz, 2 milyon yetecektir, ya da suratına dahi bakmayın ve yürüyüşünüzü kesmeyin.

- Trafiğe çıkmamaya özen gösterin. Ulaşım için üsküdar veya beşiktaşta oturun. apaçi değilseniz, Üsküdarda soyalleşmeyi beklemeyin.

- istanbullular da diğer şehirlilerden pek farklı değildir. Onların da "adi, satıcı vb" insanlar olmasını beklemeyin. Diğer şehirlerdeki adi ve şerefsiz yoğunluğuyla aynıdır.

- Belli saatlerden sonra belli semtlerde bulunmayın. Bunun en iyi örneği tarlabaşıdır.
yeni baslayanlar icin istanbul

ya istanbulu en iyi dumanın istanbul şarkısı anlatır ki kendileri şöyle der

bu şehir rakıyla yaşar bu şehir cigarayı çeker
bu şehir gündüzü yaşar bu şehir her geceyi sever

bu şehrin adamı söver bu şehir kadınını döver
bu şehir kanımızı emer bu şehir için ölmeye değer

istanbul elinden öper

-ayrıca istanbul özellikle öğrenci için mükemmel bi şehirdir. pahalı flndır ama istenirse aynı şeyin ucuzu da bulunur sadece isteğe bağlıdır.

-cafeye gidilip oyun oynanacaksa girmeden önce sorulmalıdır oyun paralı mı diye

-otobüs seyahatlerini eğlenceli hale getirmeye çalışın. uykluya ihtiyaç olacağı için otobüste uyumak çok zevkli gelecektir zamanla

-kumpir yemek isterseniz ve eğer paranız yoksa bakırköye gidin 3-4 ytlye yersiniz. ortaköyde 6-10 ytl arasıdır.

-içmek için en güzel * mekanlar nevizadededir.

-aylık akbil en önemli değerlerden biridir. belediyeye bunun için dua edersiniz *
yolda yürürken tinercinin teki elinizden dondurmanızı alabilir.sadece sakin olun ve yürümeye devam edin.
şöyle maddeler halinde uzayıp giden, deneyimle sabit ama geçerliliği yine de tartışmalı tavsiyelerden oluşan bir kitap olabilir bu:

- dünyanın en güzel şehrine geldiniz. eğer istiyorsanız, gelir gelmez trafikten, düzensizlikten filan şikayet etmeye başlayın ama bu güzelliğin de farkına varın. her güzelliğin bir bedeli olduğunu unutmayın. istanbul, verdiği her acı için teselliler sunabilen yegane şehirdir belki. görün yeter ki, bakın ve görün.

- yüz metreden farkediliyor: yenisiniz ve evet açık hedefsiniz. ama paniğe kapılmayın. öncelikle yürüyüşünüzü düzeltin. herkes hızlı adımlarla, çok acelesi varmış gibi, bir şeylerden kaçarmış gibi yürür bu şehirde. siz de kalabalığa uyun. öyle aval aval bakmayın bir de etrafınıza. ağzınızı kapatın! yüzünüze anlamsız, donuk bir ifade yerleştirin!

- her eyleminiz maceradır istanbul'da. sabah evden çıktığınızda, gitmek istediğiniz yere ne kadar sürede gidebileceğinizden çok gidip gidemeyeceğiniz önemlidir. akşam sağ salim eve dönebilmek, o günün kazanılmış zaferidir. böyle düşünün, bu korkmak demek değildir. tam tersine her zaman dikkatli ve kendi kendini kontrol halinde olmaya yöneltir ki, bu istanbul'da sizin hayrınızadır.

- her an birileri çıkıp sizden birşeyler isteyecektir, şaşırmayın. bu kişi eğer bir "profesyonel"se dediklerini yapın. istek o yöndeyse ve ikna etme şansınız yoksa, evet ceplerinizi boşaltın. karşınızdaki "meslek erbabı"nı gözünüz kesse bile kahramanlık yapmayın. ceplerinizi boşalttıktan sonra kimliğinizi, sim kartınızı, yol paranızı geri isteyin. böyle bir anlayış gösterilecektir size, sevinin!..
(bu tür karşılama merasimleri dışında istanbul'un kimseye adamakıllı "hoş geldin" dediği görülmüş şey değil tarih boyunca, şahsi almayın her şeyi. azminizi yitirmeyin!)

- istanbul çok büyük, zaten biliyorsunuz, ayrıca ispatlamaya çalışmayın bunu. sürekli açılmanız kendi sınırlarınızı görmenize sebep olur sadece, üzülürsünüz.

- istanbul'u geldiğiniz yerle kıyaslama yanlışına düşmeyin. "başka istanbul yok!" bu şehrin yaşayışına, kurallarına, gerekiyorsa kuralsızlığına ilk günlerden itibaren uymaya çalışın. farklılıkları yadırgamayın, kimseyi yargılamayın. acımayın, acınacak hale düşmeyin.
.

- istanbul insana doymuştur. hikayeye, maceraya, drama doymuştur. ancak...güzelliğini biraz daha bozmayacaksanız, temizliğini biraz daha lekelemeyecekseniz; her daim anlayış, şefkat beklemeyecekseniz; acımasızlığa, bağımlılığa, platonik bir aşka, rededilmeye, belki kovulmaya hazırsanız size de ayıracak bir yeri elbette vardır.
ya tamam demesini bilin günü geldiğinde, ya da sıkı tutunun!
gider gitmez öğrenci egosu çıkarıp sınırsız yüklettiğinizde deli kar edebileceğinizi aklınızdan çıkarmamalısınız.
yaptığınız iş ne kadar ağır olursa olsun,
okuduğunuz bölüm ne kadar zor olursa olsun,
istanbul'da gezilmesi görülmesi gereken her yeri gezin görün.
istanbul'da yaşıyorsan hakkını vereceksin.
(bkz: istanbul yan gelip yatma yeri değildir)
istanbula gelmeden önce çevrenizdekiler,aile büyükleri büyük olasılıkla istanbul hakkında türlü saçma hikayeler anlatıp sizi korkutacaktır.haliyle siz de ilk bi kaç gün yoldaki herkesi potansiyel hırsız,sapık,kapkaççı olarak görecek, çantanıza sıkı sıkı sarılıp hızlı adımlarla yürüyeceksiniz.ama bi kaç gün sonra bi şey olmadığını görüp istanbulun keyfini çıkarmaya başlayacaksınız.yine de dikkatli olmakta yarar var tabi.
aksaray ve laleli civarında dolaşırken karşınıza aniden çıkarak, ortam lazım mı abi diyen pezevenklere kesinlikle ''param yok'' cevabını verin. yok derseniz peşinizi bırakmazlar çünkü. parasız adam onlar ve herkes için gereksiz adamdır. para yok derseniz yüzünüze hadi leynn adammısın sende gibisinden bakar ve başka bir keklik arayışına geçerler.
(bkz: istersen hiç başlamasın)
(bkz: yeni türkü)
(bkz: sunay akın)
gece dışarı çıkmayın en iyisi. illa çıkacaksanız tek başınıza olmayın en az (en az) üç kişi olun. en güvenli dediğiniz yerler bile sizi şaşırtır.
gece yarısı taksim' de kokoreç yemek ve sarhoş olmaktır.
vapurların en üst katında karaköy den kadıköy e geçin. hava ne kadar soğuk olursa olsun hasta olmazsınız.
Siz hiç Beyazıd'dan Eminönü'ye yürüyerek dolaştınız mı?Önce Kapalıçarşı'sında kaybolurcasına gezip Nuruosmaniye'den tatlı yorgunlukla çıkıp yorgunlugunuzun farkına varmadan Cağaloğlu'ndan çıkıp, Çemberlitaş'ın büyülü mistik havasınıda tatıp tüm dünyanın hayran olduğu Sultanahmed'e Ayasofya'ya uğrayıp plastik bardakta 1 YTL'ye çay içip bir tarafta 2 boğaza nazırlık eden Marmara bir tarafta tarihi tattınız mı?

Çayınızı içip biraz daha aşağılara GÜlhane Parkı'na gittiniz mi?Gençlik anılarım canlanır orada da benim..Ne günlerdi diyip oradaki çay bahçesinde Marmara'nın güzelliklerine de dalın der bir dost..

Tekrardan çayınızı içip yola koyulun derim o zaman ben..Sirkeci'den geçerken trenlerin sesine martı çığlıklarının karıştığını duyduğunuzda tüm yorgunluğunuz gidecektir..Eminönü'de balık ekmek yiyip midenin bozulsa bile o tadı almanız gerekir..

Yetmedi mi?Galata köprüsünden geçmek Tophane'nin önünden geçerken 'Dur şurada da bir nargile içeyim demez misiniz?'

Daha sonra istanbul Boğazı'nın serin esen ama yürekleri yakan rüzgarı,gönül duvarlarını kırbaçlayan dalgalarını hissederek yürüyün..Karşınızda Dolmabahçe Sarayı hiç gezmediniz mi yoksa?Orayıda ziyaret edin..Karşısında ne mi var Saray denilen milletimizin her gördüğünde ağlamamak için kendini sıktığı güzellik abidesi..

Yürümeye devam kesmeyin hızınızı..Beşiktaş'tan Boğazı takip ederek devam edin..Ortaköye varmadan sağda Çırağan Sarayı,ajda pekkan gibi süslenmiş ama tarihin en güzel anlarını yaşamış yerlerden bir güzellik abidesinide göreceksiniz..

Yetmezse Ortaköy'de Boğaza karşı kumpirinizi kaşıklayın..Kumpir bitince Ulus'a doğru yürüyüp Ulus Parkı'ndan boğazın güzelliklerini seyreyleyin..Hele gece ise istanbul'un ışıkları bile yeter aşık olmanıza..

Daha sonra tekrar Beşiktaş ve hemen Üsküdar Vapuru..Üsküdara varır varmaz kıskançlık ve entrikalarla dolu Kız Kulesi..

Yukarda saydıklarım belki istanbulun güzelliklerinin onda biri belki yüzde biri belki binde biri..Ama istanbul güzellikleri için sevilmiyor..Sanki havasında egzos dumanı yok içinize çektiğinizde sizi kendisine bağlayan kurtulmak istesenizde izin vermeyen bir zamp var sanki..Gaspçısından tinercisinden hırsızından ah çeksenizde,korksanızda size dünyanın en sevimli en güvenli kenti gibi gülümsemelerine kanarsınız belki de.. 10 dakikalık yolu 1 saatte giderken arabanızın camı açıkken 'Abi yengeye bi çiçek alsana' diyen çingene kızı belki büyük bir aşkın başlangıcını sağlar sizin haberiniz olmadan.. Yoldan yürüyen kızlara laf atan şimdiki söylenişiyle magandaları gördükçe halinize tavrınıza edalarınıza dua eder megalomanlık derecesine bile girersiniz belki de..Hele hele yârınızda yanınızdaysa..Sevdiklerinizle geçirebildiğiniz 1 dakikaya şahit olabiliyorsa kötü adamı oynayan yufka yürekli istanbul vazgeçilmezdir..

Yahya Kemal'in şiiri vardır şarkılar yazılmış üstüne..En sevdiğim bölümü son 2 mısrasıdır.Ne mi demiş?

Yaşamıştır derim en hoş ve uzun rüyada
Sende çok yıl yaşayan sende ölen sende yatan..

daha bana diyecek ne söz kalmışki aslında..

Hele hele birde istanbulunuz varsa..Gönlünüzde hüküm süren siluet..istanbul aşkınıza şahit de olabiliyorsa..Hem size hem istanbul'a ne mutlu.. * * *
özellikle öss'ye girecek olanlar bilmelidir ki; fatih üniversitesi, fatih'te değildir.
istanbul hakkında bilmeniz gerekenler:
-yaşayacağınız şehir binlerce yıllık bir şehir. * * bu yüzden her taraftan tarih fışkırır. bunun keyfini süreceksiniz.
-yaşayacağınız şehir imparatorluklara başkentlik yapmış bir şehir. kozmopolit ve aristokrattır.
-dünyanın başka hiç bir yerinde * sokakta yürürken birbiri ardına onlarca dil duyamazsınız.
-lüks yerlerde eğlenmeye maddi durumunuz elvermiyorsa bi termos çay alıp boğaz'a gidin pazar günleri. gam kasavet kalmaz yüreğinizde.
-içinden deniz geçen, iki deniz arasındaki eşsiz güzellikte ki bir şehir. denize alışın artık.
-korkarsanız tüm bela ve musibetleri üzerinize gönderir bu şehir.
-temposuna ayak uydurun. durağanlığı asla kabul etmez.
-kollarında yaşayacağınızın sadece bir şehir olduğunu sanmayın. istanbul yaşlı, cilveli, kıskanç çok ama çok güzel bir fahişedir.
-eğer ayak uyduramayacaksanız, geldiğiniz vasıtayla geri dönün; hatta mümkünse gelmeyin. yoksa çok geçtir sizin için.
derin derin nefes alın.alışmak zor mudur? belki bir ömür belki birkaç dakika...ama aşık olursanız işte o zaman bambaşka gelir istanbul insanın gözüne...yıllardır buradaymışsınız gibi.
istanbul kılavuzu.

1. bu şehirde çok orosp. c.cuğu vardır...
güncel Önemli Başlıklar