bugün

belki de yaşama dair bir çok insanın garibine giden detay.
belki de ben 40'ı geçtim diye böyledir.

düşünsenize bi ortaokul, lise, üniversite yıllarınızı.

en iyi arkadaşlarınız lise ve üniversiteden değil mi? çoğumuz unuttuk bile ilkokul ve ortaokul arkadaşlarını.

üniversite bitiyor ve bir çoğumuz iş hayatına atılıyoruz, bilinç altımızda lise ve üniversite çevremize dair detaylar.
ama o da ne?
iş hayatı; öğrencilik hayatımıza hiç benzemiyor. çıkar ilişkilerinin kuruluduğu, bir çok etkeni materyalizm ve ast-üst ilişkisine dayanan saçma sapan bir durum.

evet, genelde 23-24 yaşına kadar ne kazandıysak o işte, bundan sonraki ilişkiler saçma sapan bir kast sistemine dayalı ve karşılıklı olarak çıkar üzerine kurulan ilişkiler.

ben 43 yaşındayım ve üniversiteyi bitirdikten sonra hiç gerçek arkadaş ya da dost edinemedim, edindiklerim yüzeysel ya da anlık ilişkilerdi, gerçek arkadaş da değildiler. çocukluk dönemlerimi hatırlıyorum da. saatlerce sokaklarda gezdiğim, misket, futbol oynadığım insanlar benim gerçek arkadaşımdı. çoğu da hala yaşamımda zaten.

6-7 senedir sktiğimin bir şehrinde iş için bulunuyorum, evet, insanlarla bir şekilde görüşüyorum, konuşuyorum ama bir türlü gerçek dostluğa ya da arkadaşlığa dair bir emare bulamıyorum. bu hem benden hem de onlardan kaynalı bir durum. bir türlü yakınlaşamıyorsun, sahte geliyor paylaşımlar, ilişkiler. olmuyor eskisi gibi.

eski arkadaşlıklar nerede, bunlar nerede?
demem o ki, 25 yaşından sonra falan bulunan arkadaşlar arkadaş değil, sadece çıkar üzerine kurulu sktiri boktan iletişimler.
son gerçek arkadaşlık üniversitede ya da lisede ya da mahallede yok oldu.
pembe gözlükler çıkarılmıştır ve işte hayat tüm çıplaklığıyla gözler önündedir. maskeler yoktur ve samimiyetsizliğin dibe vurduğu görülür. hayat türlü oyunlar oynamaktadır ve bu oyunda figüranlar dahi tehlike arz etmektedir.
çokta şeyimizdeydi afedersin. biz yalnız yaşar yalnız ölürüz efendiii !
güncel Önemli Başlıklar