bugün

sen yoksun.

ve bu sebepten sevgili, gözyaşıma karışan yağmurlar anlamsız artık. kuşlar yuvalarına çekildiklerinden gök kubbe bomboş kaldı ve bilsen, büyük bir sessizlik çölü hakim oldu arzın her yerine. izleri aç kumların karnında sindiren, nehirlerin kalp çarpıntısını durdurup onları bereketli topraklarla ölüme mahkum eden büyük bir keyifsizlik, kifayetsizlik, kayıp ve kamburu çıkmış, beli kırık bir kuraklık var.

sen yoksun.

artık ayrılıklar bütün mutluluklara, hissiyata ve çehrenin her yanına dağılarak; bize dairliğin bütün haklarından çalıyor bizi.

sevgili kıymetli, sevgili ömür, sevgili beden, sevgili sefahat, gittiğinizden beri ıpıssız buralar. mezarındaki toprakları sayıyorum tane tane, okşayıp öpüyorum onları. yorgunluğum güç bela tırmandığı boğazımı kanlı elleriyle iterek atıyor kendini gördüğüm ve göründüğüm her şeye ve sanki saçların oluyor avuçlarımdaki balçık. öyle sıkıyorum ki, varlığındaki su parmaklarımdan sızıyor ağır ağır, yavaş yavaş, onlar da yaşadığını, bir canın olduğunu anımsıyor.

keşke," hepsi bir rüya, bir düş" olsa diye tekrar ediyorum, kendi kendime. ve keşke gelip beni bu kabustan bir uyandırsan...
yoksun be gece.
gecen sene bugun baska bir ewde yine buruk bir geceydi. sen yoktun cunku. sen o gun olamamistin t1pki bu sene gibi. tipki bir daha olamayacak olgusu gibi. gecer dedim. bu gemi batti acisi seneye kadar gecer dedim. ama gecmedi. gecmedigi gibi daha da agir geliyor. yuregim bir deniz misali, sense batan gemi misali o kadar sikintinin içinde senide barindiriyor bedeni diri, ruhu ölü yüregim. yillar gecicek. once sevgililer gunu gelicek , cok degil 8 gun sonrasinda da dogum gunum. ve her defasinda yoklugunla birkez daha dirilip biraz daha batacam.
biliyorum bu bir oyun..
ama hepimiz oyun oynayarak büyümedik mi?
oyun oynarken zamanı unuttuk, güldük, ağladık, küstük, kırdık, saklandık, büyüdük..
ama şunu bil ki; ben seninle oyun oynamadım bilerek isteyerek..
daha doğrusu farketmedim ne olduğunu,
oyundaymışız,
oyuncakmışsın,
oyunmuşuz..
öyle dalmışız ki birbirimize oyunda olduğumuzu farketmemişiz
başka hiçbir şeyi de farketmemişiz..
oyun bitmiş,
oyun bitmeliymiş.
oyun kötü bitmiş,
oyun kötü bitmemeliymiş.
aşk, nefret, serzeniş barındırabilecek yazı.
(bkz: ben bu yazıyı elime yazdım)
ne yazarsanız yazın beğenilmeyeceğiz aşikar olan yazıdır.

(bkz: yaza yaza bu yazıyı mı yazdın)
vallahi arkadaş o ya...
hiç olmadık bir zamanda hiç beklemediğin şey çıkar ya karşına, işte öyle bir şey.

artık tamamen nickine adamış bir insan olarak yaşarken, hiç beklemediğim, hiç düşünmediğim, hiç ihtimal veremeyeceğim bir yerde çıktı karşıma. hani olmaz olmaz deme olmaz olmaz derler ya, işte öyle bir şey.

düşün ki, bir adam tamamen hiçbir şeye inanmadan yaşamış, sevmese de sevgilisi tarafından aldatılmış bunun üzerine hayatadami olmuş ve tek aşkı bir takım * olmuş.
en mutlu/mutsuz anlarında bir takım var. hayatında sevdiği tek kadın annesi olan bir adam. sevmeyi beceremeyen, sevilmeyi istemeyen bir adam..

böyle bir adamdan sevgi kelebeği yarattın. telefonunu elinden düşürmeyen, seni mutlu görmek uğruna sevdiği şeylerden vazgeçen bir adam.. aşk'ı yakaladığını düşünen bir adam.. aşk hakkında geçen konuşmalarda verebileceği tek örnek beşiktaş olan bir adamı, romantik bir insan yaptın.. belki de ilk kez bir kadına karşı böyle hissettiğimden kaynaklanıyordur bilemedim. ama bir şeyden eminim ki bir başka sana olan duygularım.. çok ayrı bende yerin.. diğer hayatıma giren, uğrayan kızlardan.

bambaşka bir tadmış bu. şükürler olsun. seni tanıdığım güne. şükürler olsun sana.

(bkz: 40 oldu)

(bkz: düşünsene seni beşiktaş kadar çok sevdiğimi)
ozlemiyorum kimseleri seni tanidigimdan beri. Aklima bile gelmiyor ki kimse.. Herseyimsin sen.. Herseyde sen varsin. Kucucuk cocuklari gorsem sokakta misket oynarken, senin "biz gulle oynardik kucukken" demen geliyor aklima. Hic bir seye aglamiyorum senden baska. Mutsuz biten filmler umrumda bile degil, cunku sen varsin gercekte herseye mutluluk katan. Simdi yasamak varken yasayamadiklarimiza uzuluyorum ve eger hayir dersen yasayamayacaklarimiza uzulecegim. Ama biliyor musun, seninle gecen her animiz mukemmekdi, hayatimin en guzel anlarini yasadim seninle. Uzak sehirlerde seninle yuruyecegimizi hayal etmistim hep, el ele, sarmas dolas. ilk goz yasi doktugum canim sevgilimsin sen. Hep varsin sen benim hayatimda, hep olacaksin gulen gozlerinle. Sen benim melegimsin mutlu olmam icin cirpinan, bana benden bile yakinsin, bir parcamsin sen benim asla vazgecemedigim.. Asla degismeyen, degismeyecek. Hic dusunmedim bile senin yoklugunda yalniz kalmayi.. Hic aklima bile gelmedi yoklugunun sessizliginde, sana dokunmadan, duymadan, gormeden yasamayi. Varliginla mutluluktan ucuran sen, yoklugunda acitirsin canimi.

Biliyor musun hep hayalinle yasadim senin. Hep benim odamda, yani basimda, karsimda oturdun sen. Her anlatmaya calistigim beyaz kagitlarin uzerinde yanimda olmamanin, sana dokunamamanin golgesi duser. Senden kopamadigim seyler var. Her seni anlatmaya calistigimda o beyaz kagitlara, cektigim o acilarin siddeti ile kalirdim oylece, kelimeler kifayetsiz kalirdi. Anlatamaz seni hic bir sozcuk, cumle, paragraf, sayfalar hatta defterler.

Seni her gordugumde, icimde 4 yaprakli yoncalar aciyor. Evet sen o'sun.. Benim mutluluk kaynagim, iyilik perim, sevgilim..

Sana hic izin vermedim ruyalarima girmene.. izin almadan, sormadan girdin iclerine, iyi ki de yaptin. Her ani seninle yasasim ben, yasiyorum da. Savunmasiz bir cocuk safligi ile kapildim ruzgarina, seninle savruldum oradan oraya. Herseye raziydim ben, nereye savurursan oralara gitmeye, hatta sert kayalara carpmaya, ama seninle, sadece seninle. Hic sikayetsiz, sorgusuz sualsiz...

Yuregim aciyor.. Sana agliyorum ben geceleri, bana son defa bakip hoscakal deyisini. insan nedensiz sevebilirmis, bunu anladim seninle. Seni beklemek hem aci, hem mutluluk, seni sevmek, tipki senin gibi.. Bazen sevgi boyle olmamaliydi diye dusunuyorum, dusundukce sana daha cok baglaniyorum. Mutluluk mu? O sadece seninle var. Gerisi umrumda bile degil. Seni denizler kadar cok seviyorum.

Basim agriyor.. Opseydin gecerdi, eminim. En azindan mutlu olurdum, mutlu oldugunda acilari hissetmiyor ki insan. Opeyim de gecsin derdin dimi? Seni kalbimin en gizli, en sicak yerine koydum ben seni, hic cikmayacsksin oradan. Bunca yil hic hissetmedigim duygulari hissettirdin bana. Ben askin bittigine inanirdim biliyor musun? sacmaymis, bir sarkinin sozlerinde gecmezmis sadece, Ask bitmezmis, gercekmis. Seni gordugum anda, gozlerinin o guzel pariltisini, kalbimin carpisini, midemde ucusan kelebeklerin sayisinin cin ordusu kadar cok oldugunu biliyorsun. Bu asktan ote bir sey. Adinin ne oldugu cok onemli degil, ne hissettigimi sen, ne hissettigini ben biliyoruz.

24 saate kactane sen sigar biliyor musun? Bilemezsin.. Ama ben biliyorum. Sabah uyanir uyanmaz seni yasamak, butun gun acaba ne yapiyor? iyi mi? sorulari ile gecirmek, aksam oldugu zaman ne kadar guzel ve masum uyuyordur diye dusunmek.. Ben bunlarin hepsini biliyorum.

Uzaktik.. Her istedigimde saramiyordum seni, her ihtiyacin oldugunda bir omuz olamiyordum sana basini dayaman icin. Seni sabah ise birakamiyordum, yada isten alamiyordum ama her aksam seninle yatip, her sabah seninle uyaniyordum. Benimleydin aslinda.. Bir canim deyisin canimi vermeme yeterdi. Senmissin yillardir icimdeki bosluk, senmissin ask.. Ben seni bu kadar cok severken, sen beni bu kadar cok severken, ayrilik yazik etmektir bu aska.. Canimdan cok sevdigim, canim sevgilim.. Biz herseyin en iyisini hakediyoruz...
sevgilim; şuan tatilde havuzuna girip rahatlıyosun.. bense burda sıcaktan bunalmış bi halde can sıkıntımı geçirmeye çalışıyorum.. her neyse iyi eğlenceler. öpüldün kocaman.
(bkz: senin için yapamayacağım tek şey seni unutmaktır)
benim lafım. orjinal
buda benden eski sevgiliye.

sefil büyüyen hırçın bir sokak iti gibi titreyerek sevdim seni ben. ne açlıktan ne susuzluktan,sevginin noksanlığındandı acı çekişlerim. her şafak söktüğünde delirmiş bir karganın ağzına tutuşturarak gönderiyordum inleyen harflerimi sana. duymuyordun,duymuyordun! öylesine paslanmıştı kulakların sahte sevgi sözcüklerinden,duymuyordun buram buram yanık kokan satır aralarımı!

tüm hakları parambolde saklıdır,varsa söyleyeceğiniz bişey özel mesaja.*
(bkz: ben bu yazıyı olmayan sevgilime yazdım)
-open relationship olmama az kaldı.
sana laflar hazırladım sonra hepsini unuttum, mutluluk göndereyim dedim o zaman baktım bende de kalmamış... şimdi sevgilim ben buraya bunu yazdım. Nedeni ise tamamen can sıkıntısı. *
g*te geldi aşkımız ikimizde şaşkınız.
sevgilim,

beş yılı devirdik her günü birbirinden güzel. çok teşekkür ederim sana benim olduğun için, elimi hiç bırakmadığın için, araya giren mesafe seni yıldırmadığı için, beni hep yüreklendirdiğin için. şimdi önümüzde bambaşka heyecanlar var, hiç tatmadığım duyguları yine seninle yaşıycam. evimizi, eşyalarımızı seçicez, bin türlü koşuşturma olucak nikah-düğün-davetliler-hazırlıklar.. ben stres olucam yine ve sen beni yatıştırcaksın. inanamıyorum, ömür boyu aynı yastığa baş koyucaz, her güne beraber uyanıcaz. yeni hayatımız için sabırsızlanıyorum, çabuk gel bitanem.
o yürek bende var. *
Tenine dokunabilmek mi ? haşa ! Gözüm göz menziline girsin yeter. Hadi düş düşlerime, tutmayana ''aşk'' olsun..
Sunay Akın demiş. şehveti aşk sanıp aşkın adını kirletenlere gelsin.
bu gün en mutlu en güzel gününde yanında değildim. ya birini delice sevip de sürekli tartışmak nasıl bi çaresizliktir. üstelik her yer kaşar kaynarken ve bendeki bu kıskançlıkla nasıl devam edebilirim acaba?
çok güzelsin
eminim

kim bilir
kimlerinsin

belki kabus
belki hayalsin

biliyorum...

sen kalbimde taşıdığım
izlerim

ben seni

kendimden bile
gizlerim

ama
yine de

nereye baksam
hep seni görür
seni izlerim

beklerim gündüzü

senin geceyi
beklediğin gibi

çünkü
gündüzüm sen

ben ise gecenim... s2kncik
cevap at lan.
sevgilim yok. hiç olmadı. lanet olsun sana sevgilim. kimsen tanımıyorum da seni ama olsun git başımdan..
seni pamuklara sarmalar, sararım.
80 kilo çekiyorum seni seviyorum

Sevgili sevgilim

Düşündüm de, aşk hiç komplike değil, basit. Nereden beslendiği belli değil ve çabuk. Varlığını anlayamayan, ama yok olduğunu anlayan bizler için ise son derece zor.

Sana da bana da öğretildiğinin ya da deneme yanılmayla öğrenmeye çalıştığımızın tersine ayrıştırılamayan, indirgenemeyen ve dile de getirilemeyen bir şey galiba. Sanki bir gaz gibi her yere yayılıyor.

Blaise Cendrars'ın şiirine bir baksana.

Bütün millet hálá orada

Yaşam şaşılacak şeylerle dolu

Eczaneden çıkıyorum

Teraziden şimdi indim

80 KiLO ÇEKiYORUM

Seni seviyorum.

Hem bu kadar basit, hem de her şeyle ilintili başka bir şey gördün mü? Ve de bu kadar muğlak? Teraziden inmek, kilonu öğrenmek, eczaneden çıkmak kadar basit ve aynı derecede şaşılacak bir şey. Doğru; yaşam şaşılacak şeylerle dolu.

Peki bu denli basit bir şey niye bu kadar şaşılası etkilere açık? Aşk sevginin mantık gerektirmeyen bir türü olarak, niye nefretin ve hissizliğin en mantıksızına sürükleniyor? Aşk kendini küçümsemek mi, bunun bilincinde olmak mı? Bilmiyorum.

Haydi biraz ileri saralım ve aşkı aşk acısıyla didikleyelim; güzel günler geçti, sevginin sonbaharındayız.

Neler yaparız? Resimler mi ortadan kaldırılır, beraber satın alınan eşyalar mı ilk olarak? Sen spor salonuna, kuaföre mi gidersin? Ben halı sahaya mı?

Gitmek, anahtar kelimemiz bu... Çünkü sevince de gidersin, artık sevmeyince de... Aşk acısı çekince de gidersin, verince de.

Ve pişmanlık... Bitmesine neden olduğunuz şeyler için de duyarsınız, başlamasına neden olduğunuz, geride bıraktığınız, heba ettiğiniz şeyler için de...

Tesadüf bu ya, şiirin başında verilen öğüt de buymuş zaten. Gitmek, terk etmek, heba etmek ve uğruna vazgeçmek üzerine...

Sevince her şeyi bırakıp gitmek gerek

Eşini bırak çocuğunu bırak

Arkadaşlarını bırak

Sevince çekip gideceksin.

Seni şimdilik seven sevgilin

teomanın 14 şubat için kaleme aldığı mektuptur.