bugün

Yazarların nickaltına trip atmak.
geyik budu yemeden ve kurt sütü içmeden duramıyorum..
Sevmedigim bir arkadasimla konusunca sacmalarim valla boyle devrik cumle afallama cok olur nefret ediyorum bu huyumdan ama oyle iste napayim.
Yanımda her zaman karbonatlı falım sakız olur. Beşer beşer satılanlardan. Her çiğnediğim sakızın falını okur, üstteki rakamları toplayıp harfe bakar, ondan sonra da cebime atarım çöpünü. Fala falan inanan adam değilim. Güzel şeyler olsun istiyorum, ondan herhalde.
uykuya dalana kadar dilimi emmek. küçükken annemin susuyum diye sürekli emziğe reçel sürüp vermesinden kaynaklanıyor olabilir.
Sürekli totem yapmak.
Yolda biriyle yürürken hep sağından yürürüm.
Garip ama napıyım.
Dogum gunu pastasinin mumlarini ufledikten sonra dilek tutmak.
Yemek yiyen insanlara acımak.
Evet, karşımda biri yemek yerken acayip acıma duygusu hissediyorum. Özellikle akşam yemeğe oturursunuz ailece, herkes sessiz ve masum yemek yer ya. Çok üzülüyorum lan. Anlatırken bile boğazım düğüm düğüm oluyor.
kendimi kasıtlı olarak bir şeylerden mahrum bırakmaktan zevk alıyorum. birileri yerken bakmaktan... bana acımaları hoşuma gidiyor; tekliflerine, ısrarlarına ve ikramlarına rağmen inatla reddediyorum. hem de gerçekten canım çektiği halde. aslında bu hareketimde bir tepki bir protesto söz konusu olabilir ama orası ayrı konu.

bugün asos'taydık, asos'un da dondurması meşhurdur. kimisi kokusuna dayanamayıp kokoreç yaptırdı kimisi de antep fıstıklı ve yaban mersinli dondurmasını zevkle yaladı. ben ise izlemekle yetindim.
Rastgele gelen bir otobüse binip hiç işim yokken işimin olmadığı semtlere yerlere gidiyorum sonra geri dönüyorum .
Bir odaya girdiğimde perdelerin hepsi çekili olmazsa rahat edemiyorum.
Sosyal etkinliklere katılmıyorum, arkadaşlarım bir yerlere çağırınca gitmiyorum ve onlara mesaj dahi atmıyorum ama sonra düzenlenen bu eğlenceleri kıskanıyorum, kendimi asosyal ilan edip depresyona giriyorum sürekli.
özellikle araba kullanırken inanılmaz dikkatli ve inanılmaz agresif oluyorum. defalarca arabada uyuyan kızımı bağırtımla uyandırıp ağlattım. istemsizce yapıyorum bunu. gerçekten tedavilik boyuta ulaştı. engel olamıyorum. eşim arabadan inmeme engel olmasa yeminle katil olabilecek potansiyeldeyim.

bunun tek sebebi de saygısız ve kendini kabadayı sanan tüm orospu çocuklarından nefret ediyor olmam. haksızlığa ve ukalalığa tahammülüm yok. görünce kendimi kaybediyorum.
çok düşünerek kendimi bir anda dünyanın en mutsuz yapabilme özelliğim var. bok var sanki en ince detayına kadar düşünüyorsun herşeyi, kendi kendimi yıpratma ve hayattan soğutma özelliğimde varmış onu da farkettim şimdi...
Açık kapıları sevmiyorum. Kapısı açık bir odada çoğunlukla uyuyamıyorum.
Kesişmeye çalışan oğlan çocuklarına it gibi davranıyorum. Sonra vicdan azabı çekiyorum. ya kırdıysam? Aklımda yokken eziklediysem?

O benim pis huyum lan kişiselleştirmeyin.
Hiç kimseye gerçek anlamda içini açamamak.
isterse bana çok çok yakın olan bir insan olsun.Hiç bir zaman gerçekten ne düşündüğümü asla kimseye söyleyemem. Çünkü korkuyorum.
Normalde konuşurken kesinlikle 'lan' kelimesini kullanmam.

Ama yazarken elim istemsiz lan'a gidiyor.

Böyle bir huy takıntı da olabilir.
insanları koklama huyum var. Favori kokum; bebekler.
Oynarken kolye kopartmak.
Hızlı yemek yemek. Ben bile şaşırıyorum kendime ne ara bitti bu diye. Çok garip.
Ettiğim söz havada kalırsa bir daha muhattap almak istemiyorum bir de aşırı agresifleşiyorum bu da benim ilginç bir huyum.
ince detayların sıkıntılı olması. bir kıyafet katlı durmayabilir ya da oda dağınık olabilir bunlar sıkıntı değil ama bir çanta askısı omuzda katlanmamalı, cüzdan açık durmamalı, hediye paketinin bantı yamuk yapıştırılmamalı... bunlar tanımadığım birinde olunca yanına gidip uyarıyorum. örneğin: bir züccaciye dükkanında kasiyer hiç tanımadığım birine paket yaparken 'şurası iyi zımbalanmadı sanırım. düşerse üzülürüm ben' demişliğim var.

birde i̇nce kitapları gündüz okuyamam. bir gece uykudan feragat ederim ama o kitap gün arası vermeden biter.
Karanlık. Gerçek manada düşünebilmek için karanlığa ihtiyacım var.
güncel Önemli Başlıklar