bugün

Henüz görmediğim şeyler.
annemle uyumak.
arada yine uyuyoruz ama artık sarılmıyor. bende sarılsana diyemiyorum anlamı kalmaz çünkü.gerçi dediğim oldu ama yapmacık oluyor kolu ağırlık yapıyor mutsuz oluyorum ama şükür yanımda hala orası ayrı.
bir şeyleri, birilerini özleyebilmek.
düzenli uyku.
Lanet ederek erken kalktığım o sabahları bile özlüyorum.
babamı.
Borçsuz harçsız dertsiz günlerimi şimdiden özlüyorum.

Meğer ne güzel günlermiş.
1 ay sonra tam tamına 2 yıl olacak benden gideli. hiç mi azalmaz anneye duyulan özlem?
4 yıldır babamı..
14 yıl geçse de yine babamı özleyeceğim.
huzur gazoz ve yanında piknik bisküvi.
akşam ezanına kadar sokakta oynadığım ve sırf oyundan kopmamak için koca bir öğünü salçalı ekmekle geçiştirdiğim zamanları.
Sahilde arkadaşlarla toplanıp bira içmek. Evet sadece bu
Çocukken hissettiklerim.
2006-2008li yıllar.
(bkz: Barış manço)
Tek derdimizin akşam ezanından sonra da dışarıda oyun oynamak olduğu zamanlar.
Sahilde sabahlamayi , halı dokuyan kör teyzeyle yarisircasina not cikarmayi , hamaktan dusmeyi , balkonlarin bos oldugu kışı acayip ozledim .
Sıkıntısı z Dert siz günlerim. Özellikle ama özellikle çevremdeki ailem arkadaşlarım akrabalarım tarafından sevilmek. Bunu hissetmek bilmek.
Çocukluğumu özlüyorum en çok. O günlere şimdi geri dönsem keşke.
özlediğim bir şeyin olmadığı çocukluk yıllarımdır. hayattan bir haber, işin gücün yatıp, içip, sıçmak olan o yıllar.

(bkz: büyüyerek çocukluk etmişiz)
her gün binlerce lira kazandığım günleri özledim. psikolojimi bozan etkenler var. para kazanamıyorum amk.
antalyalı çerkez eski sevgilim.
Atari salonları , bilye, mahalle maçları. Tamam anladınız çocukluk. Ama atari salonları ilk olacak.
Ben sanırım önceki hayatımı özlüyorum. Her zaman bu reenkarnasyon denen olayın gerçek olup olmadığı hakkında kafa yormuşumdur. Din ile olan alakasını bilmem ama bazen sanki bundan önce bir kaç daha yaşamım olmuş gibi hissediyorum. Çok şeyler görmüş, çok şeyler yaşamış gibiyim. Çok daha farklı yerlere ait olmuş ve sonra oradan kopmuş gibiyim. Hiç görmediğim yerlere karşı özlem duyuyorum. Hiç gitmedigim ve bilmediğim yerlere. Hiç tatmadığım yemekleri aş eriyorum. Daha once hiç duymadığım müziklerde dans etmek istiyorum sanki yıllar yıllar evvel tutkuyla bu müziklerde dans etmişim gibi. Giymek istiyorum daha önce görmediğim kıyafetleri. Sanki eskiden çok özgür ve hür birisi iken bu saçma sapan ve boş hayata hapsolmuş gibiyim. Belki de dünya tarihinde önem arz eden olaylara tanık olmuşumdur. Belki de dünyanın seyrini değiştirecek seylere sebep olmuşumdur. Belki de sıradan bir insanımdır. Bir tüccar ya da bir gezgin. Kim bilir. Ama sanki hep eski zamanda çok uzaklarda çok başka yerlerde yaşamış ve çok güzel şeylere şahit olmuşum da bu iğrenç ve sefil hayata hapsolmuş gibi hissediyorum.

Ölümden sonraki 'ben' e not: umarım bu sefil ve boş hayattan sonra arzularını ve hedeflerini gerçekleştirebildiğin bir hayata reenkarne olmuşsundur. Ve umarım tüm özlemlerinin yerini kavusma sıcaklığı sarar.
Eskiden sahip oldugum yasam enerjimi özlüyorum.