bugün

yürüyordum. ıssız ve sisli bir yaz gecesiydi. eve en kısa zamanda ulaşabilmek için sürekli olarak kullandıgım yolu değil, 2 blok ötede ki şehir mezarlıgınında bulundugu yolu seçmiştim. etrafta in cin tek kale maç yapıyor, kulaklarımı baykuşların hep birden çığırdıkları esrarengiz ve iç gıdıklayan sesleri tırmalıyordu. havadaki nem rüzgarında sayesinde cigerlerime doluyor, ortamın rutubeti kalp atışlarımı ritmik ve senkronel bir şekilde hızlandırıyordu. hafiften tırsıyordum. tırsıyordum lakin çok yorgundum, o yüzden eve en kısa sürede varmalıydım. derken uyandım işe geç kalıyorum mınıskim.
Rüyamda teletabislerin tecavüzüne uğramam. Kodum ipneleri.
(bkz: Evlenmek)
yürüyordum. ıssız ve sisli bir yaz gecesiydi. eve en kısa zamanda ulaşabilmek için kullanabileceğim kestirme bir yol yoktu. olsaydı da kullanmazdım zaten. bizim o yazlığın oralar biraz tenhadır. babam eve kurduğu su arıtma tesisatını denemek için (tam hatırlamıyorum ama öyle bir şeydi sebebi) halamlara yollamıştı beni bir bardak su al gel diye. tabi evde misafirde var korkarım gidemem diyemedim 12 buçuk falan yaşındaydım ama erkekliğime laf ettiremezdim. neyse arkamdan köpekler havlamaya başladı. nasıl koştum nasıl eve vardım o köpeklerden nasıl kurtuldum hatırlamıyorum bile. bağrışlarımı duyan babam balkonda elinde silahla hazır bekliyordu. meğer köpekler peşimi çoktan bırakmış. gece, silah sesi duymadan bitmişti ama şoku atlatmam uzun sürmüştü.
bundan iki yıl önce yaşadığım olaylardan biridir. babamın ölüsünü gördüm. tam da iki yıl önce bugün.
quanttumun inciyi kasıp kavuran korkunç hikayesini okurken; kardeşimin mutfakta tabak çanak ne varsa yere indirmesiyle kalp atışlarımı duydum.

ulan quanttum kurguna sahip çık.
2005 yılı haziran ayının 18. günü yer ordu - gölköy... Hafta sonu vakit geçirmek dağ tepe bayır gezmek için iki arkadaş atlayıp arabaya gittik. Arkadaşın köyünde arabayı bırakıp fındık bahçelerine doğru yürümeye koyulduk. Az gittik uz gittik bitmiyor amk yolu habire yürü yürü keçi olduğumu hissettim bir ara, sonra etraftaki kesif koku ile irkildim. 20-30 metre ileride fındık dalları kesilmiş 2-3 metre yüksekliğinde yığılmış. yığına doğru gidildiğinde koku daha keskinleşiyor. Yığını dağıtmaya başladık 10 dakika sonra bir kadın cesedi çıktı. Sırtında balta ile vurularak öldürülmüş. Balta yanı başında... Her yer kan... üzerinde böcekler solucanlar... yine midem kalktı ulan...
kaynanam bir geceliğine yatıya geldı 6 sene yattı.
Rüyamda sevgilim tarafından aldatılmam ve 10 gün sonrada sevgilimin beni terkedip 10 dakika sonra başkasıyla çıktığını öğrenmem.
gece yarısı kafamı sağa çevirdiğim anda garip bir varlığın bana bakması. 10 dakika kilitlendim amk. kıpırdamadan bana bakıyordu. sonradan onun çok garip bir şekilde şekil almış bir yorgan olduğunu anladım. göt korkum bir türlü geçmedi sabahladım.

başka bir günde üstümdeki yorganın sabah uyandığımda 5 metre ötedeki dolabın üstünde görmem. lanetli yorgan amk.

not: normalde bu tarz şeylere inanmam. (insan dışı varlıklar)

not2: hassiktir elektrik gitti yemin ederim bu yazıyı yazdıktan 1 dakika sonra. şansıma tükürim.

not3: neyseki laptop ve vınn var. şimdilik bir olay yok.
sınıfımızdaki cemaat evinde kalan bir kaç kız arkadaşımız hani birliktelik olsun bütünlük oluşturalım diye sınıfaki bütün kızları eve davet ediyorlar, ben de hemen atlıyorum zorla iki arkadaşımı da ikna ediyorum ve hiç istemedikleri halde sırf benim ısrarlarımdan dolayı gidiyoruz. bu arada birinin de doğum günüymüş yolda öğreniyoruz. pastalar alınıyor, börekler kekler hazırlanmış oh mis. evde sofra hazırlanıyor, gırgır şamata her şey yolunda giderken pasta geliyor mumlu maytaplı böyle afilli bir şey. üflenip dağıtım aşamasına geçmek için mutfağa götürülüyor ve aniden bir sesle eve doluşan yaklaşık 20 kız ne yapacağını bilemiyor. meğersem içerdeki odada kızlar maytap yakarken ateş sıçramış, çekyat tutuşmuş. biz içerdeyken fark etmiyoruz tabi. evi boşaltana kadar bir oda kömür oldu, salona filan sıçradı, yüzümüz gözümüz his içinde, herkes bağırıyor, ki 20 kızın aynı anda bağırması inanın hiç çekilecek bir şey değil. allahtan birisi akıl edip şartelleri indirmiş, apartman uçardı yeminle.

elimde telefonla ne olur birisi adresi anlatsın diye ağlıyordum en son, panikle itfaiyeyi aramışım ama adresi bilmiyorum. neyse kısa zamanda geldiler söndürdüler. ev gitti tabi, kullanılamaz halde ama canımızı kurtardık. az kaldı 20 üniversiteli genç kız cayır cayır yandı diye ana haberlere çıkacaktık. o değil arkadaşları zorla götürdüm onların da günahına girmiş olacaktım.

bir de aşağıya indik iyimisiniz diye soracaklarına yok evde parti vermişler, yok anneleri bunlara okusun diye para gönderiyor ,bunlar sigara içip evi yakıyor diye konuşup duruyor anlayışsız bazı öküzler, kendilerine gereken cevabı vermekte geç kalmadım tabi. bizi evine alıp doyurup sakinleştiren, o soğukta sokakta bırakmayan ablaya da tekrardan teşekkürü borç bilirim.

burdan çıkarılacak ders: cemaat evinde doğum günü partisi yaparsan işte böyle olur.
feci bir ağrı geçiyor şuan başımdan.
hala unutamadım ben onu. (#16841277)
pazardan aldığım civcivin üzerine oturdum öldü. hiç unutmamm.
ben bir katilim.
Annem gece yatarken tüm ışıkları kapatıyor olması. Karanlıktan ve fareden fena korkarım. Tirsarim. Başka da bir seyden korkmam. Ama bu iki korku bana fazlasıyla yetiyor. Ne fare mı?!...
kayınvalidem ile ilk tanışmam.
askerde, trafik kazasında hayatını kaybedenlerin cenazelerini toplarken, karanlık asfaltta rahmetli kamyoncunun böbreğine basmak.
daha önce oturduğum evde sokağımızın köşesinde bulunan bar sahibi pompalı tüfekle vurularak öldürüldü. söz konusu bar evimizin hemen karşı köşesinde olduğu için çıkan kavgayı edilen küfürleri ardından gelen iki el silah sesini kons kadınların çığlıklarını hepsini yatağımdan yattığım yerden saniye saniye duydum.

şimdi yeni taşındığımızın evin önündeki sokakta geçen gece dışardan gelen sesler üzerine pencereyi açtım, sokakta bir adam bir kadınla kavga ediyordu. köşeyi döndüler bir el silah sesi duydum. daha sonra polisler geldi kadını uzaktan gördüm ayakta ve sağdı.

geçen ay yine bir el silah sesi ve bir adamın inleme sesleriyle irkildim. daha sonra yine polisler ve 112 ekipleri geldi adam vurulmuştu yaralıydı. ertesi gün evden çıktığımda kaldırımdaki kan izlerini gördüm.

not: ne tarlabaşı ne cihangir ne de hakkaride oturuyorum.

not2: izmirde yaşıyorum.
4 gün önce morga girdim. bir yakınımız öldü, sabah alınmak üzere morga koyduk. ölünün eli filmlerdeki gibi yere doğru sallandı.

hala pantolonumu yıkıyorum. banyodan yazıyorum.
öğrenci evimde tek başıma gece uyuyorum hava buz gibi dışarı da kar yağıyor uğultular falan, oda kapkaranlık kabus görerek zıplayıp uyandım sandalyede biri oturuyor koştum mutfaktan bıçak alıp geldim hala sandalyede oturuyor sapladım bıcağı ışığı yaktım. Gözlüklerimi takmayı unutmuşum amk. montummuş o.
bornova'dan alsancağa doğru gidiyoruz. çınarlı meslek lisesinin önünde kırmızı ışıkta durdum. okul yeni dağılıyordu. önümdeki siyah camlı dobloya erkek bir lise öğrencisini zorla bindirilirken gördüm. çocuğu arabaya bindirip hızla ordan uzaklaştılar. hemen arkasından çocuğun sınıf arkadaşları koşarak ve bağırarak arabayı yakalamaya çalıştılar. araba izini kaybettirdi. çocuklar bu sefer okulun güvenliğine bağırmaya başladılar ''hasan abi emrahı kaçırdılar'' diye.

resmen güpe gündüz bir lise öğrencisini kaldırıp kaçırdı adamlar gözümün önünde.
geçen gün gene bayram kutluyoruz, annemin 'misafirler hoşgeldin dedin mi?' demesiyle bayılıvermişim.
alsancak behçet uz çocuk hastanesinin sokağının köşesindeydim. önümden hızla koşarak genç bir adam geçti tam durdum ne olduğunu anlamadan kafamı sağa çevirdim lacivert kıyafetli bir adam gözümün önünden hızla koşarak geçti ve yerden bir ses geldi. başımı yere doğdu eğdim ve 9mm cz yerde duruyor. eğildim silahı yerden aldım, silah kuruluydu horozu gerideydi mermi namluya sürülmüştü. kafamı tekrar kaldırdım az önce gördüğüm gri kıyafetli kişi bir polismiş kapkaçıyı kovalarken makinayı önüme düşürmüş. silahını kendisine verdim, kapkaççıyı tekrar kovalamaya devam etti.
yuruyorum, issiz bir yaz gecesi... Her yer karanlik, oskak lambalarinin altinda yrasalar ucusuyor... Etraf her zamanki gibi at boku kokuyor, sicak esen bir ruzgar var... Cop tenekesinin yanindan gecerken "myaaaav" diye bir kedi sicradi odum bokuma karisti sozluk...
birileri anlatsa da, okusak dedim şeydir.
evde yanlızken, gece gece okuması heyecanlı oluyor.