bugün

frizbi. geçen bahçede çocuklar oynarken geldi başıma.
uyandım, bir baktım mutluyum.
bi keresinde sevgilimle parkta uturuyordum bi baktım meğeersem benim sevgilim yokmuş.
ineğe çarpmıştık ya hu bundan enteresan bir şey de daha yaşamadım.
ilkokulda şarkı mırıldanırken sıra arkadaşımın beni ingilizce Öğretmenine şikayet edip, Öğretmenin beni kaldırıp şarkıyı söyletmesi. Burcu Güneş- Melekler

Enterasan mı komedi mi ona siz karar verin. O zamanlar çok utanmıştım. Şimdi gülüyorum.
Sabah evden çıktım, kendi mahallemde güven içinde yürüyordum. Saat 9 gibiydi heralde. Etrafı seyretmek huyumdur, bakınıyordum öyle. Bir de ne göreyim, pencerede bir adam, pencereden bakan bi adam değil, direk pencereye çıkmış yani. Cam siliyor. Baktım şöyle bi, vay be dedim adam bu saatte çıkmış cam siliyor. Sonra adam da beni farketti, baktı, el sallamaya başladı. Gülmemek için nasıl zor tuttum kendimi, kafamı önüme çevirdim hemen. Adam bu sefer seslenmeye hişt pişt yapmaya falan başladı. Dedim noluyoruz.. Kulaklığıma sığındım duymamazlıktan geldim,derhal uzaklaştım. Sonradan aklıma geldi acaba tanıdık falan mıydı diye, yüzünü de seçememiştim pek. inşallah tanıdık değildir. Tanıdık değilse zaten kesin delidir..
Çıplak gözle hücre gördüm. Gözümün üstünde hareket eden küçük şeyleri gördüm. Fakat ömrüm boyunca 2 kez oldu bu. Bir daha olmadı.
Arkadaşlarla Araba kiralamak için gittiğimiz rent a car'a ateş açılmıştı. Can havliyle kendimizi korumak için siper almışken, arkadaşlardan biri de silahı çıkarıp karşılık vermişti, olay resmen çatışmaya dönmüştü. Enteresan olanı; ateş açanı da rent a car'cıyı da tanımıyor oluşumuz. Ayriyeten evet olaydan sonra oradan araba kiraladık amk.
(bkz: güzel ayaklı sözlük kızıyla ayak fantezisi yaşamak)
Sene 2009 falan. Benim eküri bi kız ayarlamış, kız ısrarla evine çağırıyor. Lakin kızın ev arkadaşı olduğundan -artık bizimki utandığından mı bana güzellik yapmak istediğinden mi bilinmez- beni de götürüyor...

Eve gidiyoruz. Sohbet, muhabbet falan. Tuvaletim geldi, resmen sıçmam lazım. Neyse tuvaleti tarif ettiler, gittim. Baktım klozet de var oh, mis. Oturdum bir güzel sıçtım. ORAMı, buramı yıkadım üstümü toparladım, sifona bastım. Basmaz olaydım amk. Sifona basmamla bütün boklar sularla birlikte yukarı çıkmaya başladı. Can havliyle kapağı kapatıp, üzerine çıkarak gözlerimi yumdum. içimden 'napıcam lan ben şimdi ortalığı mübalağasız bok götürecek!' Diyorum.

15-20 saniye sonra nefes alıp-verişim yavaşlamaya başladı. Gözümü korkuyla bir açtım, ortalık tertemiz. Dikkatli dikkatli bakıyorum, hiçbir şey Yok. Yine korka korka klozeti açtım. Sular çekilmiş, boklar Yok olmuş. Tsunamiden sonra deniz suları tahliye olmuş bir Asyalı kadar rahatladım desem yeridir.

Meğer klozetin tarzı oymuş, ben ilk defa görüyorum... Amk çocukları sizi öyle klozet mi yapılır?
Yazarların başına daha doğrusu götüne gelen ilginç olaylardır. Şöyle ki, bugün kant'ın ödev ahlakı ile ilgili muhteşem bir sunum izlemek için oldukça nezih olan bir topluluğun düzenlediği geceye katildım. Her şey çok güzel gidiyordu. Sonra sandalyemde, daha doğrusu götümde bir şey hissettim. Evet evet arkamdaki evli kişi ayağıyla götüme dokunuyordu. Dönüp bakamadım. Sandalyenin arkasındaki boşlukta duran götümün loblarını acaba sandalye mi sandı? Aynı renkti çünkü.
Bundan 7-8 sene evvel apartmana yeni taşındığımız günlerde komşuluk kültürünün bilincinde olan biri olarak herkese selam verirdim. O dönemlerde lise 3'te falan okuyorum. Her sabah servis aracının gelmesini beklerken karşılaştığım bir komşumuz var. Adama ilk görüşümde "Günaydın." Dedim. Bana küfür etmişim gibi baktı. Sonraki günlerde ben yine aynı şekilde davranmaya devam ettim. Sonra bu meriç ben buna günaydın dedikçe havalı havalı yanımdan geçip arabasına binerek uzaklaşmaya başladı. Bir sabah arkasından "o arabaya binemez ol inşallah." Dedim. Nasıl içten söylediysem adam ertesi günden itibaren iki hafta boyunca kara kışta otobüs durağına yürüdü süklüm püklüm. Kaza falan yaptıysa demek. Kodumun görgüsüz merici.
Evimde güzel güzel oturuyordum. Abazan kuzenim Baran aradı. Havadan sudan konuşuyorduk. Ben fark ettim ki arkadan rüzgar sesi geliyor. Biz konuşmaya devam ettik. "Abi buz gibi ya" dedi. Ben de "yoo o kadar soğuk değil" dedim. "Tabii evinde kalorifer harıl harıl yanıyor, üşümezsin" dedi gavat. "Bu kadar donuyorsan dışarıda ne işin var lan" dedim. "Babam evden attı" dedi. Anlat bakam dedim ben buna.
Yine amcama diklenmiş bu andaval. Amcam da tamamen ciddiyetten muaf bir şekilde yürü git be demiş. Bu da ergenler gibi evden çıkmış bu soğukta. Zaten bu yaşta baba evinde kalandan ne beklersin. işi gücü eş aramak.
anlattı bu bana. Sonra dedi ki abi bu rezillikle eve gidemem sizde kalayım mı. Az önce laf ediyordun ya, nah alırım ben seni eve dedim. Tabii taşak geçiyordum inandı hemen. Bu çocukta sıkıntılar var. Nasıl olduğunu bilmediğim şekilde benden daha fazla para kazanıyor, parası bol olmasına rağmen baba evinde kalıp amcamın kafasını ütülemeye devam ediyor, bir de benim paramın bolluğuna bereketine laf ediyor gavat.
iyi, gel madem dedim. Geliyor. Allah kimseye böyle biriyle kan bağı nasip etmesin. Amin inşallah.
Bir aralar çok mutluydum.

insan gerçekten hayret ediyor.
güncel Önemli Başlıklar