bugün

17 şubat 2010 tarihinde yaşanan yargı krizi sonrası adım adım yargı reformuna doğru yol almaya başlıyoruz.
(bkz: hayırlı olsun)
yani meali yargının cemaatleşmesi ve akpleşmesidir.
adım adım nazi almayansına doğru gideceğimizin resmidir.
zira nazi almanyasında da ilkin ordu sonra yargıya el atarak, bu iki yeri bu faşist yönetim kendine bağlamıştır.
ve sonra olanlar malumdur.
nazi almanyası olmaktan kurtulmamızı sağlayacak reformdur. bilindiği gibi nazi almanyası kurulmadan önce hakim ve savcılar öyle özgür bir anayasa yapmışlar ve iktidara sonsuz güç vermişler ki gelen iktidarın diktaya dönüşmesine sebep olmuşar. bizde ise darbeciler gelip anayasayı öyle bir yapmışlar ki iktidara kımıldayacak yer bırakmayıp diktatörlüklerini sürdürmüşler.

nazi almanyasından tek farkımız bizim anayasamız diktatörlük anayasası ve bu diktatörlüğü sürdürebilmeyi sağlıyor olması, nazi almanyasının oluşmasını sağlayan ise diktatörlük kurmayı sağlayan bir anayasa. kısaca biz tersinden gitmişiz. biri dikta rejimine giderken, diğeri diktayı kurup kendine göre anayasa yapmış.

nazi almanyasından bir farkımızda bizim yahudiler yerine irticacı adı vermemiz.

anayasada fazla özgürlük verilirse seçilenler nazi almanyasına gider seçeneği yerine cuntacıların kurduğu dikta iktidara izin vermesin demek daha mı güzel. bence nazi almanyası daha iyiydi. hiç olmassa halk oy verip desteklemiş ve sorumluluğunu paylaşmıştı. bizim diktayı cuntacılar zorla başımıza dolamış gitmiş.

alman anayasası kritik durumlarda ülkede hak ve özgürlüklerin çiğnenmesini kabullenerek iktidarın eline vermiş. bizde ise kritik durumlarda hak ve özgürlüklerin hukuk eliyle kısıtlanacağı anayasamızın her yerinde yazılı. biri iktidar demiş biri yargı. arada hiç fark yok. anayasa mahkemesinin bu konuda bir makalesini okumuştum. benim için dehşet verici oldu. hitler aynı bahaneleri ileri sürüp hak ve özgürlükleri askıya almıştı. bizim darbeciler de aynı bahaneleri anayasamıza aynen bu bahaneleri sokmuşlar, işin garibi hukukun en üstün olacağı ve insan temel hak ve hürriyetlerinin her şeyin üstünde olduğunu söylemesi gereken anayasa mahkememiz de bu darbecilerin düşüncesini aynen savunacak şekilde yapılandırılmış.

modern demokrasilerde insan temel hak ve hürriyetleri devlete karşı korunur. bizde ise devlet, insanların temel hak ve hürriyetlerinden gelen güce karşı hukuk tarafından savunulur. yani güçlü olan devlete karşı vatandaşlar korunmalıdır. bizim gibi zaten halktan güçlü konumdaki devleti korumaya gerek duyulmaz. devlet güvenlik mahkemelerini kaldırdık da ne oldu. başka isimle görev yapıyor ve yargımız aynı yargı.

http://209.85.229.132/sea...=tr&ct=clnk&gl=tr

yukardaki makalede anlayışı kavrayın. bizim hukukumuzun anlayışı bu işte. kendine kaynak olarak batı diyor ama batı bizim yargımızı her zaman eleştiriyor. mesele batıya uygun gibi davranıp gene bildiğini okumak. aynen danıştayın yök kararnamesini iptal gerekçesine "bu konuda yök karar verir" diyen kanunu göstermesi gibi.
(bkz: şakacı seni)
bu reformda büyük ihtimal dağdan pkk'lılar ellerini kollarını sallaya sallaya gelirler.
zira daha önce yapılmışı var; (bkz: pkk lılar için hakim ve savcıların ayarlanması)
sapık üzmezler serbest kalır, deniz feneri denen dinci şarlatanlar ise daha fazla soyar.
erbakan denen kayıp trilyon fatihlerinin ise önü açılır.

veya (bkz: cemaatin badana şifresi) gibi veya (bkz: başbakan yardımcısı organize etmek) gibi daha büyük rezaletlerin önü açılır.
böylece hukuk, demokrasi, ahlak, şeref gibi bir çok kavram ayaklar altına alınarak yüce tayyip efendinin dediği gibi araç yani oyuncak olur. (bkz: demokrasi bizim icin bir tramvaydir)

ayrıca mahkeme tarafından laikliğe odak olan, yani bu ülkenin anayasal değerlerine karşı olan, düşman olan, yıkmak isteyen bir partinin yargı reformu yapması tam anlamı ile komedidir, rezalettir ve bop eşbaşkanlarının karşı devriminidir.
dünyanın hiç bir ülkesin kabul edilemeyecek, olmayacak bir durumdur.

illa bir reform yapacaklarsa sıkıyorsa milletvekili dokunulmazlıkları üstüne reform yapsınlar.
çakma demokrasi, hukuk, yargı savunucusu akp önce kaldırsın bakalım bu dokunulmazlıkları.
ama tabii meclisteki 600 suç dosyasının nerede ise yüzde 60'ına sahip olan bu suç dosyaları kabarık sözde müslümanlar bunu yapmak yerine önce yargıyı tekeline alıp, siyasallaştırıp, nazi almanyasındaki gibi köleleştirip, bu suç dosyalarından kaçmak istiyor.

ama istedikleri kadar reform desinler, öfke saçsınlar.
ne bu milletten kaçabileceksiniz, ne bu halktan, ne yargıdan ne de sizin tabirinizle allahtan.

tek tek hesap vereceksiniz.
(bkz: yüce divan)
uluslararası standartara uygun olarak yapılandırılmış ve kendi oligarşik yapılanmalarını değil gelişmiş ülkelerde olduğu gibi vatandaşların haklarını koruyan bir adli sistemi gerçekleştirmeyi hedefliyorsa umut olacak bir gelişmedir. bazılarının anladığı gibi adli sistemin üç-beş yüksek yargı mensubunun ideolojik taassubuna kurban edilmesi ve yargıçların istisnasız hiçkimseye hesap vermez hale gelmesi değildir.

(bkz: jüristokrasi)