bugün

Nafiz ve babası Nazmi (Reis Bey) de yarmışlardır.

Nafiz: kssshıffşhıpheheö baba yılmaz damdan düştü hıhıehe
Nazmi: öyle mi çok mu guluncune gitti?!
Nafiz: yok baba ben sezgin abiye bi şaka yapmıştım da
Nazmi: geç onu nesi var yılmazın?
Nafiz: ana dedi ki bu sefer galiba ayağı kırılmış git babanı bul çıkıkçı şabanı alıp gelsin dedi
Nazmi: tamam peki kaybol hemen
Nafiz: tamam baba... bi emrin var mı baba?
Nazmi: var ama sana verip zayi etmek istemiyorum*
Nafiz: peki baba.
anons: tikkat tikkat! etrafta kabuklu yemiş, meyve, sebze yiyenlerin vay haline! sonra viy ben duymadım, viy ben işitmedim demeyin. belediye
-Ne demek eve giremez, bu alet dünyayı evimize getirecek!
+Sebep?
-...!?!?
-hoş geldiniz,
-hoş bulduk,
-ben emin deli emin,
-siz ben tuuba,
-tuuba güzel isim aynı tatlı adı gibi, ordan bir porsiyon tuuba versene.
-zeki müren de bizi görecek mi?
+baba akü yok
-geceleyn ışıgları açık pırakırsan olmaz tabi hergele
+baba akü komple yogkk
-??
Deli Emin = En azindan dami saglam
(daha sonra dam cöker , emin düser)
Deli Emin = Dam cürüksede zemin sahane *
siti ana ve deli emin arasında geçer;
siti ana: -la o kafandaki nedir?
deli emin: -göz içindir...
-aşşa ayrancı
+pardon?
-ankara yı diyorum, avucumun içi gibi bilirim, aşşa ayrancı dan mısınız?

+ne konuştun lan karıyla?
-kiiim? karı benle konuştu, ankara ya gelince mutlaka ara filan, hadi gel şu tükana gidip adresini yazalım
--spoiler--
cem yılmaz: neydi o ince bıyıklı?
+ ayhan ışık.
cy: hah o. istanbulda gördüm sokakta yürüyor ben de arkasında yürüyorum bağırdım turist ömer, turist ömer dönüp bakmadı.

--spoiler--

emin annesinin mezarına radyo hattı çekmiştir.

--spoiler--

emin: hah bu şarkı.
+ ama bu şarkı annenin en sevdiği şarkı değildi ki.
emin: olsun bu da benim en sevdiğim şarkı eihhi.
--spoiler--
fikri etrafindakilere hava atmaktadir:
- ben ankara'da vizontele gordum.
- nasil birsey vizontele?
- hatirlamiyorum. o an bir hatun geciyordu ona bakiyordum.
kuran kursunda..
hoca (erkan can): elli elele elleli elif
talebeler:elli elele elleli elif *
-baba baba duvarı yıkmışlar bir de pirketleri kırmışlar. duvarı yıktınız bari pirketleri kırmayın. pirketleri kırmamış olsalar insan aynı pirketle duvarı yeniden yapar. ama şimdi gel gör ki...
-şrakkkk
-hayır baba ben pirket açısından süyledim.
bir süre sonra tıkanacak diyaloglardır.
- yeni bir şampuan çıkmış biliyor musun? k.çına sürüyorsun, onlar kafanda çıkıyor.
- * * ayna cehennemin dibine gitti. ehi ehi ehi.
-şehrin her tarafından sular fışkırıyor. her tarafta bir dere var ama sular akmıyor. dua edelim böyle belediye reisi herkese nasip olmaz
+reis beyin ne suçu var? mütayit fikrinin oruspu çocuklugudur
-hop hop fikri benim amca oglumdur
+reis beyde benim dayioglu olur ama
-e biz ona oruspu çocugu dedikmi?
+diyemessin çünkü değildir.
-e benim fikri abim orospu çocugumudur?
+dua etsin amca oglundur yoksa ondan iyi oruspu çocugu bulunmaz

+vizontele için milklet kavga ediyor. geçen oduncu fahri milleti evden kovmuş
-sebep
+ya dallası izlerken biri ordan demişki, demişki demiş, bu lusi ne güzel keşke insan bunla sevişse filan,terbiyesizce konuşmuş, oduncu fahride basmış siktiri
fragmanda gösterilen birbirinden bağımsız bir diyalog;
belediye başkanı: hanım nerde?
siti ana: ne nerde?
b.başkanı: vizontele nerde?
manavın karısı yeni aldığı sütyenini kocasına gösterir ve der ki: işte burda.
deli emin: ceviz versem yersen?
tuba: hi hi gülüşü.

vizontele tuuba'dan.
(deli emin oduncu nuri* nin milleti evden kovmasını anlatıyor)
-o sırada birisi demişki.. eee... demişki demiş.. hele bu lucy ne güzel kadınmış keşke benimle sevişse*
-bu çiçeklere basmamak için,başkkha bir eve mi gitmek lağzım?
vizontele tuuba'dan...

-Ne mutlu bize ki bir kütüphane müdürümüz var...
-Demek bir de kütüphanemiz olsa.
-Yok mu?
-Daha ilk defa bir muhabbette adı geçiyor.
(bkz: olaylara karışma)