bugün

ayrıcalık olduğunu bilmekle başlayan sevgi çeşididir.
yalnızlığın sadece kendi kurallarının, doğrularının geçerli olduğu bi dünya olduğunu keşfeden herkesin sırrıdır. yalnız kala kala önce alışmakla başlayan bi sevgi türüdür. kimse kafanı şişirmez, kendin düşünürsün, kendin eğlenirsin sevilmeyecek gibi değildir.
sırasıyla
başka çare olmamak
kafayı dinlemek istemek
anlaşılamamak
ilham perisi beklemek olarak da ifade edilebilir.
iki tür yalnızlık vardır. seçilmiş yaalnızlık ve itilmiş yalnızlık... yalnızlığı seçenler severler onu. yollara pusu kurmamıştır yalnızlık onları içine çekmek için çünkü, onlar inmiştir otobüsün en sessiz durağında yolun bir kısmını 'tek başlarına' yürümek için.
itilmiş yanlızlık ise öyle midir?... değildir, soğuktur o... karanlıktır, gecedir. ama yine de sevilmelidir ki, onla yaşanmaya alışılsın.
--spoiler--
yalnızlık insanın üretkenliğini arttırır.bu yüzden özellikle çeşitli sanat dallarıyla uğraşan insanlar yalnız kalmayı severler.
--spoiler--
''yalnızlığım,yaşamak zorunda olduğum beraberliğimsin.yalnızlığım kanımsın,canımsın sen benim çaresizliğimsin''adlı şarkıyı söylemek.ama bence kendini kandırmak.
yalnızlık sevilmeli, sevilmiyorsa bünyeye zorla sevdirilmelidir. yalnızlığı sevmek, bir şeylere daha az bağımlı, daha cesur, daha özgür kılar insanı. zira her insan biricik yani şahsına münhasır olması sebebiyle yalnızlığa mahkumdur.
istemek yeterli bir nedendir gerçekleştirmek için.
" kafamı dinleyeyim artık biraz da , çok yoruldum " düşüncesiyle sevilir yalnızlık. fırsat bulunmadıgı için yapılmayan şeyler yapılır, görüşülemeyen eski dostlarla görüşülür. kafa bir güzel temizlenir, sözlükte daha çok vakit geçirilir, msn de daha çok takılınır. daha çok sinemaya tiyatroya gidilir vs vs
sağlam bir kalp kırıklığı/hayal kırıklığı yaşamamış insanlar bile isteye yalnızlığı seçmez sanki.. biraz mecburiyetten, ya da insanlara karşı güvensizlik sonucu oluşan bi sevgi olsa gerek.
yalnızlıktan uzaklaşacak dolulukta, uygunlukta insan bulamamışlıktır.
insanin kendisini sevmesidir. kendine ayirdigi zamanlarda hos vakit gecirmesi ve kendi kisiligini cozmesi durumudur. kendisi ile ilgilenme luksudur. sanildiginin aksine yalnizligi seven insan asosyal degildir. * kendisini seven insan digerlerini de seveceginden ve onlarla da iyi vakit gecirmeyi biliyor olacagindan sosyaldir. sever ve sevilir. kendi kendine kaldigi zamanlarda iyi vakit geciren insan baskalariyla da iyi vakit gecirmeyi bilir. zira; kendini cozmus insanin insanlari cozmesi ya da cozme cabasi musbet sonuclanacaktir.
(bkz: yalnızlık ömür boyu)
bencilliktir.
yalnızık sevilesi,kendini dinleyesi zamandır.hayatta kalabilmenin yegane olgusu da yalnızlık değil midir? hayat bağımlılıkları ya da zaafları kaldırabilecek olgunluğa erişememiştir ki zaten. yalnızlık özgürlüktür.açı cekme olgusunu azaltandır.
insanlar yalnız doğar yalnız ölür.bu yüzden yalnızlığı sevmekten daha doğal hiçbirşey yoktur.kimseye dert anlatmaya gerek kalmadan derdini kendine anlatıp rahatlayabilirsin çunku seni gerçekten dinleyen tek kişi gene sensindir.insanlar bencildir başkalarının sorunlarını dinlemek veya uğraşmak istemezler o yüzden sonuç olarak tek başına problemlerinini sorunlarının ustesinden gelmelisin.uzun sure yalnız kalan delirir derler ama sosyal olucam diğe başka bi kimliye burunmek içindeki sesi dinlememek seni asıl deliliğe iten şeydir.o yüzden her insan gunde kendine 1-2 saat ayırmalıdır yalnız başına oturup kendini dinlemelidir...
bilmenin insanı sürüklediği durumdur. çok okuyan sadece çok bilmez olarak formüle edilebilir.
sürekli yalnızlık çeken bireyin en sonunda bükemediğin bileği öpeceksin atasözünden yola çıkarak yalnızlığıyla barışması olayıdır.
yalnızlığı sevmek hayalleri sevmektir. sürekli hayaller kurmak onlarla beraber yaşamaktır. bilinir ki hayaller gelecekteki gerceklerdir.

karanlıkta yalnız kalmak,
gecenin bir yarısında....
... elinde kalem dilinde kelam
...nakış gibi işlemek harfleri
......anlamlar bilemek üzerine kağıdın
işte bunun adı yalnızlık. sevmek ise yaşatmak.
mutlu olayım derken mutsuz olduğunu hisseden bünyenin, ne acı vereyim ne de acı çekeyim mantığıyla nötr yaşaması,
hayatta öyle güzel şeyler var ki.
hayattan elini ayağını çekmiş olma durumudur. çünkü her ne kadar yalnızlık durumunda korumasız kalsa da tehlikelerden de korunduğunu zanneden insanlar varsa da * yine de hayatta risk alınmazsa yalnızca hayatın seyircisi olunacağı bir gerçektir. bu nedenle yalnızlığı sevmek demek hayatı yalnızca seyredebilmek fakat bu oyunda rol alamamak demektir.
(bkz: korkarak yaşıyorsan)
asosyal kisilik zevkidir.
cumartesi akşamı, eşle dostla kankayla sabahın ilk ışıklarına dek süren muhteşem ve bol kahkahayla dolu bir gece geçirip, pazar sabahı tek başına yaşadığın evine döndükten sonra hemen uyuyup, akşamın beşinde uyandıktan sonra sıcak bir duş ardından üzerinde bornozla sert bir kahve ile tek başına gazete, kitap, dergileri karıştırarak geçirilen zamandır yalnızlığı sevmek. mevsimlerden kışsa tadından yenmez. yalnızlık, insana sosyal çevresi tarafından sevdirilir.
kimseyi sevmemekle eşdeğer bir duygudur..
''kötü adamlar, iyi adamlar onları kötülük yapmak zorunda bıraktıkları için kötüdür.'' cümlesi cuk oturur bu duruma.. zira yalnızlık seçilmez, zorla seçtirilir..