bugün

gözleri, kendini ele verir.
Gözlerin kaçması, sesin hızlı( spontane yalan) veya çok yavaş (düşünerek söylenen yalan) çıkması, eliyle burnunu veya ağzını kapatması veya oralara doğru götürmesi, nabız artışı, ellerini nereye koyacağını bilememesi vs.
ne yalanı ya? ne zaman söylemişim? nerede söylemişim dedin sen?
göz teması kurmaz sürekli gözlerini kaçırır, göz göze gelmemeye çalışır konuşurken etrafa bakınır.
yalan söylemek utanılacak bir şey olduğundan elini sık sık yüzüne götürür bu şekilde gizleyeceğini düşünür. ensesine dokunur, burnuyla oynar. pinokyo'nun boşuna yalan söyleyince burnu uzamıyor, burun önemli.
Burun ucu kaşınması.
vakit kazandırmaya yönelik her şey. en belirgin olanı göz kaçırmadır. iletişim esnasında götü başı ayrı oynar, ayağıyla yerdeki desenlerin üstünden geçer, eliyle diğer elini sıkar filan.
fiziksel olarak bakacak olursak burada yazılanların bir çoğu doğru olduğu için tekrardan aynı şeyleri yazma gereği duymuyorum.
benim yalan yakalama konusunda müthiş bir taktiğim var. hep denerim, hiç de sekmedi şu zamana kadar. yalan söyleyen insan ayrıntıları hatırlayamaz, hemen cevap veremez. hangi konuyla ilgili yalan söylüyorsa üstüne gider derinlemesine anlatmasını isterim. ne kadar konuşursa, o kadar çok tutarsız cümleler yakalama ihtimali var. bir de ne kadar zeki olursa olsun beyin süzgecinden geçirmek zorunda acaba bunu söylemem mantıklı mı diye. yani her seferinde 1-2 sn bile olsa takılmaları olacaktır.
sorulan sorulara yanlış cevaplar vermek.