bugün
- ırkçılığın kötü bir şey olmadığı gerçeği10
- allahın insan suretine bürünmesi imkansız mı13
- şeriate göre lgbt'nin hükmü15
- yazarların 2010lu yıllarda en sevdiği 3 yıl25
- anın görüntüsü9
- sahurdayız uludağ sözlük16
- dünya ilahi bir gücün kontrolünde mi8
- insan olmaya ceyrek kala14
- icardi190544
- bir sözlük kızını sahiplenmek17
- dedikodu yok mu dedikodu diyen kadın yazar10
- ab'ye girmek için tüm tavizleri vermeliyiz12
- hollanda da ineğe hallenen gurbetçi16
- en iyi çikolatalı gofret markası14
- icardi1905 silik olsun kampanyası14
- kastamonu da kafasına ampul takıran akp'li genç16
- iftara sözlük yazarı alsanız menü tavsiyesi11
- iftara davet edilecek sözlük yazarları24
- heykele tecavüz eden adam10
- hazreti meryem olduğunu iddia eden kadın34
- 2024 yerel seçimleri15
- kendisini otorite sanan yazarlar9
- ideal erkek fiziği anketi33
- emekliler ek iş yapsınlar diyen mhp'li vekil23
- dinsiz olmakla övünen yavşak13
- manyak olmaya karar verdim21
- kadınlar beni neden hep reddediyor14
- laftan anlamaz sözlük yazarları8
- kuresel ikinma'nın artık eskisi kadar yazmaması9
- et fiyatlarının insanları çıldırtmıyor oluşu8
- karabük11
- akp'ye oy vermeyen emekli şerefsizdir23
- pompanın en cok döndüğü 5 üniversite10
- osideusu kıskanan yazarlar10
- turgut altınok11
- ideal kadın vücudu anketi16
- imamoğlu'nun kirli rant ağı deşifre oldu9
- 26 mart 2024 cübbeli ahmet'in kalp krizi geçirmesi20
- rockefeller ailesi vs rothschild ailesi12
- akape seçmeni8
- mental bozuluğu olan yazarlar sıralı tam liste21
- bir sözlük erkeğini öpmek10
- pazarda yerden sebze toplayan emekli15
- tuborg10
- her sabah güler yüzle uyanan insan16
- kafanın içindeki sürekli konuşan ses10
- tedavisi bulunamayan hastalıklar14
- dondurmalı irmik helvası9
- belediye başkan adayıyla tokalaşmak10
- tarafıma az önce gelen moral bozucu mesaj8
Nick Cave ve Kylie Minogueun birlikte seslendirdigi guzel sarki. Kylie Minogue kendini asmistir kanimca.
bağımlılık yapabilen parçadır.
They call me The Wild Rose
But my name was Elisa Day
Why they call me it I do not know
For my name was Elisa Day
From the first day I saw her I knew she was the one
As she stared in my eyes and smiled
For her lips were the colour of the roses
They grew down the river, all bloody and wild
When he knocked on my door and entered the room
My trembling subsided in his sure embrace
He would be my first man, and with a careful hand
He wiped the tears that ran down my face
On the second day I brought her a flower
She was more beautiful than any woman I'd seen
I said, 'Do you know where the wild roses grow
So sweet and scarlet and free?'
On the second day he came with a single rose
Said: 'Will you give me your loss and your sorrow?'
I nodded my head, as I lied on the bed
He said, 'If I show you the roses will you follow?'
On the third day he took me to the river
He showed me the roses and we kissed
And the last thing I heard was a muttered word
As he stood smiling above me with a rock in his fist
On the last day I took her where the wild roses grow
And she lay on the bank, the wind light as a thief
As I kissed her goodbye, I said, 'All beauty must die'
And lent down and planted a rose between her teeth
But my name was Elisa Day
Why they call me it I do not know
For my name was Elisa Day
From the first day I saw her I knew she was the one
As she stared in my eyes and smiled
For her lips were the colour of the roses
They grew down the river, all bloody and wild
When he knocked on my door and entered the room
My trembling subsided in his sure embrace
He would be my first man, and with a careful hand
He wiped the tears that ran down my face
On the second day I brought her a flower
She was more beautiful than any woman I'd seen
I said, 'Do you know where the wild roses grow
So sweet and scarlet and free?'
On the second day he came with a single rose
Said: 'Will you give me your loss and your sorrow?'
I nodded my head, as I lied on the bed
He said, 'If I show you the roses will you follow?'
On the third day he took me to the river
He showed me the roses and we kissed
And the last thing I heard was a muttered word
As he stood smiling above me with a rock in his fist
On the last day I took her where the wild roses grow
And she lay on the bank, the wind light as a thief
As I kissed her goodbye, I said, 'All beauty must die'
And lent down and planted a rose between her teeth
nick cave'in murder ballads albümünden bir sarki. klibi de süperdir. albümdeki diger sarkilar gibi birbirini öldürmeye calisan iki sevgiliyi anlatir.
where the wild roses grow
kylie minouge ile nick kave arasında dialog halinde geçen "bütün güzellikler ölmeli" felsefesiyle nick kave'in ablayı katletmesiyle sonuçlanan şarkıdır.
çevirelim de tam olsun;
k=kylie n=nick
k;
beni vahşi gül olarak biliyorlar
fakat benim adım elisa day
neden bana vahşi gül dioyrlar bilmiyorum
benim adım elisa day
n;
gördüğüm ilk günden beri onun tek olduğunu biliyordum
benim gözlerime bakıp gülümsediğinde
çünkü dudakları vahşi güllerin rengindeydi
o nehir kıyısında yeişenlerden, hep kanlı ve vahşi
k;
kapımı çaldı ve odaya girdi
titreyişim onun güvenilir kucaklamasıyla duruldu
o benim ilk erkeğim olacaktı,
dikkatlice yüzümden akan gözyaşlarını sildi
n;
ikinci gün ona bir çiçek getirdim
o gördüğüm tüm kadınlardan daha güzeldi
\"vahşi güller nerede yetişir biliyor munsun,
çok tatlı, kırmızı ve doğal?\" dedim
k;
ikinci gün tek bir gülle geldi
"bana kaybını ve acını verecek misin?" diye sordu
kafamı salladım, yatakta uzanırken
"gülleri gösterirsem, takip edecek misin?" dedi.
k;
üçüncü gün beni nehre götürdü
bana gülleri gösterdi ve öpüştük
ve son duyduğum fısıltılı bir cümleydi,
önümde yumurğunda bir taş gülerek dururken.
n;
son gün onu vahşi güllerin yetiştiği yere götürdüm
ve o kıyıya uzandı, rüzgar bir hırsız gibi hafif
ve onu son kez öptüm, "tüm güzellikler ölmeli!" dedim
eğildim ve dişlerinin arasına bir gül yerleştirdim.
.
kylie minouge ile nick kave arasında dialog halinde geçen "bütün güzellikler ölmeli" felsefesiyle nick kave'in ablayı katletmesiyle sonuçlanan şarkıdır.
çevirelim de tam olsun;
k=kylie n=nick
k;
beni vahşi gül olarak biliyorlar
fakat benim adım elisa day
neden bana vahşi gül dioyrlar bilmiyorum
benim adım elisa day
n;
gördüğüm ilk günden beri onun tek olduğunu biliyordum
benim gözlerime bakıp gülümsediğinde
çünkü dudakları vahşi güllerin rengindeydi
o nehir kıyısında yeişenlerden, hep kanlı ve vahşi
k;
kapımı çaldı ve odaya girdi
titreyişim onun güvenilir kucaklamasıyla duruldu
o benim ilk erkeğim olacaktı,
dikkatlice yüzümden akan gözyaşlarını sildi
n;
ikinci gün ona bir çiçek getirdim
o gördüğüm tüm kadınlardan daha güzeldi
\"vahşi güller nerede yetişir biliyor munsun,
çok tatlı, kırmızı ve doğal?\" dedim
k;
ikinci gün tek bir gülle geldi
"bana kaybını ve acını verecek misin?" diye sordu
kafamı salladım, yatakta uzanırken
"gülleri gösterirsem, takip edecek misin?" dedi.
k;
üçüncü gün beni nehre götürdü
bana gülleri gösterdi ve öpüştük
ve son duyduğum fısıltılı bir cümleydi,
önümde yumurğunda bir taş gülerek dururken.
n;
son gün onu vahşi güllerin yetiştiği yere götürdüm
ve o kıyıya uzandı, rüzgar bir hırsız gibi hafif
ve onu son kez öptüm, "tüm güzellikler ölmeli!" dedim
eğildim ve dişlerinin arasına bir gül yerleştirdim.
.
bir çeviri de benden. çok sevdiğim bir kankamın hatırına;
vahşi güllerin yetiştiği yer - nick cave
yabani gül derler bana
ama benim adım ay çiçeği'dir
neden beni böyle çağırırlar bilmem
aslında adım bu iken
ilk günden beri biliyorum, onun gibisi yok
bakarken gözlerime gülümsemesiyle
gül dudaklarının rengiyle
kan kırmızılığı ve yabaniliğiyle, nehrin uzaklara aktığı yerde filizlenen
kapımı çalıp da odaya girdiğinde
ürkekliğim sona erdi onun güvenilir kucaklayışıyla
ilk erkeğim olacaktı benim, ve sildi yüzümde akan gözyaşlarını
dikkatli bir dokunuşla
ikinci gün bir çiçek götürdüm ona
gördüğüm her kadından daha güzeldi
dedim ki;'bilir misin böyle tatlı, kırmızı ve özgür güllerin nerde yetiştiğini?'
ikinci gün tek bir gülle geldi elinde
'bana kayıplarını ve kederini sunacak mısın?' dedi
Kafamı salladım uzanmışken yatağa
Dedi ki;'eğer sana gülleri gösterirsem beni takip edecek misin?'
Üçüncü gün beni nehire götürdü
Gösterdi gülleri bana ve öpüştük
Ve son duyduğum mırıldanılan bir kelimeydi
Karşımda dururken, bir taştı avucunun içindeki
Son gün onu vahşi güllerin yetiştiği yere götürdüm
Ve o uzandı kıyıda, rüzgar bir hırsız kadar hafifti
Bir veda öpücüğü verirken, dedim;'tüm güzellikler ölmeli'
Ve eğildim ve bir gülle süsledim onun dişlerini
vahşi güllerin yetiştiği yer - nick cave
yabani gül derler bana
ama benim adım ay çiçeği'dir
neden beni böyle çağırırlar bilmem
aslında adım bu iken
ilk günden beri biliyorum, onun gibisi yok
bakarken gözlerime gülümsemesiyle
gül dudaklarının rengiyle
kan kırmızılığı ve yabaniliğiyle, nehrin uzaklara aktığı yerde filizlenen
kapımı çalıp da odaya girdiğinde
ürkekliğim sona erdi onun güvenilir kucaklayışıyla
ilk erkeğim olacaktı benim, ve sildi yüzümde akan gözyaşlarını
dikkatli bir dokunuşla
ikinci gün bir çiçek götürdüm ona
gördüğüm her kadından daha güzeldi
dedim ki;'bilir misin böyle tatlı, kırmızı ve özgür güllerin nerde yetiştiğini?'
ikinci gün tek bir gülle geldi elinde
'bana kayıplarını ve kederini sunacak mısın?' dedi
Kafamı salladım uzanmışken yatağa
Dedi ki;'eğer sana gülleri gösterirsem beni takip edecek misin?'
Üçüncü gün beni nehire götürdü
Gösterdi gülleri bana ve öpüştük
Ve son duyduğum mırıldanılan bir kelimeydi
Karşımda dururken, bir taştı avucunun içindeki
Son gün onu vahşi güllerin yetiştiği yere götürdüm
Ve o uzandı kıyıda, rüzgar bir hırsız kadar hafifti
Bir veda öpücüğü verirken, dedim;'tüm güzellikler ölmeli'
Ve eğildim ve bir gülle süsledim onun dişlerini
bana yazılmasını isterdim dediğim şarkı.
all beauty must die kısmı insanı bitirir.
ayrıca tarafımdan en az 50 kere üst üste dinlenebilmiş olan tek şarkıdır.
ayrıca tarafımdan en az 50 kere üst üste dinlenebilmiş olan tek şarkıdır.
yamulmuyorsam nick cave bu şarkıyı farklı bayan vokallerle de seslendirdi, kate bush mesela.
çok feci.
çok feci.
sevgilimin şarkıyı çok dinlediğimi görünce korktuğu şarkı. normal tabi öldürcez sanıyo ki öyle bi istekte doğmuyo değil.*
insanı ıssız adaların gizemli bahçelerinde hissettiren şarkı.
klibi izlendiğinde, sahnelebilecek bir oyundur sanki.
kylie minogue'un kariyerinde zirve yaptığını düşündüğüm şarkıdır. kaldı ki nick cave'in sesi her şeyi yeterince mükemmelleştirmektedir kylie'ye pek görev düşmemiştir. klibi ise bir çok uzun metrajlı aşk filmine taş çıkaracak niteliktedir. sonuç olarak şarkı kendini hissettirir.
harbiden bildiğimiz güzel bir aşk şarkısı. ilk dinlediğimde noluyoruz bu nasıl bir şarkı dedim * * sonra tekrar dinledim nick cave'in düet yaptığı kim acaba dedim, araştırdım kylie minogue'muş şaşkınlığım bir kat daha arttı çünkü bu kadar güzel bir ses beklemezdim hem de nick cave gibi bir ses üstadının yanında şarkı söylemek hiç de kolay değildir. dokuzbinbeşyüzaltmışdördüncü sefer dinlediğimde artık psikopata bağlamış, hayran kalmış bir ruh hali içindeydim. * * * *
klibi bana parfume filmini hatırlatan izlenesi aşmış şarkı.
murder ballads tan harbi bir murder ballad.
Şaşırtıcı bir şekilde bu şarkıda bir nymphetamine birthe mundane and the magichavası var. klibi al melankolik bir death ya da black metal şarkısına monte et hiç sırıtmaz. minoque iyi işler başarmış.
klipte kylie minogue'un nehirde yatışı hamlet'in opheliasını getiriyor aklıma. acaba bir gönderme var mı diye düşünmüyor değil insan.
klibi bana lovely bones filmini hatırlatır her nedense.
vokaldeki ses amelia mı yoksa sarah brightman mı, emin olamamakla birlikte: gregorian cover'ı bir harika olan şarkıdır.
--spoiler--
From the first day I saw her I knew she was the one
As she stared in my eyes and smiled
For her lips were the colour of the roses
They grew down the river, all bloody and wild
When he knocked on my door and entered the room
My trembling subsided in his sure embrace
He would be my first man, and with a careful hand
He wiped the tears that ran down my face
--spoiler--
******************************************************
--spoiler--
On the third day he took me to the river
He showed me the roses and we kissed
And the last thing I heard was a muttered word
As he stood smiling above me with a rock in his fist
On the last day I took her where the wild roses grow
And she lay on the bank, the wind light as a thief
As I kissed her goodbye, I said, 'All beauty must die'
And lent down and planted a rose between her teeth
--spoiler--
http://www.youtube.com/wa...jE1LUvE&feature=share
From the first day I saw her I knew she was the one
As she stared in my eyes and smiled
For her lips were the colour of the roses
They grew down the river, all bloody and wild
When he knocked on my door and entered the room
My trembling subsided in his sure embrace
He would be my first man, and with a careful hand
He wiped the tears that ran down my face
--spoiler--
******************************************************
--spoiler--
On the third day he took me to the river
He showed me the roses and we kissed
And the last thing I heard was a muttered word
As he stood smiling above me with a rock in his fist
On the last day I took her where the wild roses grow
And she lay on the bank, the wind light as a thief
As I kissed her goodbye, I said, 'All beauty must die'
And lent down and planted a rose between her teeth
--spoiler--
http://www.youtube.com/wa...jE1LUvE&feature=share
Nick Cave'de de ne ses varmış lan hacı dedirtir.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar