bugün

efenim bugün okuldan yurda dönüyordum, kafam zaten bir dünya. hazırlıksız girdiğim boktan bir final dönemi, parasızlık, duygusal mevzular vs. derken bir bankın üzerine bırakılmış vakit gazetesini gördüm. kendileriyle hukukum çok eskiye dayanır. ama hayır ben sinirlenip küfretmek için vakit gazetesi okuyan laikçilerden değilim. vakit i hiçbir zaman ciddiye almazdım ama bağnazlıkları yaydıkları karanlık fikirler ile halkımızı zehirledikleri su götürmez bir gerçekti. hal böyle iken en son yıllar önce elime aldığım vakit gazetesine bir şans daha vermek(?) benim açımdan farz olmuştu elhamdülillah.* emindim gene bir iki hükümet yalakalığı, bir iki sakallı amcayı şuraya almadılar haberi başörtüsü isyanları falan tarzı haberlerle karşılaşacağıma. halbuki bu sefer çok farklı birşey oldu. vakit gazetesinin son bombası en çok haberin ömrünün 3 gün olduğu türkiye gündemine bomba gibi düşecek ve kaybolmayacak bir haberdi. vakit gazetesi okurları siyonist kelimesi ile çok içli dışlıdırlar. onlara göre kendileri bir de yanlarındaki birkaç kişi dışında herkes siyonisttir. her neyse bu sefer ki siyonistliği belgeleriyle açıklıyor cevval vakit muhabirleri;

''iğrenç dizi karakterlerine allah ın isimlerini kasıtlı veriyolar''

evet yanlış okumadınız. vakit gazetesi siyonistlerin işi bu kadar azıttığını artık kendilerine hakaret olarak allah ın isimlerine psikopat dizi karakterlerine bilerek verdiklerini düşünüyor. buna örnek olarakta avrupa yakası ndaki gaffur karakterini ele alıyor. allah ın bir ismi olan gaffur un böyle ucube bir karaktere kasıtlı verildiğini ve bunun küfür olduğunu iddia ediyor. bir kez daha müminler ordusunu cihada davet ediyor. saldırıyor, azmettiriyor, hakaret ediyor ama kimse vakit e dur demiyor, diyemiyor.

40 yıl düşünsem ahmet hakan ın bir yazısını sözlüğe kopyalayacağım aklıma gelmezdi ama işte kader, buyrun;

http://www.haberturk.com/...cat=160&dt=2007/01/14
vakittir ne yapsa yeridir. sadece tiraj kaygısıyla din elden gidiyor eyyamcılığı yapmasını gecelim dahası cahil bilgisiz gibi allah c.c. nin 99 isminden biri olan (bkz: gafur) ismini bile tiraja alet ederek (bkz: gaffur) polemik konusu yapmaktan çekinmiyorlar.

diger bir düşünce tarzı ile genelde turkiye de kemal sunal ile özdeşleşmiş olan şaban ismi de allah c.c nin isimlerinden biri olması dolayısıyla dalga gecmek amacı ile mi kullanılmıştır diye sormadan edemiyor.

bu tür polemik propagandası ile amanın din elden gidiyor siyonistler her yerdegibi sizofrenik hareketlere canak tutan din tacırlerine elbette verilecek cevap ta bellidir.

(bkz: bi siktir git çay koy)
habercilikten çok propogandadır. daha fazla ne yazmaya ne de kurcalamaya gerek yok kanaatimce...

edit: haklısın canım benim. yanlış oldu bu tanım ama format gereği aklımdaki asıl tanımı yazamıyorum! şimdi bsg...
ortadadır. ortalığı ayağa kaldırmak için habercilik yaptıkları gün gibi açıktır.
henüz 6 yaşında bale yapan kız çocuklarının bacaklarını mozaikle sansürleyecek kadar iğrenç, pislik dolu ve kokuşmuş bir habercilik(!) anlayışıdır.
(bkz: hurafe)
yoktur.
(bkz: provokasyon)
esasında anlatılmak istenenleri çok güzel özetleyen başlığa sahip bir başlıktır efendim bu -ne dedim lan ben- içerisinde bir çok paradoksu da barındırmaktadır çünkü vakit gazetesi+habercilik+anlayış kavramlarının toplamı sadece ve sadece ancak bir sözlüğün sol framesinde yanyana gelebilir ve mantıklı bir cümle oluşturabilir. yoksa ortada ne bir gazete, ne habercilik ne de bunun getirdiği bir anlayış vardır. tüm yazılanlar matrix'dir. onların anlayışına göre genel yayın yönetmeni büyük şeyh morpheus önderliğinde muhabir kılığındaki neolarıyla siyonist zion medyasına karşı mücadele vermektedirler. anlayacağınız her günkü manşetleri birbirinin tekrarıdır.

(bkz: bir varmış bir yokmuş)
hedef gösteren, fotoğraflara çarpı atan bir habercilik anlayışı vardır. çarpı işaretinin anlamı için bir gazetecinin cümlesini ödünç alalım:

"Kapılara çarpı atmak, hem yüzyıl başında Ermeni hem de yüzyıl sonunda Çorum ve Maraş'ta yapılan katiamlarda, Alevi yurttaşlarımıza yönelik kullanılmıştı."
http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=161129

"bu ülke şer'i esaslara göre yönetilsin, doğru olan budur" şeklindeki bir düşünceye bile saygı duyabiliriz, ancak insanlarımızı birbirine kırdırmaya çalışan zihniyeti gazeteci veya haberci saymak mümkün değildir. yasal boşluklardan yararlanarak bu yapılabiliyor olabilir, ancak yasal olmak, meşru olmak demek değildir.
(bkz: vakit gazetesi ve hedef gösterdikleri) başlığı daha anlamlı olurdu kanımca. zira habercilik anlayışları bu doğrultuda seyretmektedir malesef.
vakit'in gaffur haberini vakit'in yorumlaması vakit'e yakışır koyuluktadır, halbuki pek çok dizide oldukça yanlış kullanılan bu isimler öncelikle halkımızın yanlış kullanmasından kaynaklanmakta, allah'a ait gaffur sıfatı insana isim olarak verilmektedir. bir insanın haddi de ancak bunu eleştirmek, yanlış olduğunu belirtmek olabilirken vakit çıkıp "kasıt" aramaktadır, ki bu da suizandır, yanlıştır. ahmet hakan'ın dediği gibi vakit toplumu kamplara bölmeyi seven bir gazetedir, bu yönüyle de sevimsizdir.
bu skindirik müsveddeye gazete demek diğer gazetelere hakaret olduğundan dolayı içinde yazanları da siklememek en doğrusu olacaktır ama bu skik müsveddeyi es geçmek yanlıştır çünküm bu skik müsvedde maalesef ki ülkemde milyonlar civarında olduğunu tahmin ettiğim ** cüheyla kitlesinin beynini yıkıyor,danıştaya saldırı düzenletiyor (bkz: danıştay a yapılan saldırı), sivas'ta aydınlarımızı diri diri yaktırıyordur (bkz: sivas katliamı) o yüzden birinin bu olaya bir el atması gerekmektedir ama basın özgürlüğü denilen "hiperoptik basküler kalkan" (bkz: sinirlenince saçmalamak) arkasında rahatça saçmalıklarına devam ettikleri için kim ve nasıl diye insanın kendi kendine sorası gelmiyor değildir. (bkz: çıkmazdayım be sözlük)

edit:gbkz yerine abkz vermişim,tekrardan diyorum ki (bkz: sinirlenince saçmalamak)
medya okullarında incelenmesi gereken anlayıştır.
mükemmeldir.
başka yorumların yazıldığı yerde bi kafanın yorumuna karşılık yazdığım yorumu paylaşmak istedim.
"işte cihad budur diyen arkadaşımız... cihadın manasını idrak edememiş bir zihniyete sahiptir ki din kardeşine savaş açabiliyor. merak etme herkes kendine müslüman ama herkes senden dahada müslüman. kimsenin içindeki imanı bilemessin. bu tür gerikafalılıklar dini sömürge altına alarak cumhuriyeti yok etme mantalitesine sahip insanlardır. din en kolay sömürülen maneviyattır. çünkü en çok ona güvenilir. iman dışardan öğretilmez zaten o içindedir. bu yüzden dini cihadla yaymak yerine kalbinden gelen imanı beyin yoluyla yaymak en mantıklısıdır."
tcsalih adında vatandaşın yaptığı yorumun üstüne yazılmış bir yazıdır.
türk demiryollarının moda anlayışıyla paralellik gösterir. sıfıra yakın bile denemez zira konuyla alakaları yoktur.
cumhuriyet gazetesi'nin habercilik anlayışından kat kat daha değerlidir.
büyük boy fotolarla insanları hedef gösterip, gizli bakınızla cellat arayışına çıkan bir anlayıştır.. hiç bir basın etiğini dikkate almayıp bir yandan da demokrasi için bağırmaktır.. zaten ait olduğu güruhun da yöntemi budur..
(bkz: noldu lan yeni gündemimiz bu mu)
*
sıc olum sende
devletin gizli ibareleri belgelerini rahatça yayınlayabilen ve orduya en sert eleştirileri yönelten provakasyon dozu yüksek haber anlayışıdır.
Gönül rahatlığı ile Yalan haber yapabilen gazetedir. Haber yaparken o kadar cesurdurlar ki Allah'tan bile korkmazlar. Böyle cesur gazete lazım memlekete.
bale kıyafeti giymiş 7-8 yaşındaki kızların bacaklarını sansürlediklerinde bunların pedofoli hastası olduğunu vurgulamıştık zaten. şimdi 14 yaşındaki kızın ırzına geçen yazarlarıyla bir kez daha bizi haklı çıkardılar.

maşallah vakit'te resmi çıkan ya öldürülüyor ya da...
altı köşeli yıldız içine çöreklenmiş yılan çizecek kadar yahudi düşmanı, terbiyesiz (ilhan selçuk'a bir moruk demedikleri kaldı), tek yönlü, cahilce ve gazetecilik ahlakını hiçe sayan bir anlayıştır.
Tamamen gericiliğe dayanan bir haberlik anlayışıdır. Geçenlerde flörtle yapılan evliliklerin zararlı olduğu yazılmıştı. Güya uzmanlar o kanıya varmış. Eminim uzman olarak kale alınan o bildiğimiz hocaefendidir. Yani adamlar resmen görücü usülüyle evlenin diyor. Sonra sapık olmaz mı insan?

(bkz: hüseyin üzmez)