bugün

o kafir gemilerin allah'ı aciz bırakmak için yaptıkları bir terbiyesizliktir elbette... bunlar öyle edepsiz ki ilerlerken allah'ın rüzgarına ihtiyaç duymadıkları gibi, rüzgar dursa da ilerlemeyi sürdürüyorlar en kafirinden!.. bir tek uçak gemileri mi? hayır! kıçına motor takılmış kayık bile yapıyor aynı terbiyesizliği!..

bakın kuran'da konuyla ilgili ne deniyor:

"Ve siz, yeryüzünde onu âciz bir hâle getiremezsiniz ve size, Allah'tan başka ne bir dost vardır, ne bir yardımcı. Denizde dağlar gibi yüzen gemiler, O’nun varlığının delillerindendir. O, dilerse rüzgârı durdurur da onlar denizin üstünde durakalırlar. Elbette bunda çok sabreden, çok şükreden herkes için ibretler vardır." şura 31-33..

http://www.kuranmeali.org...urani_kerim_mealleri.aspx
Ateist edecek yazar beyanı.
yakında çağla kubat bile sörf tahtasına motor takacak.
bu ayetin 14 asır önceki muhataplara karşı haddi bildirme ayeti olduğunu,sadece o dönem insanının ürettiği araç ve gereçler üzerinden bir örnekleme verildiğini anlayamayıp ,bunu tarihler ötesi ,evrensel bir ayetmiş gibi algılayanların primitif eleştirilerinin olduğu durumdur.
kimilerinin "evrensel ayet" diye bir tanım üretmesine vesile olan harekettir.

e, iyi ya işte... madem öyle, kuran'ı bir elden geçirip, hangi ayetler "evrensel"dir (acaba evrenin öte ucunda yaşıyor olması muhtemel canlıları da kapsıyorlar mı?), hangileri değildir bir yazın da biz de anlayalım... hayır, o değil, olmuşken kadının şahitliğini yarım sayan, hırsızın elini kesin diyen, din yalnız allah'ın oluncaya kadar savaşın diyen ve benzeri çok sayıdaki ayeti de "evrensel olmayanlar; çağının koşullarına göre düzenlenmiş olanlar" sınıfına sokun da herkes rahat etsin.

kimi sersemin 17. yy.'da batan bir geminin lafını niye ettiğini, reaktör arızasını neden dile getirdiğini ise anlamış değilim... lan sığır, reaktörün rüzgarla ne alakası var? kaldı ki arızalandığında çalışması için okunup, üfleniyor mu?
evrensel ayet diye bir tanım üreten kimse yoktur. sanırım arkadaş jüpiterde yaşadığı için kur'anın evrenselliği ve tarihselliği hakkındaki tartışmalardan bir haberdir.bu yeni üretilmiş bir şey değildir. işte sizin gibi non-teistler kuranı eleştirirken tarihler ötesi ayetlere sahip ,içindeki tüm ayetlerin tüm zamanları kapsadığını düşünerek eleştirirler.

evet tam da kadın erkek şahitliği ,hırsızın elini kesin ayeti ,din yalnızca allahın oluncaya kadar savaşın ayetleri tarihseldir. bunu ilk defa duyuyor olmanız sizin cahilliğinizden başka bir şey değildir ki zaten yukarıda tarihselcilik olayını benim icat ettiğimi falan sanarak bunu ortaya çıkardınız. kur'anda değer ifade eden ,yani insan ahlakıyla ilgili veya tanrıya iman ile ilgili ayetler olduğu gibi indiği dönemdeki durumları ,olayları ilgilendiren ayetler de vardır. işte siz örneği verdiğiniz ; din allahın oluncaya kadar savaşın veya hırsızın elini kesin ayeti. hırsızın elini kesin ayeti islam öncesi arap toplumunda uygulanan örfü bir cezadır. fakat toplumlar kendi dinamikliği içinde yeni kanunlar üretebilir. bu durum ifade eden ayetler değişebilir. ki kuranda da örneği vardır .peygamberle konuşmadan önce sadaka verin diye bir ayet varken ,gelişen yeni duruma göre (müslümanların sadaka vermekte zorlanması üzerine) bu emir kaldırılmıştır. yani bir durum ayeti bir başka durum üzerine kaldırılmıştır. değer ayetleri ise değişmemiştir. örneğin hırsızlığın kötü olması ,örneğin haksız yere adam öldürmenin kötü olması ,örneğin alışverişte hile yapmak

kur'anın tarihselliği , indiği döneme hitap ettiği gün gibi gerçektir. kur'anın belirlediği değerler ise bizim tabi olmamız gereken evrensel içerikli mesajdır. hırsızlığın kötü olması , hile hurda yapmanın kötü olması , durduk yere haksızca adam öldürmenin kötü olması vs. yani hitabı tarihseldir ama bu tarihsel hitaptan müslümanlar kendilerine mesaj çıkartamaz demek değildir. ki değer ifade eden ayetler bizi de bağlar. bunlar tanrının değişmeyen kanunlarıdır. tarihselciliği sadece teistler savunmaz. örneğin ilahiyatçı Hasan aydın.Kendisi bildiğim kadarıyla teist değil. edip yüksel ile olan tartışmasında spinozanın ki gibi bir tanrı tasavvurunu benimsediğini söylemişti. kendisinin "felsefi antropolojinin ışığında hz. muhamed" kitabını incelemenizi öneririm. Bundan sonra muhtemelen bir entry daha yazacaksınız. fakat konu hakkında bilginiz olmadığı için tarafımdan muhatap alınmayacaktır yorumunuz. bu entry tarihselcilik-evrenselcilik tartışmalarını yeni icat edilmiş kavramlar olarak tanımlamanızdan dolayı girilmiştir.

edit: yeminimi bozup entry okuma işinde bulundum .arkadaşlar tarihselcilik ,ateistleri inandırmayı amaçlamaz. islam dünyasının veya tarihselci okumanın böyle bir amacı yoktur , dünya siz ateistlerin etrafında dönmüyor. tarihselci okuma kur'anı anlamada gerekli olan bir yöntemdir. sen ister inan ister inkar et bu tarihselciliği bağlamaz ve dediğim gibi modern islamcı hareket değildir.
"rüzgar" sözcüğüne "reaktör" manası vermemiz icap ettiğini iddia eden birilerinin beğenmediği ilerlemedir.

ayete getirdikleri "izaha" gelince... "insanın emrine amade olan bineklerine, aracına gerecine bakarak da kibirlenmesinin yanlış olduğunu kapalı bir anlatımla ifade etmiştir ayet".. peki sebep? doğrudan "aracına, gerecine, gemine güvenme" denemez miydi yine kuran'ın anlatım özelliklerini bozulmadan?

kaldı ki kuran'ın anlatım özellikleri de fazla abartılmamalıdır (bkz: kuran ın kendisinin mucize olması/#28200524)...
kimisinin, bir imanlı için büyük bir cesaretle, kuran ayetleri arasında "evrensel-tarihsel" ayrımı yapmasına vesile olmuş ilerlemedir.

yaptığı ayrım biz ateistlerin imana gelmesi için yeterli değildir. zira başta "tanrı, cennet, cehennem" gibi konular olmak üzere kıyamet kadar itirazımız var. keza kendilerinin refere ettiği mücadele 12 ve akabindeki mücadele 13 ayetleri gibi ayetlerde ve daha bir çok ayette görülen "allah'ın fikir değiştirmesi" ve de peygamberin şahsından başka kimseyi ilgilendirmeyen konularda ayetler "inmesi" gibi konuları anlayamıyoruz.

yine de yaptığı (ve kendisinin de söylediği gibi az sayıdaki kimi modern dönem alimlerinin yaptığı) "evrensel-tarihsel" ayrımını fevkalade önemli bulduğumu, açık görüşlülüğü ve cesaretinden ötürü kendisini tebrik ettiğimi ifade etmek isterim. müslümanlar arasında böyle bir anlayış yayılsa, hem kendileri için, hem islam alemi için, hem dünya için, hem bizim için en hayırlısı olur; bunca sert muhalefet etmek için de gerekçemiz kalmaz. tabi önceki paragrafta anlattığım sebeplerden ve daha bir çok sebepten ötürü yine muhalefet etmemizi gerektiren sebepler olacaktır ama üzerinde durmaya değmez... "insanlar illa dinden çıksın" diye bir derdimiz yok...
gören insanı hayretler içinde bırakan ve (bkz: bir garip yolcu)'nun açıklaması gereken hadisedir.
kuran'daki malum iddiayı boşa çıkaran durumdur.