bugün

peçenekler ile kan bağı bulunan türk boyu.
kıpçakların ve rusların baskıları ile peçeneklerin yurduna yerleşmişlerdir.
bizans ordusunda paralı asker olarak görev yapmışlardır.
hristiyanlığı kabul etmişlerdir.
günümüzde gagavuz türkleri olarak soylarını devam ettirmektedirler.
--spoiler--
Ordusu ile çölde yürüyen Oğuz Kağan yolu üzerinde altın duvarlı, gümüş
pencereli ve demir damlı bir konak görmüştür Nitekim bu konak Türk yaşantısında
şehirleşmenin ve sanatkâr kişilerin varlığım açıkça ifade etmektedir ki itil suyunu
geçmek için ağaçtan sal yapan, orduyu karşı tarafa geçiren Uluğ Ordu Bey ve
kağnıyı yapan Barmaklık Coşun Billig sanatkarların mühim simaları olarak karşımıza çıkmaktadır.

Gök-Türk destanında demircilik önemli bir yer tutmaktadır.
Ergenekon ve Bozkurt destanlarında, "mağaradan çıkan Türklerin Altay dağlarının
eteklerinde demircilik sanatı ile meşgul oldukları" anlatılmıştır.
Manas destanı da Türkler'de demirciliğe verilen önemi açık ve anlamlı
olarak ifade etmiştir: Demircisi Tökör'e çok kıymet veren Manas, bir savaşta
öldürdüğü Yolay Han'ın büyük kızı Ulu Bike ile evlendirerek onu memnun etmek
istemiştir. Gök-Türk ve Uygur devri resimlerinde de demirciliğin önemi ifade
edilmiştir.

Kutadgu-Bilig'de bahsedilen bir gurup da Uzlar (sanat ehli) dir. Bunlar da
faydalı bir sınıf olarak nitelenmiştir.

Yusuf Hâs Hâcib'in saydığı sanatkârlar, temürçi
(demirci)ler, etükçü (çizmeci-kunduracı)ler, tokacı (dokumacı)lar, agaççı
(marangoz)lar, sucular, bedizçi (ressam, boyacı)ler, okçular ve yayalardır. Yusuf
Hâs Hâcib bunlar için, "Bunlar da sana lüzumlu insanlardır; ey yiğit, onları
kendine yakın tut, faydaları dokunur.", "Bu dünyanın süsü bunlardan gelir; hayret
verici hünerler bunlardan çıkar” demiştir.
--spoiler--
Hristiyanlığı kabul eden oğuzlara uz denmiştir.
insanlık olarak malazgirt savaşında selçuklu tarafına geçip benliklerini kaybetme dillerini ispatlamışlardır.

Helal olsun
Müslüman oğuz'a Türkmen,hristiyan oğuz'a uz denmiştir.