bugün

dersin boş olduğu zaman koridorda yürürken müdürden yediğim unutulmaz fırça anımdır.
yıl 2006-2007.yer adana. okulun orta yerinde toplanmışız, hararetle bir olayı tartışıyoruz. okulun güya kabadayısıyız ya hesap soruyoruz ondan bundan.en ufak bir ters cevaplarında gömeceğiz çocukları. neyse "korkunç muso" lakaplı bir kardesim vardı 2 salak girerdik her tartısmaya kavgaya carta curta. tartışma iyicene kızışınca girdi araya bizim "korkunç muso" ve hepimizi susturan şu cümle döküldü ağzından:
"bak gardaş,iki türlü adam vardır.bir;adam gibi adam olan adam,iki;adam gibi adam olmayan adam"
bu söz karşısında ne yapacağımızı bilemedik, herkes sustu, beyin amcıklaması geçirdik ve herkes dağıldı. kanuni gibi adamdı böyle taşaklı konuşur, cümleleriyle adam püskürtürdü.

buda böyle bir anımdır.
yer: bir fen lisesinin uzunca koridoru

olay: bir arkadaşın doğum günüdür o gün. Liseli olmanın verdiği kendini bilmezlik ve özgüvenle doğum günü çocuğuna ıslak mı ıslak bir şaka yapılacaktır. Çocuğu koridora çıkarıp, hizmetliden alınmış kovalar tuvalet tasları ve bilimum su şişeleriyle eleman donuna kadar ıslatılacaktır. Planlandığı gibi de olur, doğum günü çocuğu da mutludur bu durumdan. Ancak hesaba katılmayan bişey vardır, okulu ziyarete gelen okul aile birliği üyeleri.

- Dişe dokunur tek özelliği ibrahim Tatlıses' e benzemek olan okul müdürü, okul aile birliği üyelerini kanatları altına almış ' ohulumuz şöyle iyi böyle güzel, hele öğrencilerimiz melek meleek, işte bunun için bana biraz para çıkın kekolar,öhöhöm pardon bana derken okula yanii ihihi ' diyerekten merdivenlerden inerken, üstü başı sırılsıklam 6 erkeğin ellerinin üstünde donuna kadar cımcılık olmuş 40 kiloluk bir öğrencinin yüzme temalı kareografisiyle karşılaşırlar. Müdür farkedilir, herkes çil yavrusu gibi dağılırken ortada bir tek yere yığılan 40 kiloluk eleman vardır. Müdür' ün ' oğlum ne yapıyorsunuz siz gerizekalılar' deyişi 40 kiloluk elemanın kulağında çınlıyordur belki de hala.
Doğruluk cesaretlilik oyununda cesaret seçip kizlar tarafindan dudagima bordo ruj sürülmüştü. Çikartmak icin bir saat tuvalette geçirmiştim.
bi geometrici vardı. dersteyiz, tam zil çalmış nedeni muamma kapıdan dışarı fırlamıştım. bizim geometrici sinirlendi, bağırdı, çağırdı geç içeri diye. boynum bükük sınıfa girdim, korktum işte çocuk aklı. sonra baktım sırama tekme atmaya çalışıp '' lanet olsun canın cehenneme'' diye bağırıyor. gülsen bi dert gülmesen bi dert.
sinirini alamayan geometricim bu seferde hıncını kapıdan çıkarmaya kalktı. tekmeler mekmeler derken kapının arkasından ''viyğk'' diye bi kız sesi duyduk. kafası mı ezildi, bacağı mı çıktı o gün şokuyla pek bi bilgim yok.
Yoktur. Hepsini unuttum amk.
milletin ne güzel anısı var arkadaş. Biz daha liseye gelir gelmez matematik öğretmeniyle kapışıoz. Millet alem yapıo.
Nerden öğrendik hala bilmiyorum ama okulun prizlerine kablo sokup şarteli indirirdik. Bir gün tabi abarttık bi kaç kez tekrarladık. Matematik hocasının bilgisayarı da fişe takılıymış bozulmuş bizim oyunumuz Yüzünden. O gün de cumaydı istiklal marşı için sıraya dizildik neyse bekliyoruz bizim bilgisayarı bozulan hoca Aldı mikrofonu bağırmaya başlası " teröristler teröristler bilgisayarımı bozdunuz teröristler" diye o zaman çok eğlenmiştik ama şu an üzülüyorum be hocam özür dilerim.
yurtta içtiğimiz şaraplar, en tatlı sarhoşluklarımız..
uzayan cuma günü istiklal marşı söyleme durumundan dolayı altına işeyen melike. hiç unutamıyorum.
Hangisini anlatayım abi.
hocanın götüne lazer tuttum kenara hızlı kayınca tahtada farketti sonrası malum tokat manyağı oldum.
Canim dostlarimla duraklarda kortik aramak, paralari birlestirip cips ekmek yemek, minibus durdurup saati sorup kacmak, 15 sokak kopegi ile birlikte evden okula okuldan eve varmak, her pazartesi kucuk dostlarimiza(kopeklerimize) evden makarna yapip onlari doyurmak, okuldan kacislarimizda nargileye gidip tavla atmak... Daha neleeer neleer... *
Fakirdik ama mutluyduk...
bir gün ufak boylu bir kız var sınıfta, okulun ilk aylarından beri sürekli inatlaşıyoruz ama kızla. o bana laf atıyor ben ona laf atıyorum filan. neyse işte bir gün böyle yine laf atışıyoruz sınıfta birden bir sessizlik oldu. "ay seni sınıfta görmek istemiyorum." dedi bana. herkes hafif bir sırıttı filan. ben de "yukarı bakmazsan göremezsin zaten." dedim, millet kahkaha atmıştı.

tabi çantada sigara yakalatmam da var ama pek komik tarafı yok onun yani.
Ben lisede fazla haylaz bir öğrenciydim,öğretmenler tarafından yaka silkilen cinsten. Birgün öğle vakti şeytan dürtükledi herhalde gittim arkadaşımın sırtından su döktüm ve olmayacak bir insana tabiki öğle arasından önceki derse girdiğimiz için karşılığını görmedim ,öğle arasında tek nefes kızlar tuvaletine tabi, bekledim epeyce bir süre kanımca sigara içmeye gitmiştir deyip koridoru bir kolaçan edip sınıfa doğru sessizce yol aldım sınıfa girdiğimde o su şişeleri başımdan aşşağı bir döküldü ki gri olan eteğim gri oldu tabikide doğruca rehberlik servisine zorla kakalamaya çalıştıkları o okul kıyafetini almak zorunda kalmıştım cagnım gömleğim benim sıktığımda çıkan suyla bir kedi yıkanırdı.
üst not: orijinali için (#33574451)

bi gün uzun boylu bi erkek vardı sınıfta, okulun ilk aylarından beri sürekli inatlaşıyo ama benle. ben ona laf atıyom o bana laf atıyor falan. neyse işte bi gün böyle yine laf atışıyoruz, sınıfta birden sessizlik oldu. "ay seni sınıfta görmek istemiyorum." dedim ona. herkes hafif bi sırıttı filan. o da "yukarı bakmazsan göremezsin zaten." dedi, millet kahkaha atmıştı.

alt not: erkeğim.
müdürün bilgisayarına virüs bulaştırıp odasından kaçtım. daha fazla konuşmak istemiyorum.
Sene 2008 lise 2 yiz. Ercan’ın Doğum gününü kutlamak için ailesiyle anlaştık evlerini boşalttırdık annesiyle babasını yolladık evde Erdem’le bekliyoruz. Plan şu. Önce bu iti odasında yakalayıp üstüne atlayıp dövücez altta kalanın canı çıksın hesabı, sonra koltuğa bağlayıp viskiye boğucaz, kafasını küvete falan sokucaz. Ben Ercan’ın odasının kapı arkasına pustum, Sülo da salonda bekliyor. Ercan eve girdi ama bi sorun var.
O da ne? Manitasıyla gelmiş. Kızın sesini duyunca kapının arkasından çıkamadım, iyice gömüldüm halının dibinde sincap gibi bekliyorum. Allahım inşallah düşündüğüm şeyi yapmazlar derken öpüşme sesleri, tamam öpüşün de daha fazla çirkinliğe şahit olmadan çıkayım şuradan derken bi sessizlik oldu, fermuar sesi, glockkk glokkk gorkkk gorkkk gorkkkk.. Ercan bey napıyorsunuz? Gülsem mi ağlasam mı kapının arkasında mahsur kaldım sevişmelerini dinliyorum. Ercan inşallah boşalırsın da biter bu ızdırap derken ‘aşkım anal yap beni’ dedi kız.
Hepimiz porno izlemişizdir, böylesini kimse izlememiştir, çekilmemiştir. 1 buçuk saat yatakta, halının üzerinde, bi ara oha amk oldum ütü masasına yatırdı alttan üstten.. odanın içi çığlık çığlığa.. gardrobu açıp kafasını kıyafetlere bastıra bastıra.. resmen nasıl sevişilir öğreniyorum..
Ercan da, 162 boylarında ince ama sıkı, süt gibi baldırları, avuç dolduran kalç.. neyse. Hani görsen imkanı Yok dersin çocuk pancar motoru gibi..

Yıllar sonra mezuniyet gecesi içip arabayı Bahçeşehir gölete çektik, lan Ercan bişey itiraf edicem dedim. işeyene kadar güldük saatlerce.. hala konu açılsın kanka ebruyla geliyoruz ev boş mu deyip makarasını yapar. Kulakları çınlasın.
lise 1 falan almanca sınavı var hiç anlamam almancadan malum sayısalcıyım sınav kopyası olarak cebimde kağıt bir de elime yazdığım fiil çekimleri var. girdik sınava gözetmen olarak geometrici geldi beni çok sever kendileri beni sınavın son 10 dakkasına geldik ben tabi kağıdın hepsini doldurdum bi kaç boş yer kaldı ben tam boş bıraktıklarım için kağıttaki kopyaya bakıyordum ki gözgöze geldik hoca şüphelenmişti benden bende kopyayı kaşla göz arasında cebime koydum . hoca yanıma geldi aldı kalemliğimi ilk ön gözünü açti sınav tarihleri yazan bi kağıt geçti arka göze orada son ders olacak coğrafya sınavı için kopyalarım vardı. bunlar ne dedi dedimki çalışma kağıdı bundanda yırttık . bende elimde kopya yazdığını unutmuşum. hoca elini aç dedi bi baktı birsürü yazı almanca. Bunlar ne lan dedi. bende mahcup mahcup zaten sınavda çıkmadı affetseniz dedim o sırada tüm sınıf yarılıyor hoca da bişey demedi disiplinede gitmedim. aklıma gelince hep gülerim
Bir tane canım hocam vardı çok espriliydi. Mübarek tam espri yaparken bende su içiyordum birden gülmeye başladım ve su şarıl şarıl burnumdan akmıştı.

Aslında çok var ama en komiği bu.
Güzel kızın kot pantolonu ile yakında bilgisayarlar var denk gelmesi oturması perpektife göre yan tarafıma.

Ama ben engelli olarak görüldüğü için pek şey yapıyormuyordu beni.
16 yaşında makyaj yapmak ne bu rahatlık diyordum al üstü ortaokul bitti kızım diyordum.

Birde bir kıza satrançta nasıl hile yaptığımı göstermiştim.

Birde uzun eşek oynuyorlardı nedense.

Müziği son ses açıyorlardı koridor ötüryordu.

Yanlız özet geçmeyi öğrenin aq sabaha kadar mı okuyacağız.
Biri sevgilim biri beni seven iki kişinin bahçede kavga etmesi sonucu benim ikisi ile muhattap olmamam. Bu olay geldi bak pat diye aklıma.
Sınıftakiler birleşip sırayla birbirlerini havaya atıyordu. Sıra uzun ancak çol zayıf birine geldiğinde tavana çarpıp yere düşmüştü. Sonra da hiçbir şey olmamış gibi gülerek kalkmıştı. Sonra yine aynı kişi gözümün önünde sırada otururken sırayı devirip düşmüştü..
Boşanmış ve taş olan almanca öğretmenimize yürümektir. Aslında sadece iltifat ettim. Belki de saçmaladım. Ama kitle psikolojisiyle çok fena gaza gelmişti hoca.
Öğlen Paydosunda kantinde bir kahve içelim mi hocam? ÖSS tercih önerilerinizi merak ediyoruz vs diyenler olmuştu.
Ben:
+ hocam isterseniz gece yatıya gelip sizin evde içelim kahveleri...

Akabinde bütün sınıf:
oooooooo hayydaaaaaaa!!!
Hocamız da elini masaya vurup:
kim o kendini bilmez? Diye bağırdı.
Sonra Sınıfı buz kesti. hoca bir daha sordu:
Bu küstah hemen ayağa kalksın!
P*ç Arkadaşlar homurdanınca ayağa kalkmışım bende.
Nasıl bu kadar ukala olabilirsin? diye sordu.
+ Özür dilerim hocam. Bize verdiğiniz emeklerin farkındayım. Bizi yetiştirmek için çabalıyorsunuz. Bende sene sonu şımarıp saçmaladım galiba.
Entschuldigung! efendim. swh

Evet, Öğretmen de olsa sonuçta bir kadındı. böyle şiirsel konuşunca hoşuna gitti.
Tamam otur yerine. Bir daha böyle şakalar yapma. Hiç sevmem. Falan demişti.
Yıllar sonra Geçende bir avm de denk geldim kendisine. Hala taş gibiydi.
Tekrar yürüyecektim ama bu kez frenledim kendimi.
Sınıf arkadaşlarımızdan biri, pisuvarda tuvaletini yapan diğerinin arkasından geçerken, iş olsun diye tam şu diyaframın arkası var ya, parmağını oraya saplamış, eziyet olsun, diye.. diğer arkadaş refleks olarak “bütün bir biçimde” dönmüş, diğerinin üstüne tuvaletini yapmıştı.. gülmekten çatlamıştık…