bugün

(#5027607)
yeni nesilin bu hale getirdiği ve malesef tv programları da buna tuz ilave etmektedir,

üstelik yozlaştıran kişiler kendilerinin türkçeyi daha iyi kullandıklarını söylemektedirler neymiş efendim toplum önünde konuşma
yaparken nazikçe konuşmalıymışız. misalen söyleyecek değil '' söylicek'' diyecekmişim, ağzının üstüne yapıştıracaksın şöyle bir osmanlı tokadı bakalım bir daha diyebilecek mi.
moderatör olarak tabir edilen sözlük yöneticilerinin mod'lar olarak adlandırıldığı ve Yüzüklerin efendisinde ki; bazı karakterlere verilen isimleri çağrıştıran kısaltmaların olduğu bir ortamda (bkz: yüzüklerin efendisi) zor dostum zor. Bu zamanda diline sahip çıkmak zor dedirten acı gerçektir...
bu yozlaştırmayı bilinçli olarak siyasetçiler de yapıyor. ergenlerin yaptığını cahilliklerine veriyoruz ama siyasetçilerin yaptığı ...likleri görmüyoruz. yok efendim neymiş filanca kişi falanca şeyi empoze ediyormuş, dikte ediyormuş. şöyle böyle yapınca dejenere oluyormuş, bazen bazıları bazı şeyleri sürklase ediyormuş falan da filan da.

her durumda farklı boyutlar var, hiçbir durumu tek boyuta indirmemek dileğiyle.
en azından yazım kurallarına itina ederek başlayabiliriz: (bkz: türkçe nin yozlaşması)
slm cnm nbr cıqaLım mj? gibisinden abuklaşmış şekildir. igrençtir, nereye gidiyor Turkcemiz, bilemedim.
bir dilin fakirliği, zenginliği, kirliliği, temizliği dilin doğrudan doğruya kendisiyle değil, o dilin taşıyıcısı olan insanla ilgilidir. eğer bir dil ile bir şey düşünülmüyor, o dil ile bir şey üretilmiyorsa, dilin gelişip zenginleşmesi nasıl mümkün olabilir? dilin taşıyıcısı olan insan, eğer konuştuğu dilde var olan kültür değerlerine sahip bulunmuyorsa, anlatım bakımından da zengin ve üstün bir dil kullanamaz.
dilimizin geçmişten günümüze taşıdığı kültür değerlerini insanlarımıza veremiyorsak onların türkçeyi güzel kullanmalarını sağlamamız mümkün değildir. şunu belirtmek gerekir ki dilimizin gelişmesi, insanımızın ona olan ilgisine bağlıdır. bu ise eğitimle gerçekleşecek bir husustur. insanlarımızın zihnine dil sevgisini, dil şuurunu, kendi diline sahip çıkma anlayışını yerleştirmezsek, dükkan tabelalarından yabancı isimleri kanunla silebiliriz belki, ama zihin tabelalarından asla.
geçmiş yüz yıllar da arap ve fars dilinin etkisinde kalmış türk dili, son yüz yılda almanca, fransızca ve ingilizce etkisi altında kalarak yozlaşmaya devam etmektedir. türk dil kurumu ise hiç bir önlem almamaktadır.
öyle oturduğu yerden yozlaşmasıdır. *
Oha falan oldum yanilerden vazgeçilmedikçe yozlaşmaya devam edecektir.
"yozlaşması"ndan ziyade "yozlaştırılması" olarak ele alınması gereken konudur, zira bu iş kendi kendine olmuyor. içimizdeki onyüzbinmilyon maloncuk yapıyor bunu. gavurca kelimeler kullanmayı maharet bilen, gösterişe tapan gavat arkadaşlarımızın sayıları sokaktaki itle atla yarışacak seviyede. daha da fazla olabilir bu, ama kesin olan şudur ki bilinçsizliğin meziyet olarak kabul gördüğü bir başka yer daha yok dünyada.

sözün özü, bunu yapanları gördüğünüz yerde sabo marka terlikle vurun suratına.
"Ogrendigim yeni kelimeleri illa kullanacagim, hem de cumle icinde!" diye haykirirken gogsunu yumruklayanlar vardir; buna itirazim yok. yasasin egitim. mesela ingilizce'de bazi istisnai terimlerin ve ifadelerin dogrudan turkce'ye cevirilmeleri imkansizdir. bunlar haric, turkce'nin gundelik iletisimi saglayacak zenginlikte oldugunu dusunuyorum. bu dusuncelerimi turkce kullanarak ifade edebildim, darisi herkesin basina. hevesli ogrenci zihniyetinden bir ornek vereyim:
(sigara alirken bir tezgahtar ukalalığıyla beni benden almıştı)

-bir marlboro kırmızı lütfen
*bundan mı? "saft" mı olsun?
-ıı hayır, digerinden. kutu.
*hangisi yahu
-(işaret edip gösterir sonunda)
*e "baks" deseydin ya abla!
güzelim türkçe dururken yabancı sözcükleri -sırf özentilikten- dilimize yerleştirmenin mantığını çözmüş değilim. o kadar fazla yabancı kelime var ki bazen çok dikkat etmeme rağmen yabancı kelimeleri kullanıyorum.flashbellek, faks gibi kelimelere tdk dilimize yerleşmeden bir karşılık bulmalı. tabii iş tdk ile bitmiyor. bizim de konuşma ve yazma dilinde kullandığımız kelimelere dikkat etmemiz gerek.
kendi kendimize sacma sapan kelimeler türettikçe uzunca bi süre etkisinden kurtulamayacagımız nefretlik durum.
(bkz: turkche)
(bkz: sheqer)
(bkz: slm)
(bkz: ashkım)