bugün

Turkçemizi iyi kullanmalıyız ki kendimizi iyi ifade edebilelim .. Benliğimizden uzaklasmayalım . Dilimize yerleşen ve farkında olmadan kullandığımız sözcükleri aklıma geldikçe yazmaya çalışıcam. sizde ekleyin ki türkçemize sahip çıkalım ve doğru kullanalım Saygılar..

absürt = saçma
adapte olmak = uyum sağlamak
adisyon = hesap fişi
ambiyans = ortam, hava
analiz = çözümleme
anons etmek = duyurmak
antipatik = sevimsiz, itici
bodyguard = koruma
bye bye = hoşçakal
catering = yemek hizmeti
center = merkez
counter = sayaç
cv = özgeçmiş
data = veri
deklare etmek = bildirmek
departman = bölüm
dizayn = tasarım
download = indirmek
dökünam = belge
driver = sürücü
e-mail = e-posta
elimine etmek = elemek
emergency = acil
empoze etmek = dayatmak
entegre olmak = bütünleşmek
ekstra = fazladan
exit = çıkış
feedback = geri bildirim, geri besleme
finish = varış, bitiş
full= dolu,tam
full time = tam gün
global = küresel
illegal = yasa dışı
imitasyon = taklit
irregular = düzensiz
izolasyon = yalıtım
jenerasyon = nesil
klasifikasyon =sınıflandırma
kompleks = karmaşık
komünikasyon = iletişim
konsensus = uzlaşma
koordinasyon = eşgüdüm
kriter = ölçüt
laptop = dizüstü bilgisayar
link = bağlantı
mantalite = anlayış,zihniyet
monoton = tekdüze
nick name = kullanıcı adı
objektif = nesnel, tarafsız
okey = tamam
okeylemek = onaylamak
online = çevrimiçi
opsiyonel = seçmeli
optimist = iyimser
part time = yarı zamanlı
partikül = parçacık
perspektif = bakış açısı
pesimist = kötümser
pozisyon = durum,konum
prezentasyon = sunum
printer = yazıcı
print out = çıktı
provoke etmek = kışkırtmak
randıman = verim
reaksiyon = tepkime
recycling = geri dönüşüm
relaks olmak = rahatlamak
revize etmek = yenilemek
save etmek = kaydetmek
security = güvenlik
sempatik = sevimli, canayakın
spontane = kendiliğinden
star = yıldız
start almak = başlamak
timing = zamanlama
transfer = nakil
trend = eğilim
versiyon = sürüm, uyarlama
karşılıkları olan çoğu türkçe kelimelerde aslında türkçe değildir. bu sebepledir ki sıkıntı daha büyüktür.
televizyonda son günlerde çok duyduğum ve ne bok olduğunu merak etmediğim kelime: konjonktür.
müspet: cümle içinde kullanımına göre veya münferit olarak; temiz, olumlu, pozitif anlamlarına gelebilen bu kelime arapçadan dilimize geçmiş tir.
paradoks bir anlamda çelişki anlamına gelir ama onu paradoks haliyle seviyorum arkadaş!
armut da dilimize giren yabancı bir kelimedir. farsça kökenlidir kendisi.
armut, ambulans, doping, emergency... daha niceleri. bence başlığı türkçeye giren yabancı kelimeler değilde yabancı kelimeleri türkçeye sokan yabancılar olarak değiştirmeliyiz.
Başlığı açan yazarımızın haklı olduğu gerçektir. Ancak meseleye ölçü koymak açısından bazı çelişkiler mevcuttur. Şöyle ki;

Kıymetli yazarımızın yabancı kelimelere türkçe karşılık olarak zikrettiiği hesap, fiş, merkez, hava, hoş (hoşça kaldan), hizmet, acil, taklit, nesil, sınıf, zihniyet, taraf, zaman, rahat, kayıt, can, nakil... kelimeleri de türkçe asıllı değil. Bu konuda ölçü Ömer Seyfettinin, Nihat Sami Banarlının, Mehmet Kaplanın da söylediği gibi, türkçeleşmiş kelime Türkçe sayılmalıdır. Söylenişinde, yazılışında, vurgusunda, tonlamasında hatta bazen anlamında değişiklik olan yabancı kelimeler bize özgü kelimeler durumuna gelmiştir. Arkadaşımızın yabancı kelimeler arasında saydığı ve karşılık verdiği, versiyon, transfer, sempatik, antipatik, reaksiyon, randıman, pozisyon, opsiyon, komünikasyon, kompleks, kriter, koordinasyon, izolasyon, imitasyon, illegal, global, finiş, ekstra, empoze etmek, entegre etmek, elemine etmek, döküman, dizayn, departman, anons, analiz, ambiyans, adapte olmak... gibi kelimeler de türkçeleşmiş sınıfına girer. Türkçenin yazıldığı gibi okunan bir dil olduğu kuralı ihmal edilmeden okunduğu ve yazıldığı sürece sorun yoktur.

ingilizce, Fransızca, italyanca gibi önemli dillerde de bu böyledir. Arapçada muarreb (arapçalaşmış) manasında bir tabir bile vardır.Yoksa türkçe asıllı (öztürkçe) kelimelerle ne bilim, ne edebiyat hatta ne adamakıllı muhabbet yapılır. Bu bakımdan özdil veya öztürkçe, özingilizce gibi tabirler ve yaklaşımlar safsatadan ibarettir. insanlar iletişim kurdukça toplumlar birbirinden etkilenecektir. Birçok dilde, Türklerin bulduğu yoğurt, bizim kelimemizle ama farklı telaffuz ve yazılışlarla (yoghurt, joghurt, yaourt, jogurts, yogur, yogurt) karşılanır.

Türkçeleşmiş kelime türkçedir, ingilizceleşmiş kelime ingilizcedir, arapçalaşmış kelime arapçadır. Aslı hangi dilden olursa olsun, bir kelime, bir dilin gramer ve ifade kurallarına göre kullanılıyorsa, o dilin hançere dehasına uygun telaffuz ediliyorsa artık o şekliyle o dilin malıdır.

Fransızcada aslı fransızca olan kelimeler, aslı arapça olan, hatta aslı türkçe olan kelimelerden daha azdır. (kaynak: cemil meriç, Journal 1)

ingilizcedeki beşyüzbine yakın kelimenin dörtte biri bile ingilizce değildir. Hem ingilizce diye bir köklü dil yoktur. ingilizce, şimdiki almanyada aşağı saksonya olarak bilinen eyaletin bulunduğu yerde yaşayan ve saksonca (almanca diyalekti) konuşan halkın, britanyaya göç ettikten sonra adadaki anglo kültürü ve diliyle karışması sonucu oluşmuştur. Ve ingilizce büyük britanya imparatorluğu büyüdükçe büyümüştür. ingilizce almancadan doğmuş bir cermen dilidir.

Türkçede aslı yabancı olan kelimeleri türkçeleşmiş saymayıp dilimizden çıkarırsak geriye ortaçağdan evvelki türkçe kalmış olur.

defter, kitap, kalem, dünya, kafes, evlat, mal, müdür, resim, isim, izin, müsade, serî (hızlı manasındaki), mana, kelime, zaman, vakit, müddet, mektup, şiir, amir, memur, emir, hudut, asır, kusur, arıza, tamir, tatil, iptal, ihmal, vefa, kafa, reis, asker, cumhur, cumhuriyet, şehir, sefer, kalp, ısrar, hareket, hakaret, hendese, mühendis, zeka, deha, gazi, dahi, siyaset, hukuk, edebiyat, muhasebe, maliye, kamu, ilan, kader, hakimiyet, kayıt, şart, millet, devlet, milliyet, hürriyet, akıl, mantık, fiil, Acaba, Ama, Alaka, Asıl, Asla, Aynen, Amma, An, Bazen, Bazı, Bizzat, Cümle, Daima, Dahil, Dair, Defa, Dikkat, Ebediyen, Ekseriyet, Elbet, Ezel, Fakat, Falan, Filan, Fazla, Galiba, Hakikaten, Hakiki, Hâlâ, Hâl, Hâlen, Harbi, Hülasa, illa, istisna, izah, Kadar, Kere, Keza, Külliyen, Lakin, Lütfen, Mesela, Misal, Rağmen, Şey, Tabii, Tamam, Tesadüf, Vallahi, Ve, Vesaire, Yahu, Yani, Zaten, zati, hatta, hata, noksan, cami,
...... kelimeleri arapça kökenlidir.

güfte, beste, ser, serbest, bestekâr, -kâr, -dâr, -vari, -han, -kârî, -dan, beyhude, fersude, asude, keşide, nadan, gül, güzel, gönül, lale, sebze, gonca, hep, hiç, hem, her, hoş, sarhoş (serhoş), berduş, şeftali, bülbül, canavar, ejder, jale, gergedan, kebab, keşkül, Bari, Çünkü, Eğer, Eyvah, Gerçi, Henüz, Herkes, Hemen, Kâh, Ki, Keşke, Meğer, Meğer ki, Naçizane, Ne, oruç, namaz, endaze, Peşin, Parça, Sade, Ta, Ya,
....... kelimeleri farsça kökenlidir.

Her kelime bir fetihtir, bütün marifet o kelimeyi kendi dilinin hançeresi ve ifade boyutları içinde eritip yeni bir kıvamda kullanabilmektir.
- proje tamam mı veysel bey?
- ali beyden okeyi aldık efendim.

okey ne lan?

dün dizide de söylediler fitil oldum..

ek: tamam yani bende önem veriyorum yabancı dile, hatta ingilizce bölüm okumak istiyorum ama turkceyi bu kadar da basitleştirmek, olmuyor.

koca koca adamlar ya, ayıp.
gerçekten fazlaca kullanıyoruz. Dizilerde, programlarda bile kullanılırlen ya da açılan avm, market vs yabancı isim verilirken nasıl döneceğiz bilemiyorum.
Çimen: ot
Frambuaz: böğürtlen
Admin: yönetici
Server = Sunucu
Online = Çevrimiçi
Offline = Çevrimdışı
Adaptasyon = Uyarlama
Flash disk = Taşınabilir Bellek
Meclis = Kurultay
Şehir = il
Slayt = Sunu
Laptop = Dizüstü bilgisayar
ADMiN = YÖNETiCi
Müraacat = Başvuru
Versiyon = Sürüm
Sayfa = Yaprak
internet = Genel Ağ
Kampüs = Yerleşke
Ambulans= Cankurtaran
Antrenör = Çalıştırıcı
Hobi = ilgi, Uğraşı
Adres = Konum
Profil = Kimlik
Spam = Gereksiz
E-mail = E-posta
Prensip = ilke
Absürt = Saçma
Link = Bağlantı
Alternatif = Seçenek
PROBLEM = SORUN
Ergonomik = Kullanışlı
Detay = Ayrıntı
Entellektüel = Bilgili
Epik = Destansı
Dominant = Baskın
KELiME = SÖZCÜK
Aksiyon = Macera
Metot = Yol, Yöntem
Elit = Seçkin
Jenerasyon = Kuşak
- Mersi boku tatlım.
- boklu konuşma mına goduğum.
bazen daha sinir bozucudur (bkz: komentleşmek) , bir de utanmadan türkçe eklerle türetmişler.
günlük hayatta kullanırken farkına bile varmadığımız kelimeler.

örneğin rulo

kökü fransızca rouleau kelimesi
onun da kökü eski ingilizce ve hatta latince.
aslında birçoğunun öz türkçe karşılıkları olan sözcüklerdir. Ayrıca unutulmuş türkçe sözcüklerin yerine kullanılan yabancı sözcüklerde hayli fazladır.
ayna-gözgü gibi.
(bkz: unutulan türkçe sözcükler)
sonu siyon ile biten tüm kelimeler fransızca kökenlidir. Koleksiyon, direksiyon, porsiyon...
Almancadan giren kelime var mıdır acaba dedirtir. Ne biçim dil. Sebastiyaaaaaan.
Saymakla bitmez en çok arapçadır, acele, acil, adalet, hak, hukuk, tahakküm tahakkuk, tahayyül, ar, afet, berhava, haber, merhaba, selam. Türkçe selam bile yok, arapçadır.
Derhal Türkçeleriyle değiştirilmeleri gereken sözcüklerdir.
fuck youu seee.

çeviri : gözünü siktiğiminin bebesi.
E-mail/ e- posta.
Laptop/ dizüstü bilgisayar.
Admin/ yönetici.
say say bitmez.

önceki entrylere bir göz gezdirdim de ulan bunları çıkartsak konuşacak bir şey kalmıyor zaten!?
yabanci degil sikindirik kelimelerdir.

bir tık ne lan bir miktar ya da biraz diyemiyor musun.
agzini yuzunu dokecekdin al sana bir tık.