bugün

türkiyede tv'de gösterilen dizilerde yapılan usüldür.

bu usul hiç bir zaman degişmez hep aynı kalır degişen tek şey dizi adlarıdır, senaryolar birbirinin aynısıdır, genel olarak tüm senaryolar şu şekildedir;

ayşe ile ali arasında büyük bir aşk vardır, derken bu aşkta bir acayiplik olur birileri bu gençlerimizi hep ayırmaya çalışır, ayşe aliden bazen çok nefret eder bazen çok sever ama hiçbir zaman aşkından vazgeçmez. ayşe ile ali büyük bir aşk yaşarken birden birşey olur ve ayrılırlar araya kara,beyaz , yeşil ve türlü türlü renkte kediler girer. sonraları bu gençlerimizden birisi veya ailelerinden birisi hastahanelik olur aşagı yukarı bir sezon orda gider, hastahanelik olan yeniden iyileşir bu kez başkası hasta olur eger hasta olan çok önemli bir kişilikse kesinlikle iyileşir.

bu ve bunun gibi bir çok ritüelden oluşur türk dizi senaryoları, hep aynı entrikalar döner. herşey nerdeyse mili miline aynıdır.
daha önce yazılmış, oynanmış, canlandırılmış senaryoları tekrar yazmak, tekrar oynatmak ve tekrar tekrar canlandırmaktır.

bir ara çok yoğun olarak doğu illerinin ve ilçelerinin, aşiretlerin dizileri, filmleri döndü ortada, öğhk demeye başlamıştık ki, ordan çıkıp ege taraflarına sıçradılar şimdi.

yapılan en başarılı çalışma "dondurmam gaymak" iken, format olarak aynı hikaye olarak farklılaştırılmış ve şive dibine kadar kullanılarak izleyiciye ege kıyılarından esintiler havasi veriliyor.
bu da bittikten sonra ne mi olacak?

sanırım bu kez trakya dizileri çekilecek ya da iç anadolu bölgesine doğru bir eğilim gerçekleşecektir.

dizi değil aslında bir nevi belgesel gibidir bu yapımlar. doğuyu, egeyi, batıyı insanlara tanıtan, yaşayışlarını, ananelerini bizlere gösteren birer belgesel...

izleyenleri eğiten, öğreten bir çalışma yok. doktorlar diye bir dizi çekiliyor, ilk sahnesinde bir hasta ve uygulama daha sonrasinda diğer doktorların aralarındaki aşk münasebetleri yok kim kime ne demiş, ne yapmış vs. gibi şeyler.

entrika hat safhada. zaten memlekette doğru dürüst bişey yok, en azından birşeyleri hayal ettiğimiz gibi canlandırın da, bizim de bir ümidimiz olsun. işte olması gereken bu diyebilelim ya da "vay be! demek böyleymiş?" diyebilelim.

başka ülkelerden alıp, üzerini pullayıp biraz da türk'ün trajedik hayatını ekle, al adını da kalp yarası, sigara molasi gibi isimlerle beze, sun izleyicinin önüne...