bugün

şu sıralar haber 7 de sıradışı adında bir program sunan gazeteci yazar.
şer'i kurallara göre yönetilecek bir türkiye'nin şakşakçılığını yapıyor anladığım kadarıyla. "din elden gidiyor!" diye buyurmuş hazret. hani birilerinin gaza gelip, sırf müslüman olmadığı için insanların boğazını kesmesine neden olan slogan var ya, hah işte o!

liselerde namaz kılınması istenmiyormuş! nasıl istenmezmiş! liselerde namaz kıllınabilmeliymiş! namaza savaş açılıyormuş! namaz suç olarak gösteriliyormuş! falan fıstık.

laiklik ilkesi gereği, devletin bir kurumu olan okullarda ne cami benzeri bir yapı, ne cemevi benzeri bir yapı, ne şapel benzeri bir yapı, ne kilise benzeri bir yapı açılamaz! şeytana tapan bireyler için kedi kesebilecekleri bir ortam hazırlanamaz!

demek ki bazı şeyleri bilebilmek için gazeteci olmak yeterli değil. şşş, alo! duyuyor musun sayın yazar!

***

"din elden gidiyor" diye çığırdıkça birileri, daha çok boğazı kesilen insanlar görürüz biz!

http://www.haber7.com/artikel.php?artikel_id=138161
kendince klasik haline gelmiş söz;
-ben turgay güler herkeze iyi akşamlar diler...
oldukça sempatik olan ele avuca sığmaz ülke tv elemanlarından. sıradışı isimli programıyla tv lerde nadir takip edilebilen bir iş yapan güzel insan.
(bkz: sıradışı)
kendisini bazı şeyleri aşmış, bilgili, entelektüel zanneden, programında da "ben biliyorumda siz de öğrenin bari" havalarında olan; hatta bir keresinde ülke gündemiyle alakalı bir konuda "ben biliyorumda, neyssee" diyip beni tiksindirmiş insan.programının adının sıradışı olmasının verdiği gazla "ben şimdi sıradışı bir soru soracağım" diyip gayet boktan sorular sorması, ele aldığı konuların yüzde 80 inin saçma sapan, kahve geyiği konular olması ayrı dava. 3. bir kişinin adı geçtiğinde "kendisine cevap hakkı doğdu, eğer bizi izliyorsa, yada yakınlarından izleyen varsa haber verebilir, kendisi bizi arayıp cevap verebilir" diyen, bunu eşitliği savunduğundan mı, başıma bir iş gelir de adım çıkar korkusundan mı, yoksa rating kaygısından mı yapar bilemiyorum ancak bir keresinde deniz baykal a seslendi. ulan deniz baykal ın işi gücü yok senin programında cevap verecek, düşün lan biraz. programda araya girip "bu konuştuğumuz konu çok önemli, içerde çocuklarınız varsa onlarıda çağırın, sevdiğiniz insanları bu programdan haberdar edin onlarda izlesin bizi" diyerek ayrıca delirten adam. ha, iyi yaptığı program yok mu, var, ancak onlarda bu kadar bayatlığın içinde kaybolup gidiyor maalesef.
hani insan birini ilk gördüğünde hiç ısınamaz ya ona, hani suratına iki tane yapıştırmak, azğını burnunu dağıtmak ister ya, işte aynı şeyleri bu insana karşı hissediyorum.

bu kadar itici, bu kadar gıcık ve bu kadar kendini önemli biri sanan insan görmedim hayatımda.

lan sen kimsin?! kıçı kırık bir kanalda oturmuş boş boş konuşuyorsun. seni izleyenlerin sayısı da toplasan 10 bin kişiyi geçmez şu koca ülkede.

şimdi madem izlenmiyor, sen neden izliyorsun diye soracak olursa bazı arkadaşlarımız, hemen söyleyeyim; açıp ne saçmalayacak yine diye sırf meraktan bakıyorum ama sadece 5 dakika dayanabiliyorum. o gözlükler yok mu, hele o gözleri bi garip tövbe tövbe konuşurken nereye baktığı belli değil yukarı, sağa, sola oynayıp duruyo kendi kendine. ne biçim adam lan bu! *
sakin bir yapıdadır. sıradışı tarih programı ile evlere konuk olmaktadır. gözlüğü ve arada ki hafif bir tebessümü olmazsa olmazıdır.
(bkz: sır küpü kaos teorisi)
sakin bir yapıda değildir, en az bir chpli kadar ağzından köpük saçar. kindardır. chp'ye laf sokarken gözleri fırıl fırıl oluyor, heyecandan yerinde duramıyor ve laf kesiyor. yazık, chp kafayapısında olan bir ak genç. akp'yi aklama hevesiyle görünce kendisini üzüluyorum, milletin meselesi üç ağaç değil be efendi... firavunlaşan akp zihniyeti, vicdansızlaşan akp zihniyeti... zamanında müspet düşündüğüm bir adamdın, elbette senin umrunda değil, sen takmıyorsun... sahibin gibi.
turgay beyi çok severim, çok da mert bir adamdır; insanlar tanımadıkları kişiler hakkında ne kadar da çok konuşuyorlar öyle. arkadaş ısınamamışmış... halısaha maçı mı yapıyoruz birader, neye ısınıyorsun? insan bu, fikrine göre mukabele edersin. ama gerçekten giydiği gömlekler çok çirkin yahu, ehehe...

turgay beyi ''yandaş'' olarak görmek haksızlık olur. akp hakkında gerektiğinde çok da sert konuşmuşluğu vardır. sanırım insanlar geçtiğimiz günlerde yapılan sıradışı tarih programına bakarak yapıyor bu yorumu, bunda da haksızlar diyemem açıkçası. ama turgay beyin hakkında konuştuğu, işin bir devrim raddesine vardırılması. turgay bey de, mehmet çelik de, üsküdar üniversitesi rektörü de, olaylar ilk patlak verdiğinde insanların demokratik hakkını savunduklarını, avm'ye karşı olduklarını, projenin durdurulması gerektiğini, halktan onay alınması gerektiğini ifade ettiler. ama sonra iş belli bir kesimin gövde gösterisine dönüşmeye meyletmeye başlayınca, bahsi geçen programı yaptılar. bundan da doğal bir şey yok.

iki ağaç yüzünden olmuyor bunlar deniliyor fakat, eylem ilk başladığında ''iki ağaç'' yüzündendi. zaten turgay bey ''iki ağaç'' meselesinde halktan yanaydı. ama olayın boyutu hükümeti devirme eylemine gelince, mehmet ali alabora ''iş başka, sen gel'' diye tweet atınca, kendisi de ağır ifadelerle bu gruba yüklendi.

iyidir turgay güler, iyi... ama gömlekleri cidden rüküş...
ülke tv'de sıradışı adlı programların sunucusudur.biraz atarlı biri gibi ama yine de sempatik sanki..gezi eylemcilerin gazdan kaçarken girdiği camide tebessüm eden 2 genç görmüş onu söylüyor şu sıralar.
hükümetin en ateşli medya tetikçisi.
akp'den sonra ne yaptığını özellikle akp'yi nasıl eleştireceğini birileri mutlaka takip edecektir.
(bkz: işte biz o gün güleceğiz)
hangi ara aksam gazetesine geçti, hangi ara ayarcı turgay oldu bilinmeyen yandaş.

yavrum benim ülke tv de at koştur sen, ayar senin işin değil denmesi gereken tv proğramcısı...
YIlmaz özdil'e gereken cevabı vermiş şahıs.

bu yılmaz özdil kabız olsa hükumetten biliyor onun için onu ciddiye almak bile saçmalık bence, chp yalakası.
Sen ne terbiyesiz bir adamsın

Adını da vereceğim senin!
Yılmaz Özdil.
Sen de benim bu yazımı Aydın Doğan’a götürürsün, “Bak yazılarım ses getiriyor, maaşıma zam istiyorum” dersin.
O da varsın versin.
Sen ne terbiyesiz bir adamsın.
Moda tabirle de soracağım; bu satırları yazmak için ne içtin?
Derdin ne, amacın ne?
Bu şahıs 15 Eylül günü bir yazı kaleme aldı.
Başlığı da “Vurun kahpeye”.
Yanına da parantez içinde 2013 versiyonu diye not düşmüş.
Bilirsiniz, 1949 Ömer Lütfi Akad yapımı bir filmdir Vurun Kahpeye.
Halide Edip Adıvar’ın aynı ismi taşıyan kitabından esinlenilerek çekilmiş bir film.
Yazdığı yazıyla nasıl bir bağ kurduysa?
Neyse oralara hiç girmeyelim.
Son zamanlarda yabancı turistlerin uğradığı tecavüz olaylarını tek tek sıralamış.
Bundan da isim vermeden Başbakan Erdoğan’ı sorumlu tutuyor; sorunlu adam.
Yazının sonuç bölümündeki yargı cümlesi akıllara zarar, iğrenç ve aşağılık.
Şöyle bitiyor yazı:
“Memleketi öyle hale getirdin ki, kuytuda kıstırsalar Mısırlı rabia’ya bile tecavüz edecekler, haberin yok.”
Terbiyesiz adam!
Utanmaz adam!
Rabia dediği, tüm islam dünyası tarafından muhterem kabul edilen bir şahıs.
Kadın evliya olarak anılır.
Rabia’nın “r” sini de küçük yazmış.
Bunu yaparken aklından ne geçirdiyse?
Turistlere yönelik tecavüz olayları, Başbakan ve Mısırlı Rabia.
Hepsi aynı yazıda.
Her şeyi birbirine katmış karıştırmış.
Mesele daha iyi anlaşılsın diye bir fıkra anlatayım.
“Bel altı” değil, sevmezsin belki ama, yine de oku!
Adamın biri içinde olduğu mecliste anlatmaya başlamış:
“Hazreti isa eline kılıcını aldı, kızını yatırdı, tam kesecek gökten bir öküz indi, o gün de Ramazan bayramı oldu” diye.
Aklı sıra “kurban olayını” anlatıyor.
Sonra içlerinden biri dayanamayıp kalkmış ve şöyle demiş;
“Allah belanı versin be adam. Ben şimdi hangisini düzelteyim? isa değil, ibrahim. Kılıç değil, bıçak. Kızı değil, oğlu. Öküz değil, koç. Ramazan değil, kurban.”
Peki ben şimdi hangisini düzelteyim?
Saydığın tecavüz olaylarında faillerin neredeyse tamamı alkollü. Yahut uyuşturucu madde bağımlısı.
Senin gözettiğin türden yani.
- içki düzenlemesine karşı çıkan sen!
- Metroda güpegündüz, ulu orta sevişsinler diyen sen!
- Din kültürü ve ahlak bilgisi derslerine karşı çıkan sen!
- internetime dokunma diyen sen!
- Bu gençlere karışma diyen sen!
- Belden aşağı fıkraları köşesine taşıyan sen!
Daha sayabilirim. Lakin yeter.
Kabahat sende değil ki!
Kabahat Diyanet işleri Başkanlığı’nda.
Bu rezillik, bir kınama yazısını kesinlikle hak ediyordu.
Ve son bir not.
Baltacıları bilirsin. Şu Mısırlı Baltacılar. Darbesini sevdiğin Sisi’nin Baltacıları.
O Baltacılar, Tahrir’de aralarında yabancı gazetecilerin de bulunduğu onlarca kişiye tecavüz etti.
Tecavüze uğrayanlar arasında elli kadar da erkek vardı!

Turgay Güler
yavşakların ( bitin yavrusu manasında kullanıyorum ) bayrak taşıyanıdır.
sıradışı programının sunucusudur. mehmet çelik hoca ile programları izlenmeye değerdir. akşam gazetesinde yazmaktadır.
an itibariyle sıradışı programında girenleri çıkarmaya çalışan akp tetikçisi.
tayyip buna "domal" dese domalacak olan gazeteci bozuntusu.
https://fbcdn-sphotos-d-a...41839660_1162260757_n.jpg

tayyip kendini bu kadar sevmiyodur yemin ederim. parayla tutulmuş yalayıcılardan bir tanesi.
doğmamış çocuğa mektup gibi yazı yazmıştır. allah'ım ne kadar da duygusal.

--spoiler--
Adnan Menderes’i kim astıysa,
Özal’ı kim zehirlediyse,
Erbakan’ı kim devirdiyse,
Muhsin Yazıcıoğlu’nu kim öldürdüyse,
Terörü kim yönetiyorsa,
Uğur Mumcu’yu, Hrant Dink’i kim katlettiyse,
Doksan yıldır bu ülkenin kanını kim emdiyse,
Sivas’ı, Başbağlar’ı kim yaktıysa,
iskilipli Atıf’ı, Said Nursi’yi kim yok ettiyse,
Deniz Gezmiş’i kim astıysa,
Darbeleri kim tertiplediyse,
Kardeşi kardeşe kim düşman ettiyse,
Kürtlere kim zulmettiyse,
Başörtüsünü kim yasakladıysa,
Alevileri kim yok saydıysa,
Baykal’a kaseti kim hazırladıysa,
Uludere’yi kim tezgâhladıysa,
Gezi’yi kim tertiplediyse;
Ey sevdası olan adam!
Bil ki bugün senin sevdana pusu kuran da onlar.
“Bunları da mı görecektik?” deme sakın.
Bilirim demezsin.
Zira miras bırakılan bu kutlu sevdaya sen talip oldun.
“Kefenimizle çıktık bu yola” demiyor muydun?
“Bu kadar mı alçalacaklardı?” deme sakın.
Sen zindan görmüş adamsın.
Hatırla, ne alçaklar, ne alçaklıklar gördün.
Sevdanın sevdalıları “savunan adamları” sevdi.
“Dik duran adamları” da.
Eğilme, savrulma.
Bu millet sevdası olan adamların sevdasına kurban olur.
Sevdan sevdamızdır.
Allah yâr ve yardımcın olsun.
--spoiler--
fatih tezcan ile birlikte günümüzün müslüm gündüz'ü olma yolunda ilerliyorlar.
kankası nevzat çiçek ile şu an a hbr' de yalamaktadır. ulan nevzat bi'de devlet kurumu falan demez mi gözlerim yaşardı.