tum peygamberlerin sami irkina gonderilmesi

en çok sapıtan ırkın bu ırk olmasından kaynaklanır.

Sami ırk hakkında daha iyi bir fikir edinmemizi sağlamıştır.
(bkz: tevbe 97)

(bkz: semavi dinlerin sami ırkı masalları olması)

bu dünyada gelip geçmiş en tüccar zihniyetli ırkın, sami ırkının günümüzde yaşayan akrabalarının iddiası, ki külliyen yalandır. hz mahmut gerçeğini gözardı edenlerin sömürü kokan beyanatıdır. şimdi içinizden hz mahmut kim ulen diyen dinsizler çıkacaktır, ki ayıptır, saygısızlıktır. kendi inancına saygı bekleyen, başkalarının inançlarına da saygı duymalıdır.

diğer tüm peygamberin sami ırkına, yani babil; asur; fenikeliler ve onların günümüzde yaşayan temsilcileri yahudi ve araplara gönderilmesi, bunların ne kadar dandik milletler olduğun da bir göstergesidir aslında. işte biz ırkçı olmadığımız için dikkate almıyor ve geçiyoruz.

kuran ı kerim'de de bahsi geçtiği üzre, (*) gerçekte tüm ktsal kitaplar eskilerin birer masalıdır. mahmutizm hariç. o son dindir. peygamberim diye ortaya çıkan 124.000 kişi gerçekte din yaratıcısı, iman senaristi, küresel sömürücü kişilerdir.

yeri; göğü; evreni ve tüm hayatı yaratan yüce bir varlığın, kullarını ilkin dinsiz yaratacağını, sonradan bir din göndermeye karar vereceğini ve uymasını istedikleri kurallara davet için de "ahlaki düzeyi tartışmalı fanileri peygamber olarak seçeceğini" ve bunlara "sonradan bozulacak kitaplar gönderebileceğini" düşünmek, en başta yaratıcı kavramına ve onun büyüklüğüne yönelik çok büyük bir saygısızlıktır. tanrının yüceliği kavramına aylırılıktır.

eğer bir tanrı olsaydı ve kulları olan insanların bir takım kurallara uymasını arzulasaydı, zannediyorum bunu çok daha basit ve mükemmel bir şekilde yapardı. bir kitap gönderseydi eğer, o kitapta asla ve asla "peygamberin evinde çok oturmayın; akşam yemeğini yiyince kalkın gidin" gibi evrensellik dışı - kişiye özel talimatlar da bulunmazdı.

peygamberler hiç olmasaydı, emin olun ki dünya bu kadar kötü bir yer olmazdı...

(*)

furkan suresi 5. ayet: yine onlar dediler ki: (bu ayetler), onun, başkasına yazdırıp da kendisine sabah-akşam okunmakta olan, öncekilere ait masallardır.

kalem suresi, 15. ayet: "ona ayetlerimiz okunduğu zaman o, "öncekilerin masalları!" der."

polemik amaçlı, yalan yanlış tespit.

peygamberler ve getirdikleri unutulmuş olmasa zaten yeni bir peygamber neden gelsin ki.

ama yine de değişik kaynakları inceleyenler, bazı araştırmacıların yıllarca eski peygamberlerin izlerini sürdüklerini ve özellikle hindistan, batı avrupa ve iç asya'da yaşamış bazı peygamberlerin izlerine rastladıklarını görecektir.

evet, yine inanmak ve inanmamak üzerine fikir beyan edilecek bir iddia.
bendeniz üşenmeden özetliyeyim durumu.
inananlara göre ;

allah her dönem insanlığa rehberler göndermiştir. ki " bizler peygamber göndermediğimiz hiç bir kavme zülmetmeyiz" mealinde bir de ayet vardır. başta yahudiler olmak üzere sami ırkından olan kavimler çok azgın olup allahın yolundan saptıkları için allah onlara çokça peygamber göndermiştir. peygamber sayısı kuranda 25- 28 arası olarak geçmektedir kuranda çünkü lokman a.s gibi zevatların peygamber olup olmadığı kesin değilidir. ama sağlam olmayan hadislaere dayanılarak 1224 ya da 124.000 peygamber gönderilmiştir diyenlerde mevcuttur. hatta ilahiyat dünyasında sokrates, konfiçyüs v.b düşünürlerin bile peygamber olabileceği idda edilmiştir.

inanmayanlara gelince de ; ortadoğu coğrafyasında yaşayan devrimcilerin birbirinden etkilenerek birikimsel bilgilerden faydalanarak , topluma yön vermek için din kisvesi altında devrimler gerçekleştirmişlerdir. o dönemde hayata yön veren olgu din olduğu için bu yola başvurulmuştur. hiç kadın peygamber olmaması - hz. muhammedin vefatından sonra ortaya çıkan kadınlardan biri hariç- , tüm peygamberlerin aynı soydan gelmesi de kültürel , sosyal ve coğrafi nedenlere dayandırılmaktadır.

olay bu kadar basittir. kimsenin kendi inancını sınamak için kendini kasmasına gerek yoktur. relaks olun...( relaks ne lan.. madem yazılışını bile bilmiyon ne diye yazıyon )

gönderilen peygamber sayısının 124.000 olduğu ve bunlardan sadece 28'inin ismini bildiğimiz ve bazısının kimlere gönderildiğini bildiğimiz düşünülürse kanıtlanması çok zor bir iddiadır. hatta doğrudan yanlış bir iddia olduğunu da söyleyebiliriz ki nitekim kur'an-ı kerim'de peygamber efendimizin belli bir ırka değil, alemlere peygamber olarak gönderildiği bizlere bildirilmiştir.

biraz belaltı vuran önermedir. 124.000 peygamber falan diyecem soy kütüklerini isteyecekler.

inanış odur ki; bu sami ırkın erkelerinin en çok eleştirilen noktası 4 hanım vs. konusudur. birilerinin bu erkeklerden yana anneleri adına dertlenmeleri sonra da bu tarz vuruşları olsa gerek aslında mevzu.

hem sen islam'a inanma, allah yok, peygamber masalcı kuran da masal kitabı de, sonra gel kuran'dan alıntı sami peygamberler inancını düşüncene temel tut. o bina yıkılır be koçlar... sami erkeklere olan hıncınızı anlamak mümkün. bende de böyle bir şüphe olsa, ben de ossururdum, çıkan sesi de sözlüğe yazmaya çalışırdım.

not: buradan hareketle ilk cümlede kullanılan "önerme" kelimesi kafaları karıştırmış gibi görünmekte. silme nedeni olarak, "bu bir önerme değil. önerme yargı şeklinde olur." şeklinde bir veri ile bilgilendirildim. bu başlıkta bahsedilen mantık bana göre bir önermedir. aslında subjektif de değil zira biraz türkçe biraz da mantık ilmi yeterli bunun önerme olduğunu anlamak için. ben tüm peygamberlerin sami kavimlere gönderildiğini düşünmemekteyim. böyle bir hakkım yok mudur? vardır. 124.000 peygamberin adları bilinenlerin sami ırktan olması benim bu düşüncemi de değillemez. benim gibi düşünen herkes bunun bir gerçek değil kişisel bir önerme/hezeyan olduğunu düşünür. bu noktada birden fazla sayıda kişiye göre bu başlık önermedir. zira bana göre doğru değildir. önerme de zaten doğru veya yanlış olduğu iddia edilebilen düşüncedir. öneriden az daha kesindir o kadar sadece.

bu entrye bulunabilen yegane silme gerekçesi "bu bir önerme değil, önerme yargı şeklinde" olur ise; ben derim ki; sen şuna "entry bana uymadı silecek gerekçe de bulamadım ondan sildim de", bana sizin dürüstlüğünüz kalsın. bu entrye bakanların ve silenlerin başlığın ilk entrysinde tanım bulabilmiş olmaları da ayrıca takdir-e şayandır.

(bkz: önerme)

- sami, sana da peygamber geldi mi lan?
+ bana öyle bir peygamber gelmedi.
- ben de gönderdiğimi hatırlamıyorum
+ olan olmuş, tamam oluruna bırak abi...

tamamen çarpıtma. evet, büyük peygamberlerin çoğu o topraklara gönderilmiştir.ama her giden peygamber toplumunda devrim etkisi yapmış ve eski düzeni yıkmak için çalışmıştır.

şimdi hangi beyinsiz, arapların veya yahudilerin siyasi amaç elde etmek için peygamber uydurduğunu iddia edebilir.olamaz çünkü, her peygamber toplumlarının hali hazırdaki adetlerini ve yöneten kadrolarını devirmiştir. yenilik getirmiş eski adetleri ve kadroları değiştirmiştir.

peygamberlik makamı uydurma değildir. böyle bir şey uydurmaktan hiç bir kimsenin, hiç bir dünyevi çıkarı olamaz.her ırka her vakit, son peygamber muhammed aleyhisselam'a kadar peygamber gönderilmiştir.kuran-ı kerim'de kıssaları verilenler vardır verilmeyenler vardır.

muhtemelen sami ırkında bir sorun olduğu ve bu ırkın insanlarının bir türlü akıllanmak bilmeyen, kafaları basmayan, tarihten ve geçmişten ders almayan, topu birden ezik üçüncü sınıf kişiler olmasından dolayı olmuş olabilecek bir durum.

peygambersiz kavim olmamıştır fakat diğer kavimlerin hiç biri kur'anda isimleri geçecek kadar azmamıştır.

belge, peygamber ismi diye höykürenler için edit: karşı çıkanların çoğuyla daha önce de tartışmışlığım vardır. iflah olmaz söz dinlemez insanlar olduğu için boşu boşuna kendimi yormayacağım. iflah olmaz ateistler için; (bkz: öbür tarafta görüşürüz canım)

edit 2: (bkz: ateist/#2184486), (bkz: zeki insanlarin ateist olmasi/#2590143) (cuk oturmuştur.)

demek ki en çok yoldan çıkan sami ırkıymış tespitinde bulunduran hadise...

aslında başlık biraz hatalıdır. ""bilinen bütün peygamberlerin sami ırkına gönderilmesi" olmalıdır. ayrıca "peygamberler arasında hiç kadın peygamber olmaması" da bu şekilde düzeltilmelidir. nedeni ise; bu düşünceyi ortaya atan kişinin duruma şüpheci ve bilimsel yaklaşması gerekliliğidir. çünkü bu kişi bu gibi önermelere değiştirilemez gözüyle bakmaz. araştırır ve sorar. bu bakımdan takdir edilmesi ve desteklenmesi gerekir. ama ne yazık ki, ülkemizde ve diğer dinin yoğun yaşanıldığı ülkelerde olduğu gibi bastırılacaktır. maalesef ki, saygı çoğunluğun kontrolündedir

o zamanlar dünyanın kültür ve bilim merkezi oralardı. ve etkin olanlar samilerdi. hz. muhammed de oralara yaptığı seyahatlerde aynı türden hikayeleri çok dinledi herhalde. çok benziyor çünkü. neticede efsaneler, hikayeler, yaşamdan kesitler ve günlük yaşama dair emirler içeren metinler.